İSRAİL’İN FİLİSTİN SOYKIRIMI-3

Gelinen noktada. gerçeklik şudur: İsrail hunharca ve fütursuzca işgale, istilaya devam etmekte, sivil ve masum Filistinlileri katletmekte, onları toprak ve mülklerini gasp ederek göçe zorlanmakta, her geçen gün Filistin vatanında Yahudi yerleşim birimlerinin sayısını arttırmaktadır. İsrail bugüne kadar, 70 yılda 300 bin Müslüman ve Filistinliyi soykırıma uğrattı. Kelimenin tam anlamıyla soykırım yapılmaktadır. Bir coğrafya İsrail tarafından katliam ve zorla göç yollarıyla sahiplerinden temizlenmekte, yerlerine de Yahudiler yerleştirilmektedir.

Kudüs Müslümanların, Mekke ve Medine’den sonra kutsal bir şehridir. Müslümanların ilk kıblesidir. Peygamberimizin miraca yükseldiği Mescidi Aksa burada bulunmaktadır. Maalesef burası da 1967 den beri İsrail işgali altındadır. Yani Filistin sorunu İslam Dünyasının haysiyet sorunu, Kudüs ise namus sorunudur. Müslümanların onuru ve namusu çiğnenemez, çiğnettirilemez, bunun için her türlü önlemi alınması haktır ve zorunluluktur.

Şimdi Filistin sorunu ve Kudüs meselesine ilişkin sözün bittiği yerdeyiz. 70 yıldır Müslümanlar hiç bir şey yapmadı, sadece söz söyledi ve eylem yaptı, fakat İsrail durmadı, mütemadiyen işgal ve soykırıma devam etti. Artık eyleme geçmenin ve sahaya inmenin zamanı gelmiştir ve geçmektedir. Korkak Yahudiler sadece güçten ve demir yumruktan anlarlar. Artık onların anladığı dilden konuşmanın zorunluluğu gün gibi ortadır. Bu gerçeği Amerika’nın son olarak, provakatif bir sakilde, 2017 Aralık ayında Kudüs'ün İsrail’in başkenti olduğu ve Tel-Aviv Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması kararı ve 14 Mayıs 2018 tarihinde de bu kararını hayata geçirmesi perçinlemiştir.

Tüm bu olanlar karşında Filistin ve Kudüs’ün düşmandan temizlenmesi, İslam Dünyasında kanayan yaranın durdurulması, bağrındaki hançerin söküp alınması, bölgede, İslam Dünyasında ve dünyada barış, güvenlik ve istikrar; adalet, özgürlük ve eşitlik ile insan haklarının güvence altına alınması için Türkiye'nin öncülüğünde ve liderliğinde uluslararası barış gücünün derhal Filistin'e konuşlanmasının sağlanması, bu olmazsa İslam barış gücünün kurularak bölgeye gönderilmesi, bu da olmazsa Türkiye kendisi barış gücü oluşturarak Filistin’e ( Kudüs ve Gazze'ye ) göndermesi ve burada askeri üs kurması gerekmektedir. Bunun yanı sıra diplomatik ilişkileri tamamen kesmeli, ekonomik ambargo uygulamalı ve ticareti bitirmelidir. Ayrıca soğuk savaş döneminde gizli imzalanan askeri, eğitim ve savunma sanayi anlaşmalarının tamamı iptal edilmelidir. Yine Mavi Marmara anlaşması İsrail’in anlaşmayı ihlal etmesi nedeniyle ortadan kaldırılmalıdır. Son olarak İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından derhal başkenti Kudüs olan, Ramallah, El Halil, Batı Şeria ve Gazze’nin toprak bakımından birleştirildiği birleşik, tam bağımsız, toprak bütünlüğü ile egemen FİLİSTİN DEVLETİ’nin BM nezdinde tanınması, bunun gereğinin sağlanması için askeri güç kullanmak dahil her türlü araçlarla söz konusu Filistin topraklarından işgalci İsrail’in tamamen çekilmesinin veya sürülmesinin sağlanması gerekmektedir.

Söz konusu ettiğim gibi agresif ve proaktif dış politika ile eyleme geçilmediği ve sahaya inilmediği sürece İsrail işgale, istilaya ve soykırıma devam edecek, Filistin'de tek bir Filistinli kalmayacak, katledilecek veya sürülecekler, Filistin tamamen Yahudileşecek, Lübnan ve Suriye’de yeni işgaller üzerinden Mezopotamya’da Büyük İsrail’in kuruluşuna giden yolun taşları emin adımlarla döşenecektir.

26/05/2018

Zeki ÖZDEMİR / ANKARA

Araştırmacı-Yazar