ABD'nin Filistin'de ateşkes müzakerelerine yönelik baskı yapmayı büyük ölçüde her iki tarafta da çatışmayı sona erdirmek için bir siyasi irade olmadığı gerekçesiyle askıya aldığı bir dönemde Birleşmiş Milletler Genel Kurul haftasına girdik. Salı ve Çarşamba günü dünya liderleri Genel Kurula hitap ediyor.
Biden, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda son konuşmasında dünya liderlerinin savaş, hastalık ve yapay zeka konularını ele alabileceklerine dair umutlu olduğunu ifade etti. Yeniden seçilmeme konusundaki kararına da değindi. “Bazı şeyler, iktidarda kalmaktan daha önemlidir,” dedi, önemli olanın, halk olduğunu vurguladı...
Yaşı gereği oy kaybına yol açabileceğini ama önemli olanın kendi zihniyetinin güçte kalması olduğunu da vurgulamış oldu.
ABD'nin Afrika ülkelerine 500 milyon dolar ve bir milyon aşı dozu bağışlayacağını söyledi. Diğer ülkeleri de harekete geçmeye çağırdı.
Volodymyr Zelensky, Batılı müttefiklerden, Ukrayna’ya sağladıkları silahları kullanarak Rusya'ya saldırmasına izin vermelerini istedi. Güvenlik Konseyi’ne yaptığı konuşmada, “Rusya ancak barışa zorlanabilir,” dedi.
Trump ise aynı hafta konuşmalarında Zelensky'nin her ABD'ye geldiğinde milyarları alıp gitmeyi başardığını söyledi. Dünyada bu savaştan beslenen güçlerin, küresel sermayenin Amerikanın çıkarını düşünmediğini vurgulamış oldu bir kez daha. Zaten daha önce de savaşı Ukraynanın kazanmasından öte bir an önce gelecek barışın ABD'nin çıkarına olduğunu düşündüğünü söylemişti.
Erdoğan'ın BMGK ve New York Programı
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise BMGK konuşmasında "Dünya Hitleri nasıl durdurduysa Netanyahu'yu da öyle durdurmalıdır" dedi. Erdoğan Netanyahuyu ilk kez Hitlere benzetmiyor...
Gazze'de İsrail askerlerinin araçlarına açtığı ağır ateş sonucu tüm ailesini kaybeden ve günlerce aynı araç içinde kaldığı halde yardım ulaştırılmayan 6 yasındaki kız çocuğu Hind Recep'i hatırlattı. Gazze'de sadece çocuklar değil BM sistemi ölüyor, hakikat ölüyor, Batının savunduğunu iddia ettiği değerler ölüyor dedi. Güvenlik Konseyi'ne "daha neyi bekliyorsunuz" diye seslendi. İsrail'in kendi vatandaşlarının da canını tehlikeye attığını hatırlattı.
Erdoğan'ın Gazze'de "soykırımı" ifade eden liderleden olması önemli. Bununla birlikte Azerbaycan'dan İsrail'e petrolün Türkiyeden geçmeye devam etmesine , Ceyhan üzerinden tankerlerin ilerliyor olmasına tepkiler var. Kazak ve Azeri petrolü İsrail'e Ceyhan'dan ulaşıyor. Tankerlerin gideceği yere Türkiye'nin müdahalesi de sınırlı. Boru hattının sahibi Türkiye değil, sadece azınlık hissesi var ve yapılmış anlaşmalar var. Türkiye vanayı kapatırsa para cezası öder mi tartışmalı zira İsraile yönelik bazı ICJ düzenlemeleri ceza almasını engelleyebilir.
Ayrıca Erdoğan Genel Kurul'a hitap ederken salonun boş olduğu haberleri yapıldı. Salon normal şekilde doluydu. Aralıklı boş sandalyelerin olduğu bir iki sıra vardı.
Erdoğan NBC'ye verdiği röportajda ise HAMAS'ı neden terör örgütü olarak görmediğini açıkladı. "Erdoğan teröre karşıyız, HAMAS topraklarını koruma gayreti içinde olan bir direniş grubudur" dedi. "Bir NATO ülkesi olarak 7 Ekim'i yapanları böyle savunmanıza ABD izleyicisi şaşıracak" diyen gazeteciye Erdoğan "kaç Filistinli öldürüldü perde arkasını incelediğinizde durum farklı yerlere ulaşır." cevabını verdi.
Erdoğan "ABD Ukrayna'nın NATO'ya üye olmasını istemiyor, bu işler heyecanla adım atılacak konular değil, gelişmeleri takip ederek kararımızı veririz" ifadelerini de kullandı.
İkili görüşmeler, Ermeni olayları
Diğer yandan Erdoğan Türkevi'nde Ermenistan Başbakanı Paşinyan ile de görüştü. ABD'de Ermeni olaylarının yıl dönümünde Türk gruplar ve Ermeni gruplar sıkça karşıt protestolarda yüz yüze gelerek kargaşa yaşıyorlar. Ermeni meselesinin çözümü için Erdoğan'ın yıllar önce başlattığı açılım ise yarım kaldı. Bu yıl Vaşington'da birkaç kişi aslından hem Türk hem Ermeni ılımlı grupların bir araya gelerek sorunun çözümünü talep eden bir girişim başlatmasını ele almıştık. Ancak bu hassas konuda destek bulmak hem Türk Amerikanlar hem Ermeni Amerikanlar için zor. Zira ılımlıları kendi milliyetçi grupları baskı altına alıyor.
Erdoğan Yunanistan Devlet Başkanı ile de görüştü.
Alman Başbakanı ile görüşme de önemliydi. Özellikle Akkuyu Nükleer Santralı ve Siemens'in iletmediği parçalar konusu önemli.
