Yeni Suriye’de hayat yavaş yavaş normalleşmeye başlıyor. Okullar, üniversiteler açılıyor, halk sokaklara gönül rahatlığı ile çıkıyor, pazarlar canlanıyor. Memurlar maaşlarını gecikmeli de olsa alıyor hatta yeni hükümet, memurlara yüzde 400 oranda zam müjdesi veriyor…

İnsanlar mutlu ve umutlu.

61 yıllık Baas, 53 yıllık Esad​ rejimini yıkan Heyet Tahrir Eş-Şam​ (HTŞ) örgütünün lideri Ebu Muhammed el-Culani ise Suriyeli gazetecilere hatta dünya medyasına açıklamalar yapıyor; birlik olma ve kucaklaşma teması ile tüm dünyadaki Suriyelilere sesleniyor.  

Suriye’de hayat normalleşiyor ve artık bize güvenin ve ''Ülkenize dönün'' çağrısı yapıyor!

Bir yandan bunlar yaşanıyorken diğer yandan cılız bir ses yükleniyor: “Aleviler katlediliyor” yetişin!

Peki, gerçekten HTŞ’liler Alevileri katlediyor mu?

HTŞ’liler yoksa canice DEAŞ’lılar gibi kör bıçakla işkence edercesine Alevi canları doğruyor mu?

Türkiye’deki bazı Alevi STK’lar bu konuda endişeli olduğunu orada her an bir “Alevi” katliamı yaşanacağı konusunda bulguların olduğunu iddia ediyorlar. Bu konuda kamuoyu oluşturmak ve seslerinin duyurulmasını istemektedirler.

Devlet bu sesi elbette duymazdan gelemezdi. Geçtiğimiz gün Alevi STK liderleri ile İçişleri Bakanlığı yetkilileri görüşme gerçekleştirdi ve onların kaygılarını dinledi. Görüşmenin olumlu geçtiği öğrenildi.

İşin aslı, yeni kurulan hükümetin Alevileri katledeceğini düşünmek baştan beri yanlıştır.

Düşünelim…

Dünya kamuoyunda kendilerinin değiştiğini, meşru yapı olmak istediklerini, kravat ve takım elbiselerle diplomasi sürdürmeye kararlı olduklarını göstermek isteyen bir yapı var.  Suriye’yi yeniden inşa etmeye çalışıyorlar ve hayat normalleşiyor diyorlar. Etnik köken ve mezhep ayırt etmeksizin tüm Suriyelileri, evlerine geri dönmeleri için çağırıyorlar… Durum böyleyken, tam tersini yapıp mezhep çatışmasına yol açacak, Alevi katliamı yaparlar mı?

Yapmazlar, bu net!

Sosyal medyada bazı videolar dolaşıyormuş, katliam yapılıyor diye!

Doğrudur bazı görüntüler mevcut. Ancak bu tüm bölge için geçerli değil. Lokal olaylar cereyan ediyor. Kontrolsüz güçlerin intikam hırsı olsa gerek bazı vakaların yaşandığını duyuyoruz.

Şebbihalar gizlenmiş durumda veya ülkeyi terk etmiş durumda. En çok şikâyet bu yönde. Şebbihalar katlediliyor mesajı verilmek isteniyor. Ancak işin aslı yine öyle değil. Şebbihalar katledilmiyor eğer gizlendiği yerden yakalananlar olursa tutuklanıyor! Devrimin ilk günlerinde yargısız infazların olduğunu görmüştük ancak şuan durum kontrol altında. Yeni hükümet bu konuda hassas olmaya çalışıyor.

Ancak buradan bir uyarıda bulunmak istiyorum. Alevi canları kullanarak, yalan yanlış söylentiler yayanların bir amacı var. Suriye, Türkiye ve Avrupa da dâhil tüm Alevileri ayaklandırmak istiyorlar ve bölgede büyük bir direnişin başlamasını istiyorlar. Bu direnişe sadece Alevileri değil diğer azınlık olan PKK’lı Kürtleri, Ermenileri, Hristiyanları, Dürzileri vb. hepsini dâhil etmek istiyorlar.

İran bu konuda bir açık vermiş durumdadır. Hamaney, “Suriye’de güçlü ve onurlu bir hareketin çıkacağını düşünüyorum” dedi. İsmi önemli değil bazı “Aktivistlerin” ise Suriye başta olmak üzere Türkiye ve Avrupa’da eş zamanlı harekete geçtiklerini görüyoruz.

Sahadan silinen acemlerin tekrar var oluş için sinsi planları güttüğünü net olarak görmekteyiz.

Özellikle yaklaşan günlerde kirli odaklar, çeşitli suikastlara yeltene bilirler. “Aleviler” hedef alınıyor algısı yaratmak için bunlar her türlü bombayı da patlatabilir. Dikkatli olunması gerekiyor. Katliam söylentisi üzerinden tüm azınlıkları bir payda da toplamak ve direniş hareketini körüklemek isteyeceklerdir. HTŞ’nin oluşturmak istediği değişim rüzgârını baltalamak ve Suriye’de tekrar bir kaos ortamı yaratmak isteyeceklerdir.