İslam’ın öğrenilme ve yaşatılması için çalışan İslami cemaatlerin her ortamda özellikle de medya organlarında itibarsızlaştırma ve aşağılanmaya çalışıldığı, fitne ateşinin her tarafı sardığı günümüzde nasıl bir yol takip etmeliyiz.

İbadetler hafife alınmakta, günahlar aleni işlenmekte en acısı da büyük günahlar meşrulaştırılarak ümmetin çocukları imansızlığa sürüklenmektedir.

Yaşanan bu vahim durumun ahir zaman fitnelerinden olup olmadığını hep düşünmüşümdür; çünkü, başka izahını bulamıyorum.

Müslüman bir ülkede bu kadar İslam ve İslami cemaat düşmanlığı ancak, ahir zaman fitneleri ile açıklanabilir.

“Ahir Zaman Fitnesi” ile ilgili yaptığım araştırmalarda dikkat çeken birçok hususu gördüm ve düşüncelerimin yersiz olmadığı kanaatine vardım.

Fitne, Kur'an-ı Kerim’de bela, musibet, şiddet ve imtihan manasında kullanılmaktadır.

Ahir Zaman Fitnesi ile ilgili çeşitli kaynaklardan elde ettiğim bilgiler üzerinde kısaca durmak istiyorum.

Amacım, fitne ateşinin üzerine körükle gitmek değil; “Ahir Zaman Fitnesi” ile ilgili edindiğim bilgileri paylaşarak bu fitnelere karşı Müslüman kardeşlerimin dikkatli olmaları ve neler yapmaları gerektiği konusunda ikaz vazifemi yerine getirmeye çalışmaktır.  

Ahir Zaman Fitnesi ile ilgili çok açıklama olmasına rağmen iki husus üzerinde özellikle duracağım; çünkü, bu iki hususun çok çok önemli olduğuna inanıyorum.

1-İMAN:

Ahir zamanda en çok tehlikeye giren imanın esasları olacaktır. Azılı İslam düşmanlarının saldırıları doğrudan Kur’an’a ve iman esaslarına yöneliktir.

İmanı korumak çok çok zorlaşacak. İman esaslarına yönelik saldırıların esas amacı, Müslümanları İslam’dan uzaklaştırarak fitne ateşinin içine çekmektir.

Fitne ateşinin içine giren Müslümanlar birlik beraberlik içinde hareket etmeleri gerekirken tam tersi birbirlerini suçlayıcı söz ve davranış içerisindeler.

Türkiye Müslümanları makam ve zenginliğin tasallutu altında olup dünya gözlerini öyle bürümüş ki, neredeyse ahireti düşünemeyecek kadar!

Eğip bükmeden kitabın tam ortasından konuşuyorum bu gidişin sonu Allah(cc) korusun imansızlık olabilir.

Dünya hayatında bir insanın başına gelebilecek en büyük FELAKET imansız olarak bu dünyadan gitmesidir.

İman; Allah(cc)’ın bir olduğuna, Allah(c.c.)’tan başka ilah olmadığına ve Hz. Muhammet(sav)’in Allah(cc)’ın kulu ve resulü olduğuna ve getirdiklerinin tamamına inanmakla vücut bulur.

İmana yönelik saldırılar gizlenmeye gerek duyulmadan aleni ve tehlikeli boyutlara ulaşmış durumdadır.

2-GİYİNİK ÇIPLAKLIK:

“Giyinik Çıplaklıkla” ilgili Hadisi Şerifi bilmeme rağmen “Ahir Zaman Fitneleri” içinde yer aldığını bilmiyordum.

Cahiliye dönemindeki açık saçıklığın, ümmetin sonunda da olacağını belirten Efendimiz(s.a.v.); bir gün Medine’de sabah namazı vaktinde endişe ve heyecanla uyanmış:

“Dünyada nice giyinmiş kadınlar vardır, ahirette çıplaktırlar” (Buhari, Sahih, VIII, 90; İbn Mâce, Sünen, II, 1326) buyurmuşlar.

Efendimiz(s.a.v.), dünyanın sonunda ve ümmetin sonlarında, İslâm kadınlarının dünyada giyinik oldukları halde İslami tarzda giyinmedikleri, bazı yerlerini açtıkları, şeffaf ve dar giyindikleri için açık olduklarını ve açıklıklarının cezasını göreceklerini buyurmuşlardır.

-Peygamber Efendimiz(s.a.v.)’in tarif ettiği ve lanetlediği “Giyinik Çıplaklık” durumu bugün yoğun olarak yaşanmaktadır.

Allah(cc) korusun öyle giyinik çıplakları görüyoruz ki, bunların yaptığı tesettürle alay etmekten başka bir şey değil ve bu durum imansızlığa yol açabilir.

Çok acı ama bu giyinik çıplaklık utanma duygusunu da ortadan kaldırmıştır.

Sokakta, parkta, pazarda hemen hemen her yerde Müslüman kadın ve kıza yakışmayan davranışları görmekteyiz.

Tarif edilen “Ahir Zaman Fitnesi” nin yaşanacağı devirde olacak olanlar bugün itibariyle açık ve net olarak yaşanmaktadır.

Bu fitne zamanda Müslümanın neler yapmaları iliği olarak Efendimiz(s.a.v.) uyarılarına kulak verelim:

Efendimiz (sav): “O zamanlar Müslümanların da cemaatleri ve bunların önderleri olacak. Bunlar bozulmaya, fesada karşı mücadele edeceklerdir. Durum daha kötüye gider de Müslüman kendisine yol gösterici bir imam bulamaz, cemaat ve imam olmazsa böyle bir zamanda toplum içinde olmamayı, bozulan topluma karışmamayı” buyurmaktadır. 

İslam ve tasavvuf düşmanı bazı kesimlerce özellikle Ehli Sünnet ve Nakşi Tarikat temelli cemaatlere karşı sürekli insaftan uzak bir karalama, itibarsızlaştırma kampanyası yürütülmektedir.

Şunu herkes bilsin ki, bunu bütün samimiyetimle inanarak söylüyorum:

Ehli Sünnet İslami Cemaatler istikametini bozmadıkları sürece hiçbir güç onlara zarar veremez; çünkü, Allah(c.c.)’ın yardımı onlarladır.

Bu İslam düşmanlarının kara propagandalarının etkisine kapılıp Allah(c.c.)’ın dostlarının karşısında olmayınız.

Bugün gerek İslam’ı derinlemesine yaşamak ve gerekse fitneden korunmak için Ehli Sünnet İslami Cemaat içinde bulunmak elzem olmanın ötesinde zorunluluk halini almıştır. 

Gerekçeniz ne olursa olsun kendinizi İslami Cemaatlerden uzak tutmayınız hele hele düşmanlıktan sakınınız; çünkü, Allah(cc) hem bu dünyada hem de öbür dünyada cezanızı verir.