İyi Parti heyeti adeta Kılıçdaroğlu ne yapmadıysa yaptı… Veya nerelerde eleştirildiyse oralarda farklı hareket etti. Mesela ABD’de yerleşik Türk gazetecilerle görüştüler. ABD’li yetkililerle bir araya geleceklerini ifade ettiler.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD Ziyareti CHP'nin dış politikada boyunu gösterdiği bir örnek miydi? Bu ziyarette ABD'li yetkililerle görüşülmemesi bir başarısızlık mı bilinçli bir tercih mi?

Son yazımda ziyarette ABD'de yerleşik gazetecilerle bir araya gelinmemesini ele almıştım. Gerekçelere dair de tahminleri paylaşmıştım.

Ardından geçtiğimiz hafta sonu 16 Ekim'de 20.si gerçekleştirilen Türk Festivali'ne İyi Parti heyeti katıldı. Bu ziyaret aslında Ekim ayının Washington DC Belediye Başkanı Bowser tarafından Türk Kültürel Miras Ayı ilan edilmesinin yanı sıra daha önce ertelenen ve ABD'de genel temasları da içeren bir ziyaretti.
***
İyi Parti heyeti adeta Kılıçdaroğlu ne yapmadıysa yaptı… Veya nerelerde eleştirildiyse oralarda farklı hareket etti.
Mesela ABD'de yerleşik Türk gazetecilerle görüştüler. ABD'liyetkililerle bir araya geleceklerini ifade ettiler.
Kılıçdaroğlu'nun ziyareti gerçekleşmeden çok önce planlanan sonra iptal edilen ziyarette de zaten basınla buluşma planlanmış ve davet gerçekleşmişti.
***
İyi Parti kendisini iki kişi ile gösterdi. Gezide; daha önce 2021'de; TBMM Dışişleri Komisyonu Üyeleri AK Parti'den Akif Çağatay Kılıç, CHP'den Oğuz Kaan Salıcı, MHP'den Kamil Aydın ile beraber DC'ye gelen İYİ Parti Bursa milletvekili, Dış Politikalardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve sabık büyükelçi Ahmet Kamil Erozan ve Yurtdışı Lobicilik Başkanı Mehmet Ali Karamemiş yer aldı. Ayrıca İyi Parti'nin yerel deki temsilcileri Fatih Karataş ve Mustafa Özgür Kılıçarslan gibi isimler eşlik etti…
Ekip ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ve Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi ile görüşme gerçekleştireceğini duyurdu… Hangi düzeyde yetkililer ile görüştüklerini bilmiyoruz. Aynı gün Sullivan Kalın ile görüştü. Yani hükümetin görüştüğü kurumlara erişimleri olduğu görüldü.
Peki ne görüşecekler?
'İktidara gelecekleri için' veya 'geldiklerinde' önlerinde duran mevcut veya (Erozan'ın kendi ifadesi ile ABD zaten F16'ları verecek ve başka bir yolu yok …) o zamana dek çözülmüş olacak sorunların nedenlerini ve çözüm yollarını konuşmak.
Oldukça kendinden emin bir ifade. İyi Partili Erocak 'Anketlerde Ak Parti 20'li rakamlarda, İyi Parti ve CHP'de 20'li rakamlarda' ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun yapamadığını İyi Partili iki isim gerçekleştirdi diyenler var…
Ancak iki hususu hatırlatalım.Kılıçdaroğlu Amerika'ya Kemal Kılıçdaroğlu olarak geldi…
CHP logosu ziyaret açıklamasında yer almadı. Kendi imzası yer aldı… İlk olarak Vasington'a değil Boston'a, iyi üniversitelere gitti.
Kendisine destek var ama kim ne yapılacağını bilmiyor. Yani teşkilatlanma noktası belirsiz.