TASC yemeği ve Türk Amerikan Toplumu
Erdoğan Türk Amerikan Yönlendirme Komites'nin yemeğine de katıldı. Türk diasporasının ABD'deki çalışmalarının önemini vurguladı. Rockefeller Center'daki yemeğe çeşitli holdingler ve iş adamları sponsor oldu.
Chobani'nin sahibi Hamdi Ulukaya, Zeynel Abidin Erdem sahnede yerlerini alarak cumhurbaşkanı ile toplu fotoğraf çektirdiler. Erdoğan'a "Kun Fe Yekün" (Ol der ve olur) yazılı hat tablosu hediye edildi.
Bu yemeğe, Erdoğan'ı New York'a her geldiğinde Türk Evi önünde "Hoşgeldiniz" pankartları ile karşılayan, depremde Türkiyeye 50.000$ yardım toplayarak gönderen Pakistanlı Amerikalı toplumun önderlerinin davet edilmemesi tepki çekse de TASC başkanı Avukat Seyit Şahin kendisinin durumdan haberi olmadığını bir daha böyle bir şey olmayacağını aktararak özür dileyen bir açıklama yayınladı.
Türk Amerikan toplumunun bazı üyeleri Türklere Ermeni olayları tezi gibi bazı hususlarda destek veren Müslüman ülkeler kökenli bazı grupların protestolarda tekbir getirmesinden rahatsız oluyor. TASC da Türk toplumunun hassasiyetlerini dikkate almaya çalışıyor. Ancak zor zamanda Türk halkına destek olan bu gruplar aslında önem taşıyor. TASC yakın zamanda kendisine yönelik "Ak Parti'ye yakın" algısını kırarak Türk Amerikan toplumunu ideolojik farklılıklara rağmen bir arada tutmaya çalışmakta.
Farklı eyaletlerde ise Atatürkçü kimliği öne çıkan uzun yıllardır Türk Festivalleri düzenleyerek Türkiyeyi tanıtan dernekler var. Bu yıl ilk kez Chicagoda Türk kültürüne İslami motifleri de ekleyerek yapılan Chicago Türk Festivali'ne yönelik bazı yanlış bilgilerle tepki oluşmuş, festivalde Bayrak ve Atatürk resmi olmadığı iddiaları yer almıştı. Ancak bu iddiaların yanlış olduğu anlaşılmıştı.
Chicago Festivali aslında 2019 yılına kadar başka dernekler tarafından yapılırken Covid sonrası ara verildi. Bu yıl farklı bir şirket yeni sponsorlarla festivali düzenleyerek programda Mehter Konseri ve ilahi konserlerine de yer verdi. Fuar alanı ise sadece Türk ürünlerine değil çeşitli satıcılara açıktı. Yani kitle olarak Müslüman Amerikalılara da hitap edildi.
Türk Amerikan toplumu Türkiye çıkarları ve kültürü için bir arada hareket etme sınavını verebilecek mi göreceğiz.
ABD ile yatırım toplantıları
15. Türkiye-Yatırım Konferansı ise TAİK ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Erdoğan Amerikalı yatırımcılarla bir araya geldi. Maliye ve ticaret bakanları da yatırım ve fon yöneticileri ile bir araya getirildi. Akbank, Koç, Ülker yöneticileri çeşitli oturumlarda yer aldı. Türkiye'nin ihracat arttırma hedefi var. Amerikan yatırımı da bekleniyor. Lojistik ve taşımacılık, tedarik üssü olma hayalleri Covid sonrası artmıştı. Üretim konusunda ise yeterli kapasite yok.
Özel New York'da
Türkiye İmamoğlu'na getirilebilecek herhangi bir siyasi yasak kararına odaklanmış durumdayken ana muhalefet partisi CHP lideri Özgür Özel de Sosyalist Enternasyonal Başkanlık Konseyi toplantısı için ABD'de bulunuyor.
Özel, New York yolculuğu öncesi, “Gazze birinci gündem maddemiz. Ayşenur kardeşimizin katli noktasında İsrail'e ve ABD'nin kendi vatandaşına gereği gibi sahip çıkmamasına dair tepkimizi dile getireceğiz. New York’taki görüşmelerimizde, Türkiye’nin tam AB üyeliği konusunda tüm siyasi müttefiklerimizden ve görüştüğümüz kişilerden yazılı destek beklediğimizi ifade edeceğiz,” dedi. "AB'ye tam üyelik hedefi ile Rusya ile daha iyi ilişkiler kurma potansiyeli çelişkili değil" diye de ekledi.
Geleceğin Zirvesi ve BM'nin yapısı
BM sisteminin artık küresel sorunlara çözüm olamadığı gerçeğinin idrakiyle yapılan Geleceğin Zirvesi de ilk kez gerçekleşti. BM Sekreteri Guterres zirvenin gerekçelerini şu sözlerle ifade etti: " Bu Zirve'yi, BM Sözleşmesi'nin değerlerine dayalı olarak küresel kurumları daha meşru, adil ve etkili hale getirmek için derin reformları ele almak üzere topladım.
Bu Zirve için , 21. yüzyıl zorluklarının 21. yüzyıl çözümlerini gerektirdiği için çağrıda bulundum...
Dünyamız raydan çıkma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu için çağrıda bulundum – ve doğru yola geri dönmek için zor kararlar almamız gerekiyor."
Türkiye'nin "Dünya beşten büyüktür" sloganı ardındaki kaygılarla ile örtüşen yaklaşıma göre Güvenlik Konseyi üyelerinin veto yetkisi barış ve adaletin önünde engel oluşturuyor.
Geleceğin zirvesi daha ziyade zenginlik ve refahın paylaşımı, BM'nin fonları gibi husulara odaklandı.