Şair Nedim’in şiirinde eşsiz bir şekilde anlattığı İstanbul’un eşsiz ve paha biçilemez  bu kadim şehri  ‘’Bu Şehri İstanbul ki’’ şiiriyle sizler için başlayıp fotoğrafların hikayeleri ile buluşturmak istedim. Nedim’i kadar olmasa da bu kadim şehri güzel yansıtmaya gayret göstermeye özenle devam etmekteyiz.

Şair Nedim'in şiirinde eşsiz bir şekilde anlattığı İstanbul'un eşsiz ve paha biçilemez bu kadim şehri ''Bu Şehri İstanbul ki'' şiiriyle sizler için başlayıp fotoğrafların hikayeleri ile buluşturmak istedim. Nedim'i kadar olmasa da bu kadim şehri güzel yansıtmaya gayret göstermeye özenle devam etmekteyiz.

Bu Şehr-i İstanbul ki bî mislü behadır
Bir sengine yekpare Acem mülkü fedadır

Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında
Hur
şîd-i cihan-tab ile tartılsa sezadır.

İnsaf değildir anı dünyaya değişmek
Gülzarların cennete teşbîh hatadır

Camilerinin her biri bir kûh-i tecellî
Ebrû-yı melek anlara mihrab-ı duadır

Nedim

'İstanbul'un özel ve güzelliklerini anlatmak hiç mümkün olur mu? Diyor Nedim,i son mısrasında.

Bizlerde bu güzellikleri mümkün olduğunca anlatmaya çalışıyoruz.

İstanbul hepimizin kalbinde bambaşka bir duygular açar. Şair farklı yönde, müzisyen farklı yönde hele ki bizim gibi fotoğrafçılar çok daha farklı boyuttan bakarız.

Dünyanın en muhteşem şehrinde elbette onu özel kılan muhteşem fotoğraflar ortaya çıkartır. Bu takip hep birbirini izler durur. Bir fotoğraf çekersin sosyal medyada paylaşım yapınca insanların ilgisini çeker ve hemen deriz ki bende çekeyim. Her fotoğrafçının aslında kendine özgü bir sanatı vardır. Asıl o yönünü ortaya koymaktır. Başkasının her yaptığını taklit etmek maalesef onu hedefe götürmez. İstanbul her yönüyle leb-i derya bizler için.

Sabahı ayrı, akşamı ayrı bir güzellik veriyor. İşte bizlerin vazifesi de bu güzellikleri ortaya çıkarabilmektir.

Benimde bu yönüm bana hep farklı bir şeyler ortaya çıkartma özelliğini öne çıkarmıştır. Araştırmalarımda tarihi çok sevdiğim için daima farklı bir göz ile bakmayı öne aldım hep. İstanbul hepimizin. Her tarafı bize ayrı bir hava katıyor. Öncelikle şükretmek. Fatih Sultan Mehmet Han iyi ki İstanbul'u aldı bu kadim yeri bizlere bıraktı. Bizlerde bu kadim toprağa sahip çıkacağız. Yoksa bugün hiçbirimiz fotoğraflar çekemezdik buralar da. Fotoğraf aynı zamanda sizi çok farklı araştırmalara götürür. Ezber değil bilgi ile, okumakla araştırmakla bunları öğreneceğiz. Bir gün kendime dedim; Cemil kimsenin yapmadığını yapmaya çalış, öğren oku. Evet yıllardır süren bu zaman diliminde aynı olguyla devam etmeye gayret gösteriyorum.

Öyle fotoğraflara imza attık ki hepsi viral olmuştur. Bazı Tv kanalları bile nereden çektiniz bizde çekelim demişlerdir. Yıllarca, saatlerce İstanbul haritası üzerinde çok çalıştım. İşte bu çalışmalarımın sonucunda üç prestij kitaba imza attım. Zor meşakkatli yollardan geçtim. Hepimiz öyle. Dışarıya çıktığımızda görmeyi ve bakmayı daha da pekiştirmek için gayret gösteriyoruz.

Şair Nedim'inde şiirinde bahsettiği gibi bu kadim İstanbul'un viral olmuş öyle kadrajlar var ki benim gözümde en önemlileri oldu. Hatta kitaplarımda kullandığım çok özel fotoğraflar oldular. Şimdi o viral olan fotoğrafların çekim hikayelerine bakalım.

Muhteşem bir atasözümüz var onunla başlayayım.

