Sepet
Yaşanması farzi ayn olan hikaye
Süleyman aleyhis selamın değil..sadik bir talebenin sebeti
بسم الله الرحمن الرحيم
Bir talebe çok sadık imiş ..
Önce sepet nasl yapılır öğrenmiş
Sonra en iyi malzemeden en dayanıklı ağaç dallarından bir kişiyi taşıyabilecek sepet dokumuş ..
Güneşte bekletmiş
Hatta içinde 100 kilo taşıyarak denemiş ..
Sonra şehre inmiş
Medreseden çıkan Üstadını arabasına bindirmiş ..
Yakin köyde taze dut yaprağından çayimız var, diye " yakın" koyüne doğru sürmüş arabasını
Yolda giderken sohbet muhabbet başlamış:
- Üstadım ulema alemlere rahmet sırrına dahi varis değil mi ?
- Evet .. rabıta ehli itikadi sahih ulema öyle
- o zaman o zatların ömrü uzaması için ne yaparsak mubah değilmi
-- - evet öyle ..
- Üstadım malumunuz uzmanlar diyor ki doğru beslenme ile her hastalık şifa bulur
Dağların suyu şifa ..bizim dağda evimiz var ..bir misafirimiz olun, o temiz havadan nefes alarak ..suyundan için ..
-olur
Derken dağlara giden küçük piyade dedigimiz araba yüremez yollar başlamış
Üstadı ile biraz yurümüşler
Talebe eline aldığı sepeti yere koymuş ağzını açmiş ..içinde kuş tüyünden yastıklar döşeli imiş
Talebe Üstadına buyurun demiş .. bana yolda fıkıhtan filan filan meseleleri anlatrmısınız
-sana zahmet olmazmi ?
- muhabbetle yapılan her işten zahmet maşakkat zayil olur, zevk ile yapılır ..
derken mubarek Üstadı o yumşak sepete guya bir Padişah tahtına, şahin yuvasına yerleşmiş gibi oturmuş
İkisininde keyfi yerinde ..
Üstadı talebeye ders anlatma fırsatını verene şükrede ede ders anlatiyor ..durmak bilmiyor ..
Talebe de yürüyen bir kütüphaneyi sırtına almiş ..direk alim olan racülün femi seadetinden ders dinleme zevkine doyamiyor ..
Derken arada namaz kılarak tâ dağın tepelerinde güzelim toprak kerpiçten yeni bina edilen , nefes alan , toprak kokuyan .. yazın serin kışın sıcak duvarların eni bir metra kalınlıkta bir eve ulaşmışlar
Allahim.. çevredeki gül reyhan kokusuna alim Üstad doyamiyor
Üstadının gül reyhan kokusuna talebe doyamiyor ..
Onlara gibta ederek bu satrları yazan da okuyan da göz yaşına gark olsa gerek
Temiz ot yiyen inek ..keçi sütünden zikirle yapılan yoğurt .. tereyağ .. kaymak
Kuşların bülbül, hüdhüd vs kuşların sesleri
Kovanı temiz su ile korbanat ile temizlenen bal arıların o güzelim sesleri ..kimya ilacı kullanilmayan kovanlarda elde edilen temiz hakiki bal mi dersiniz
Temiz dağ suyu
Temiz bitkiler
O gezer tavuklar
Taze orman meyvaları
İlaçsız yetişen meyvalar sebzeler ..
Derken Alim Ustadı gün güne eski sıhhatına kavuşuyor gençleştiğini hissediyor ..tüm ilaçlarını hapları atiyor
Tayyib lokmada ismi azam sırrı var ..
Tayyib lokmada şifa var
Tayyib lokmada berekat var
Tayyib lokma yiyerek kim kırk gün halvete çekilirse ..
25 inci günden bitkiler ben şü derde şifayim ..diye sır esrarını teslim ederler
40 gün ise kemalat için şart olan zaruri günler ki arbain, denilmekte
Şiir:
Bir ömürden bir kırk gün sana ehem hey mümin
Bir kal'ei erbain ehem elzem
hey mümin
Mutmainne makamına çıkmak farzı ayndr buyurmuş Mürşidi hakikinin müridi bahtiyarı Kemal Kacar ba rahimehullah .
Derken dağ tepesinde tayyib lokma arbain berekati ile Alim zat mutmainne fenafişşeyh vs makamlarını kat etmeye başlamış ..
Hee ..şerâit olursa meşrut elbette iner ...
Salihinin takvasına Tabi olana o zatların erdiği nimetlerden pay vardr ..
O Üstadın kudsi nefesi ile duası ile islam alemine tüm ülkeye berekati ilahi sekinet huzur inmeye başladığı bazi zatların ruyalarında görülmeye başlamış
Derken o dağın tepesine şifa isteyen zenginler heliköpterler ile ulaşmaya başlamış
Biraz zaman geçince orası medreseye dönüştürülmüş
Tasavvufi kudsi hanekah olarak bilinmeye başlamış
Takva üzere bina edilen o medresede hiç bir hazr gıda yenilmiyor..
her gıda ata tohumdan ..doğal ilaçsiz ..
Şehirde ilim okutması yasaklanan nekadar ulema varsa oraya hicret etmeye başlamışlar
Oradan bol bol iftirazi ilim meclislerinde (onlayin vasıtası ile ) talebe okutmaya başlamişlar:
Nasl olsa dağın tepesi:
Benim bölgem, senin bölgen .. benim iznim olmadan okutamazsın , diye kurallar yok ..
Hatta halis muhlis ilim isteyen talebeler dahi göç etmişler ..
Biri hasta olursa evvela tesbih namazı, zikir.. hatim .. istigas yolu ile şifa iniyor .. ve ya doğal bitkiler ile tedavi oluyorlar
Oraya gelen ulema her biri en azından Kadi Şüreyh ra kadar çok uzun ömür görmeye başlamışlar ..
Hee kendini yeni bir hizmete adayanın eceli tehir edilir imiş ..
Tüm bunlara bir talebenin sadakatı ve sebeti sebeb oldu .. diyen biraz yanıldı
Aslında talebenin sadakatı Üstadların gözyaşının tezahuru .. iktitafi semeratıdır
لقول النبى صلى الله عليه و سلم :
على قدر حبك يحبك الخلق .. الحديث
وفقنا الله فى الخيرات
اطال الله سبحانه و تعالى عمر علمائنا الكرام بالصحة و العافية
Şiir:
Deselerki dağ ardında veliler var koşmazmıyız
Visalına aşiku zar derya gibi coşmazmiyiz
İşbu hikaye yaşanmış olması farzı ayn oldu ..
Ebül Faruk Süleyman Hilmi Tunahan kuddise sirruhu hz leri şöyle buyurmuşlar:
"Bundan sonraki cevheriniz - bize merbutiyetiniz ve sadakatınız ile malum olur "
Siz ce sadakat - yaşlı ulemayı en ufak hastalıklarında modern tıp ilaçlarına teslim etmek mi ?
Nerde sadık müritler ???
Aydin Salih, Canan Karatay vs uzman "modern tıp bir yalandr", sözünü sağır sultan bile duydu ..
حسبنا الله و نعم الوكيل
قلت حيلتى انت وسيلتى خذ بيدى يا سيدى يا رسول الله عليك الصلاة و السلام بعدد ما علم الله
Günümzdeki sorunların halledilmesi çözümü için birer tayyib lokma yiyerek kemale eren alimler lazim .. sadik müridler varsa yaşlı ulemamızı temiz lokma temiz hava temiz su temiz ortam şerâiti ile temin etmeliler