Biraz dil alışkanlığından biraz şuursuzluktan gelişi güzel kullanılan sözlerden birisi de ölen kişiler için rahmet dilemedir.
“Allah’tan rahmet dilemek” güzel bir dua iken her ölenin arkasından “Allah rahmet eylesin” dileğinde bulunulurken dikkatli olunmalı; çünkü, rahmet Müslüman için dilenir, Müslüman olmayanlar için dilemek oldukça sakıncalıdır.
Türk Dil Kurumu sözlüğünde rahmet kelimesi “birinin suçunu bağışlaması, merhamet edilmesi” anlamında da kullanılmaktadır.
Yazımda İslam'da rahmet okuma ile ilgili bazı hususlara değinerek Müslüman kardeşlerime her önüne gelen için rahmet okumamaları ile ilgili net olarak eğmeden bükmeden ikazda bulunmaya çalışacağım.
Müslüman her türlü söz ve davranışlarının İslam'a uygun olup olmadığını ölçerek hareket etmek mecburiyetindedir.
İslami konularda önünü arkasını düşünmeden söylenen söz ve davranışların mazereti olamaz Allah(cc) korusun iman ve itikada zarar verici olabilir.
Bir Müslüman, dinimizce hassasiyet gösterilmesi gereken hususlarda 'bundan ne olacak, benim niyetim öyle değil' gibi mazeret üretme hallerine girmemeli; her şeyi kendi aklının sınırları içerisinde değerlendirmekten kaçınmalıdır.
İslam fıkhında bir husus ile ilgili bir açıklama varsa bunun üzerine 'bana göre şöyle, bana göre böyle' gibi yorumlardan kaçınmak Müslümanın lehinedir.
Böyle bir açıklama ihtiyacını niye gerekli gördüğümü haklı olarak merak edebilirsiniz.
Zaman zaman çok önemli konularda Müslüman kardeşlerimizi hem aydınlatmak hem de uyarmak amaçlı yazı ve paylaşımlarda bulunuyorum.
Müslümanın hayati derecede lehine olan hususlarda bile Müslüman aklının almayacağı tepkilerle karşılaşıyorum.
Elbette ki, uyarıları dikkate alıp almamak kişinin kendi tercihi buna bir sözümüz olamaz; ancak, İslam'a uygun olamayan aşırı değerlendirmelerden de kaçınmalıyız.
Konumuz olan rahmet dilemeye dönersek;
Rahmet dileme ile ilgili İslam alimlerince yapılan açıklamalardan edindiğim bilgileri sizlere kısa da olsa sunmak istiyorum. .
-Müslüman olmayan ölmüş kişilere 'Allah rahmet eylesin' denir mi?
En kestirmeden cevabı ölen gayri Müslimlerin arkasından toplumun yerleşik kültüründe sık kullanılan bir ifade olsa da sakıncalı ve okunmamalıdır.
İslam alimlerinin açıklaması böyledir. Bizim bu görüşün üzerine çeşitli bahaneler öne sürmemiz doğru değildir.
Çünkü, alimlerimiz bu hükmü kafalarına göre değil; Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şeriflere göre vermektedirler.
Konu ile ilgili İslam alimlerinin görüşlerinin dayandığı temel gerekçeleri şöyledir:
Peygamber Efendimiz(sav) küfür üzere ölen bir yakını için "Eğer Allah yasaklamazsa ona mağfiret dileyeceğim."(bk. Kurtubî, Tevbe, 113. ayetin tefsiri) buyurunca şu Ayet-i Kerime nazil oluyor.
"Cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra akraba dahi olsalar, müşrikler için mağfiret dilemek Peygambere ve mü'minlere yaraşmaz." (Tevbe, 9/113)
Yine Efendimiz(sav) bir münafığın cenaze namazını kıldırması üzerine;
"Onlardan ölen kimsenin namazını sakın kılma! Mezarı başında da durma. Çünkü, onlar Allah'ı ve Rasulünü inkar ettiler...." (Tevbe, 9/84) Ayet-i Kerimesi nazil oldu.
Bu naslardan sonra İslam alimleri özet olarak:
'Kafirin bağışlanması için dua etmek küfürdür, dua eden kafir olur. Çünkü, Kur'an-ı Kerimin birçok Ayetinde müşrikleri Allah(cc)'ın bağışlamayacağı, kafirlerin cehennemde ebedi kalacağını kesinkes haber verdikten sonra böyle bir şey istemek, Allah(cc)'ı yalanlamak ve sanki, 'Ya Rab! Sen öyle diyorsun ama bağışlasan daha iyi edersin.' demek olur ki bu da küfürdür açıklamasında bulunmaktadırlar.
Bu durum ölmüş kafirler içindir. Hayatta olan kafirlerin doğru yolu bulmaları için dua etmenin ise caiz olduğu görüşü hakimdir.
Çünkü, Peygamber Efendimiz(sav) Uhud Günü mübarek dişleri kırılıp, yüzü yaralandığında, müşrikler için '"Allah'ım kavmimi bağışla, çünkü onlar bilmiyorlar" diye dua etmişlerdir.
Yukarıdaki açıklamalardan sonra somut olarak kime 'Allah rahmet eylesin' denilmez:
1-Kesin olarak inkarcılığını deklere edenler, açık açık inkar etmeyen ancak, ömrünü Müslümanları aşağılama, İslam'a düşmanlık ve Allah(cc)'ın hükümlerini ortadan kaldırmakla geçirmişler için, denilmez,
2-Deistleri öven, Deizm ile ilgili kitap yazan; Adem(as)'ın babası var, Hz. Meryem çift cinsiyetli, bazı Ayet-i Kerimelerin günümüzde geçerliliği yok veya değiştirilmeli hatta isterseniz ayeti dondurursunuz, o tarihsel bağlamının içinde boğarsınız, öldürürsünüz vs. diyenler tövbe etmeden ölürlerse, denilmez.
3-Peygamber Efendimiz(sav)'i etkisizleştirmeye çalışan Ayet-i Kerimelerin hilafına 'Peygamber hüküm koyamaz' diyenlere, denilmez.
4-İnsanlığın faydasına icatlar yapan Edison gibi bilim adamlarına da Müslümanlığını açıklamadan öldülerse faydalı iş yaptı diye, denilmez.
Somut örnek çokta bu kadarıyla yetinelim.
Elbette ki, toplum içinde çok çeşitli insanlarla birlikte yaşıyor ve bir Müslüman olarak insan ilişkilerine hassasiyet göstermeliyiz.
Taziyede bulunma durumlarında ölü yakınlarını kırmadan 'Allah rahmet eylesin' yerine 'başınız sağ olsun', 'Allah sizlere hayırlı uzun ömürler versin' gibi ifadelerle taziyelerimizi yapmalıyız.
Alınmayacaklarını bilirsek “toprağı bol olsun”, “ışıklar içinde uyusun” gibi tabirleri de kullanabiliriz.
Ben bu sözlerin “rahmet” yerine geçmeyeceğini ve her iki sözünde İslami yönden sakıncasının olmadığını düşünüyorum.
“Toprağı bol olsun” tabiri genelde gayri müslimler için kullanılmakla birlikte bizde de İslam’a uzak olan kişiler “Işıklar içinde uyusun veya yatsın” tabirini kullanmaktadırlar.
Kullananların niyetlerini bilemem; ancak, cennetin ışığı, cehennem ateşinin ışığı hangisinde uyur, uyuyabiliyorsa bilemem!
Şunu da söyleyeyim; Naslarla kesin olan hususlarda ayıp olur, gücenirler gibi hallere girmemeliyiz.