.***
*İkincisi ise İyi Parti'nin durması beklenen yer ile Kemal Kılıçdaroğlu'nun durması beklenen yer…
Geçmişten bugüne baktığımızda bugün Bahçeli 'Ne Amerika, ne Rusya ne Çin' diyen bir yerde duruyor. İyi Parti'nin geldiği dinamiklerden MHP'nin pozisyonuna; Ak Parti'ye yakın medya organlarına 2008 dönemi yansıyanlar gözüyle bakarsak; CIA tarafından kurulduğu yazılmış, ABD'nin dış politikadaki darbelerdeki rolüne atıfla görülen bir yer…
ABD'li yetkililerle görüşmek hala akılcı ve bir boy gösterme olarak algılanabileceği gibi diğer taraftan Kılıçdaroğlu'nun tutumunu bir tercih olarak görmek de mümkün…
Tam bu noktada Etyen Mahçupyan: 'Putin ile teke tek oturduğunda 'Mansur Yavaş'a mı güvenirim, Erdoğan'a mı? Çok açık ki Erdoğan'a güvenirim. Yeniden Tayyip Erdoğan'a da oyverebilirim' dediğini hatırlatalım. Anketlerde Ak Parti'den dönen seçmenin yeniden döndüğü görülüyor. (Metropol)
***
Kılıçdaroğlu Kasım'ı bekleyin derken Erocak'da Kasım sonunda Dış Politika ile ilgili 6'li masa içerisindeki istişarelerin sonuçlanmış ve programın ortaya çıkmış olacağını iletti. Bu bir program açıklanacağı anlamına gelirken; adayın Kasım sonu ortaya çıkacağı anlamına gelmiyor. Aday tartışması daha çok su götürür. Çünkü Kılıçdaroğlu başörtü dediğinde, helalleşme dediğinde kendisine bilenen bir kitlesi var.
ABD ziyaretinin fiyasko olduğu şeklindeki yorumları da yine kendi içlerinden duyuyoruz. Evet çok seslilik iyidir. Aynı ekip kendisinin mezhep kökeni nedeniyle oy alamayacak olduğunu bu nedenle başka adayların yolunu açması gerektiğini söylüyor. Bir yandan'Helalleşme deme' derken diğer yandan 'Sen Alevisin oy alamazsın' diyebilmek bir nevi çifte standart.
***
Diğer yandan İyi Parti'ye gelirsek; çeşitli toplantılar yaptılar. Festivalde Türk vatandaşları ile tek tek sohbet ettiler. Vaşington'da Capitol Grill'de gazetecilerle gerçekleşen yemekli buluşmada gazeteci olmayan tek bir isim vardı.
Ak Parti dışında 6'li masadaki partileri desteklemeye açik bu isim de bir Türk olarak aramızdaydı.
Belki daha önceki Türk Amerikan gruplar ile olan buluşmaları yetişemediği için bizim olduğumuz toplantıya katılabildi.
Burada kimlikler önemli değil. Ancak bu toplantıda Meral Akşener'in emekli amiraller Montrö bildirisine 'zevzeklik' demesi gündeme getirildi…
Yani 'Erdoğan gitsinde nasıl giderse gitsin demeyen' çıkışları da hedef altında. 'Mücadelenin gereği demokratik zeminde sürsün' diyerek; amirallerin bildirisinin Ak Parti'ye can suyu olduğunu, bildirinin yanlış olduğunu söylemişti.
Yani Meral Akşener de Kılıçdaroğlu gibi sarmalanmış durumda. Kurmayları tarafından olmasa da İyi Parti ile CHP arasında kalan seçmen arasında; başörtü ve helalleşmeyi duymak istemeyen veya emekli askerin bildirisine karşı çıkıldığında rahatsız olan kesimler var.
Elbette askerler de kendi tecrübeleri doğrultusunda görüşlerini ifade edebilmeli. Ancak gece yarısı açıklamaları muhtıraları hatırlatıyor. Ve bu kişi Akşener olunca tepkisi daha da çok merak ediliyor. Nedenlerini yukarıda yazdım. Yani yukarısı bıyık aşağısı sakal durumu söz konusu.
Velhasıl ABD ziyaretleri parametresiyle bakınca dönenleri bir de benim gözümden ifade edeyim istedim.
--