Allah isterse bir kulun işini, mermere geçirir dişini; istemezse işini, muhallebi yerken kırar dişini atasözünün ne kadar doğru olduğunu ben burada yazım ve fotoğraflar ile tasdik etmiş olacağım.

Birinci Viral Fotoğrafım

Galata Kulesi ve Büyük Çamlıca Camii

Mevlana'nın muhteşem bir sözü ile başlayayım.

''Senin baktığına herkes bakıyor ama ya görebildiğini herkes görebiliyor mu? Aralarında ki tek fark sensin'' demiş.

İşte her bir fotoğrafımın özü bu sözde saklı.

Hikayesine gelelim. 1. Kitap çalışmalarım devam ederken İstanbul'da kitapların kapak fotoğraflarında kullanılmayan bir fotoğraf olsun istiyordum. Çıktığım tüm Tv programlarında hep anlatmışımdır. Şehrin her noktasını karış karış gezer minarelerden, kubbelerden, yüksek binaların çatılarından farklı kadrajlar bulurdum. Galata ve Çamlıca'da öyle oldu. Kitap sona doğru yaklaşmıştı. Kapak fotoğrafı ne olabilir diye araştırma yapıyoruz. Hep bildiğimiz fotoğraflar kitaplarda kapak fotoğrafı yapmışlardı. Büyük Çamlıca Camii henüz inşaat halinde biz ekip olarak çekimler yaparken bir gün minareye çıkmıştım. Oradan tarihi yarımadayı gördüm. İlk dikkatimi çeken Galata Kulesi olmuştu. Tele lensle zoom yaptım. Akşam eve gidince bilgisayardan hemen o fotoğrafa baktım. Aman Allah'ım dedim. İşte kitapta olması lazım kapak fotoğrafı bu olmalı demiştim. Galata Kulesi arkasında boş bir arazi vardı. İçinde uzun beyaz bir bina gördüm. Yakınlaştırınca Galata Kulesi arkasına denk gelen o yerin Fatih'te olduğunu tespit ettim. Heyecanım daha da arttı. Yarın oldu. Pazar Fatih'e gittim. Orayı buldum. Baktım okul. Hemen görüştüm yetkiliyle.

Onlarda beni sosyal medyadan tanıyorlarmış çok büyük tevafuk olmuştu bana. İlk çekimleri yaptım. Evet Galata Kulesi önde arkada Çamlıca Camii. Galata'nın ön tarafına Haliç, Galata Çamlıca arasında ise Boğaziçi geçiyor. Kim derki böyle bir manzara nasıl oluyor.

Kıtalar arası ortalama mesafe 16 km uzaklık.

Ve ben sabah akşam devamlı aynı çekim noktasına gidiyorum. En temiz fotoğrafları çekeyim kapak fotoğrafı yapayım diye. Çünkü İstanbul'da her zaman hava iyi olmuyor. Allah nasip etti en sonunda muhteşem güzelliği ile fotoğrafı çekip ilk etapta kitabın kapak fotoğrafını yapmış olduk. Tarihe geçen bir çalışma oldu.

İkinci Viral Olan Fotoğrafım

İstanbul, savrulan asrın ilk sembolü 6 Minareli Sultanahmet Camii'dir. (1609-1616) kıtaları aşan muhteşem tek kare fotoğraf. Kuşbakışı ortalama 16 km mesafe 2017 yılı. Asrının sembolü Büyük Çamlıca Camii 6 minaresiyle, Çamlıca tepesinde büyüleyici güzelliği ile yükseliyordu. Yine o yıllarda biz ekip olarak Çamlıca Camii çekimlerini yaparken minareden Sultanahmet Camii'yi gördüm. Telelensle zoom yapıp fotoğraflar çektim.

Sonra bilgisayardan incelerken Sultanahmet Camii'nin arka tarafının Yedikule sahiline ulaştığını gördüm.

Yarın ilk işim sabah oraya gidip Çamlıca'yı görmekti. Gittim ve hava puslu çok net görünmüyor tabii. İstanbul'un havası genelde puslu olduğu için yağmur sonrası hava bizler için daha iyi temiz fotoğraflar verir. Ben heyecan ile bir sabah gündoğumu öncesi Yedikule sahiline gittim. Hava serin ama temiz bir hava var. Çekim hazırlığı derken o sabah harika fotoğraflar çekmiştim.

