ABD Başkanı Joe Biden, Haziran ayındaki başkanlık TV tartışması sonrası yarışı kazanmaktan uzaklaşmıştı ve bu durum çekilerek Kamala Harris in adaylığını desteklemesiyle sonuçlandı.

İlk başta Harris'in demokratik bir kurultay ile aday olmadığını savunan ve Ağustos 19'daki kurultayda resmi adaylığını görmeden bir TV tartışmasına yanaşmayacağı düşünülen Donald Trump, Harris ile tartışmaya çıkmayı kabul etti. 

Demokratlar bu süreci online şekilde hallettiklerini ve Harris'in delegelerin gerekli oyunu aldığını duyurdular.

Trump, 10 Eylül'de ABC'de yapılacak canlı yayın tartışma anlaşmasını,  Biden'ın adaylıktan çekilmesiyle "sonlandırıldığını “söylemişti.

Trump Harris'in aday adaylığı sonrasında FOX harici bir kanalda münazaraya sıcak bakmıyordu. Bu da değişmiş oldu.

Bu arada Trump'ın son düzenlediği basın toplantısında gazetecilere verdiği cevaplar dikkat çekiciydi. Basının Kamala mitinglerini haberleştirmesini eleştirdi. Mitinglere katılım ve kalabalığın vurgulanmasından rahatsız. Bu arada Harris önceki gün mitingde Filistin destekçisi ateşkes çağrısı yapan grupları birebir kabul etti.

 Gruplar konuşmasını sloganlarla bölünce de "herkesin sesi önemli, ama şimdi ben konuşuyorum, Trump'ın kazanmasını istiyorsanız devam edin yoksa susun" cevabını verdi kürsüden.

Yani aslında "sizi dinledim, söz verdim, şimdi sıra bende" anlamına geliyordu sözleri. Kalabalık, bu grubu az evvel kapalı görüşmede dinlediğini bilmiyordu.

Trump Kampanyası basın birimi ise yabancı kurumların akreditasyonları konusunda cimri davranıyor. Öğrendiğim kadarıyla Türk medyasından mitinglere olumsuz cevap alan isimler var. Ben de onlardan biriyim.

Tabi Trump için seçmen kitlesi olan kesimlerin izlediği Amerikan medya kurumları daha önemli olabilir. Ancak böyle tarihi bir seçim sürecinde yabancı medyayı büyük veya küçük kurumları ayırmak hiç doğru bir yaklaşım değil.

Trump Florida'da son basın toplantısında, 6 Ocak 2021'de Amerikan Kongresi'ne saldıran kişilere adaletsiz davrandığını söyledi. O günkü kalabalığın büyüklüğüyle övündü.

İlaçla kürtaja kısıtlamaya dair tutumu sorulduğunda verdiği cevap ise Demokratların en güçlü oldukları önemli siyasi sorunlardan birine dair tartışmayı alevlendirdi.

Corey Bush ve AIPAC: "AIPAC, krallığınızı yıkmaya geliyorum!"

Demokratların Temsilciler Meclisi koltuğu için yarıştığı ön seçimlerde Missouri temsilcisi Corey Bush, St. Louis Savcısı Wesley Bell'e yenildi.

Bell'in kampanyası, Bush'u devirmek için 8,5 milyon dolar harcayan AIPAC'ın süper PAC'ı Birleşik Demokrasi Projesinden büyük bir destek aldı.

Bush Amerikan İsrail Kamu İşleri Komitesi’ni (AIPAC) açık şekilde hedef alan ve siyaseti manipüle etmekle suçlayan ikinci Kongre üyesi oldu.

Bush, "tek yaptıkları beni radikalleştirmek oldu, o yüzden artık korkmaları gerekiyor… AIPAC, krallığını yıkmaya geliyorum" ifadelerini kullanmıştı.

Temsilci Cori Bush'un AIPAC'tan gelen 8,5 milyon dolar karşısında seçimi kaybetmesinin ertesi günü, Beyaz Saray'ın tutumu ise onu AIPAC'ı eleştirdiği için kınamak oldu. Sözcü Karine Jean-Pierre " krallığını yıkmaya geliyorum" sözlerinin bölücü olduğunu ve duruma yardım etmediğini söyledi.

Bush'un radikalleştiğini ve kendinden korkulması gerektiğini ifade etmesine solcu tabandan destek geldi.

Bush'a "Hayatları fazla rahat ve rafine olan milletvekillerinin oluşturduğu bir Kongrede yaşanan gerçekleri anlatmak radikallik ise hep radikal olması" çağrıları içeren mesajlar yağdı.

Demokrat Temsilci Cori Bush, Başkan Joe Biden'ın 7 Mart 2024'te Washington D.C.'de yaptığı Birliğin Durumu konuşması sırasında Meclis katında ABD'nin İsrail'e askeri yardımını protesto eden mini pankartı taşımıştı.

Haziran ayında Demokrat Parti ön seçimini kaybeden bir başka Temsilci Jamal Bowman (D-N.Y.) da AIPAC'i hedef almıştı.