Osmanlı tarihinin ilk 6 Minareli Sultanahmet Camii ile Cumhuriyet tarihinin 2. 6 Minareli Büyük Çamlıca Camii arka arkaya birbirini selamlıyordu. Olağanüstü güzellikte bir fotoğraf karesi daha İstanbul kazanmıştı ve dünya görmekteydi. İz bırakmak ne güzel bir duygu. Sosyal medyada Tv'lerde gösterilmişti. Bu konuda TRT benden yardım istemişti. Bende ettim ve bizim adımızı yaptıkları programda teşekkür ederek paylaşmışlardı.

Üçüncü Viral Olan Fotoğrafım

Bakmak ve görmek işimiz olduğu için göz daima araştırmada kalıyor. Bir gün Ortaköy civarında iken Ortaköy Camii ile karşıda Üsküdar'ı gördüm. Ve o ne aman Allah'ım nasıl bir kadraj. Teleyi takıp makinaya tripota yerleştirdim. Ortaköy Camii Minareleri arasında İstanbul'un güzel kızı Kız Kulesi. Çekimlere hız verdim. Tamda 1. Prestij Kitabım bitmek üzere iken o fotoğrafı kitabıma yetiştirmiştim. Önce Allaha şükrediyorum bana bunları teker teker gösterdiği için sonra bize buraları emanet bırakan Osmanlı'nın 7. Padişahı Fatih Sultan Mehmet Hana. En büyük saygı, sevgi ile yad ediyorum. Kuşbakışı ortalama mesafe 6 km uzaklık.

Dördüncü Viral Olan Fotoğrafım

Büyük Çamlıca Camii artık şehrin her köşesinden görünüyor şehrin silüeti genişliyor. Camilerde kullanılan alemler bana hep farklı fotoğraflar çekmeyi öğretmiştir. Çünkü hepsi birinin ilham kaynağı. Fatih Camiine çekime gittiğimde tabii alem karşımda olunca dedim bunun içinden Çamlıca'yı nasıl çekebilirim. Çok emek verdim. Ama bazı kesimler var içimiz de bu emekleri çalmaya kalkıp emek hırsızlığı yaptılar. Her fotoğrafımdan sonra hepsine yaptılar. Yapın ama emeğe saygı duyun.

Evet ben alemin içinden o muhteşem manzarayı çektim. Sabah akşam çok uğraştım. 2 sene boyunca emek verdim.

Kuşbakışı ortalama 14 km mesafe. Ama Allah hep yardım ediyor size. Burada işaret etmek istediğim konu ise Alem içinden Camii çekmek farkındalık oluşturmak ve ne anlatmak istediğimi fotoğraflarıma yansıtabilmekti. Elhamdülillah bunu fazlasıyla yaptık. Alem diğer ismiyle Allah lafsına tekabül ediyor. İşte bizde o lafız ile Allah'ın camilerini birbiriyle buluşturmuş oluyoruz.

Beşinci Viral Olan Fotoğrafım

En ilginç fotoğraf hikayem olmuştur. Yavuz Selim Camii ile Büyük Çamlıca Camii'ni çekmek istemiştim. Ama nereden yönleri takip ediyor araştırmalarım devam ediyor. Yavuz Selim'in arka tarafına yüksek yere Edirne Kapı Surlarına çıktım. Oradan oraya derken yüksek yer olarak bir kaç ev gördüm tepeden. Yavuz Selim'e gelip hocam ile görüştüm. Dedim hocam durum böyle. Hemen birilerini aradı. Evleri yüksek olan komşular. Önce bir abimizin evinin çatısına çıktık. Baktım kadraj sola doğru kaçıyor. Hocamı aradım. Dedim burası değil hocam sol tarafta bir bina var yüksek oradan tanıdığın var mı? Dedim. Üstad aşağıya gel bende camiden çıktım geliyorum bakalım kimin imiş ?

İşte burada en ilginç hikayem yazılı.

Aşağıya indik hocam ile buluştuk. Haydi gidelim dedi. Yürüdük ve diğer çatıdan bahsettiğim o yüksek binanın önüne geldik. Zile bastı kapı açıldı merdivenleri ağır ağır çıkmaya başladık. Son kata geldik kapı açıldı dedi buyrun önce bir çay içelim. Çok şaşırmıştım önce ben sandım ki tanıdık bir komşusu hocanın meğerse o bahsettiğim ev hocanın eviymiş. Bu kadar mı bir iş güzel olur bu kadar mı tevafuk olur. Allah işte! Tamda o atasözünü bir kez daha hatırlamış oldum. Evet Allah isterse bir işi onu ondan daha güzel sonuçla yapacak hiçbir şey yoktur. Sen kalbinden iste yeter.

Sıra çatıya geldi. Çayımızı içtik, dinlendik çatıya merdiveni koyup çıkmaya başladık. Büyük heyecanla çatıya çıkıp camiye doğru bakınca işte bu hocam dedim.

Kuşbakışı 13 km mesafede uzaklık.

Çekmek istediğim fotoğraf Yavuz Selim Camii ile Büyük Çamlıca Camii'ni arka arkaya idi. Allah büyük bir tevafuk ile Yavuz Selim Camii'sinde görevli camii hocasının evinin çatısından çekmeyi Allah nasip etti.

Emek, gayret, sabır, sevgi ve muhabbetle en iste yeter. Rabbim mutlaka seni başarıya ulaştırıyor.

Altıncı Viral OlanFotoğrafım

Ayasofya Camii'ni de Büyük Çamlıca Camii ile buluşturmak istemiştim. Epey bir zorluluktan sonra araştırmalardan sonra o açıyı yakalamıştım. Ortalama mesafe kuşbakışı 10 km civarı. Ayasofya'nın kubbe ve minareleri arasında baktım Büyük Çamlıca Camii. Bunlar asla tesadüfi çekimler değildir. Fatih'ten Süleymaniye oradan Çamlıca, oradan Galata, oradan Yeni Camii, Nuruosmaniye, Beyazıt Camii ve bir dünya çekimler.

Yedinci Viral Olan Fotoğrafım

İstanbul'a vurulan mühürler. Cumhurbaşkanımız himayelerinde önce Büyük Çamlıca Camii ve Taksim Camii yerlerini almışlardır. Bir Ramazan ayında Taksim Camii açılışı olmuştu. O akşam aklıma geldi acaba iki camiyi bir yerden görebilir miyim diye. Gece 12 civarında Çamlıca'yı takip ederek nereden ikisi denk gelir diye yola koyuldum. Edirnekapı civarına geldiğimde Çamlıca'yı görünce hemen o yöne doğru devam ettim ve Eyüp sırtlarına doğru geldim. Takip edip o noktaya geldiğimde işte dedim bu. Allah onu da göstermeyi nasip etmişti bana. Heyecanla makinamı tripodumu çıkartıp gece yarısı önde Taksim Camii ve arkada Büyük Çamlıca Camii'ni buluşturmuş oldum. 1 saate yakın çekimleri yaptım. Diğer sabah fotoğrafları paylaşınca tabii görenler bu da mı photoshop deyip duranlar olmuştu. Derler çünkü yön bilmez fotoğrafın f'sinden anlamaz ama yorum yapmaya da üşenmezler. Biz onlarca kere emekler verdik. Kimselerin aklında olmayan fotoğrafları ortaya çıkarabilmek için. Tabii hemen gazeteler bu fotoğrafımı müthiş bir başlıkla haber yapıp paylaşmışlardı. İnternet haberlerin de hepsi mevcut. Anadolu Ajansı fotoğrafçılarından bir kaçı hemen peşine düştü ve tabii doğaldır diğer fotoğraf severlerde. Ama emeğe saygı duysalar bir teşekkür ederler ama yok sanki kendileri bulup çekmişler. Allah her şeye şahit tarih de her şeye şahit.

Bu fotoğrafımdan sonra Taksim Camii kitabı yapılırken kitaptaki yerini layıkıyla almış oldu. Büyük gurur duymuştum tabii.

İşte emek, sevgi, sabır, zaman ve yılların tecrübesi ile Allah'ın lütfü ile sadece 7 Viral olan fotoğrafın görünmeyen perde arkasını yazdım. Bunlar gibi çok daha niceleri var. Çalışmak, çalışmak çalışmak. Sizi başarıya götürecek anahtar.

Şair Nedim'in müthiş şiiriyle başlamıştım yine müthiş dizesiyle veda edeyim.

İstanbul'un evsafını mümkün mü beyan hiç
Maksûd hemen sadr-ı kerem-kare senadır.

'İstanbul'un özel ve güzelliklerini anlatmak hiç mümkün olur mu? Diyor Nedim'i son mısrasına istinaden bende fotoğraflarımla İstanbul'un görülemeyen güzelliklerini sizlerin huzuruna sergilemekten büyük keyif alıyorum.

En derin sevgi ve saygıyla.