Hem dini hem sosyolojik hem de coğrafi olarak sık sık kullanılan “İslam Dünyası” kavramı üzerinde kısaca durup “İsrail Zulmü” ile ilgili bir değerlendirmede bulunmaya çalışacağım.

- “İslam Dünyası” nitelendirmesinden ne anlıyoruz?

Genel olarak nüfusunun çoğunluğunu Müslümanların oluştuğu ülkeler İslam ülkesi kabul edilip bunların toplamına “İslam Dünyası” denilmektedir.

Tanımlandığı gibi bir “İslam Dünyası” olsaydı, Ortadoğu da dahil olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde acılar yaşanmaz, kanlar dökülmez, sömürüde olmazdı.

Şu gerçeği hepimiz kabul etmeliyiz ki, “İSLAM DÜNYASI” diye bir dünya yok; sadece içinde Müslümanların yaşadığı ülkeler var.

Matematiksel olarak değerlendirdiğimizde yaklaşık 60 ülkede 2 milyara yakın Müslüman yaşamaktadır.

Gerçek manada en son din İslam’a inanmış bırakınız 2 milyarı, 200 milyon Müslüman olsaydı bugün yaşanan acılar yaşanmazdı.

“İslam Dünyası” dediğimiz dünyada nüfus var, para var, yeraltı ve yerüstü kaynakları var; var oğlu var!

Bu “İslam Dünyası” denen dünyada her şey var, sadece İslam yok!

İslam’ın olmadığı yerde İslam kardeşliğinden bahsedilemeyeceği gibi birlik beraberlikten de bahsedilemez!

Hadi 2 milyar Müslümanın 200 milyonu Şii olsun, 1,8 milyar Sünni Müslümanların yaşadığı ülkeler niye birlik beraberlik içinde olamıyorlar?

Şii İran’ı bir kenara bırakalım.

Sünni ülkelerden Suudi Arabistan, Afganistan, Pakistan ve Yemen gibi birkaç ülke kendisini İslam ülkesi tanımlamakta ve anayasalarında İslam ahkamı yer almaktadır.

İslam ahkamı ne kadar uygulanıyor onu bilemem ama bu ülkeler anayasal olarak İslam ülkesidir.

Anayasasında İslam ülkesi olup kendisini İslam ülkesi olarak tanımlamayan ülkeler var ki, bu ülkelerde İslam ahkamının uygulanmadığı bilinmektedir.

Bu ülkeler ağırlıklı olarak Mısır, Ürdün, Kuveyt, Cezayir, Fas ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Arap ülkeleridir.

Nüfusun çoğunluğu Müslüman; ancak anayasasında İslam dini olmayan Endonezya, Sudan gibi ülkelerde var.

İslam ülkelerinin büyük çoğunluğunun anayasalarında din olmadığı gibi bizim gibi “Laiklik” olan ülkeler var ki, bunları da İslam ülkesi olarak görüp “İslam Dünyası” içinde değerlendiriyoruz.

Şimdi “İslam Dünyası” dediğimiz bu dünyayı Laik Türkiye mi, Şii İran mı, Vehhabi Suudi Arabistan mı yoksa yoğun nüfusa sahip Pakistan, Endonezya, Mısır mı toparlayıp tüm Müslümanlara sahip çıkacak.

Hiçbiri toparlayamayacağına göre “İslam Dünyası” diye bir dünyadan bahsetmenin hiçbir mantığının olmadığını kabul edip eleştirilerimizi “İslam Dünyası” üzerinden yapmamalıyız.

Çok uzağa gitmeden “HİLAFETİN” neden kaldırıldığını daha iyi anlayabiliriz.

Gelelim İSRAİL’in saldırılarına;

İsrail’in saldırılarını Şii İran mı, Vehhabi Suudi Arabistan mı, Laik Türkiye mi yoksa ne olduğu belirsiz Mısır mı durduracak?

Her ne kadar İran İsrail’e füzelerle saldırsa da Sünni toplum her zaman olduğu gibi İran’a kuşkuyla bakmakta ve azımsanmayacak bir kısmı da İran, İsrail ve ABD’nin birlikte hareket ettiğine yaşananların danışıklı dövüş olduğuna inanmaktadır.

Bundan 4-5 yıl önce Suudi Müftüsü Abdülaziz Al-i Şeyh’in bir televizyon kanalında Mescid-i Aksa’da yaşanan olaylarla ilgili sorulan bir soruya verdiği cevapta;

“İsrail’e karşı savaşmanın caiz olmadığını, Hamas’ın terör örgütü olduğunu ve Hizbullah’a karşı İsrail ordusuyla iş birliği yapılabileceği” fetvasını veriyordu.

Terörist İsrail’in İletişim Bakanı, Abdülaziz Ali Şeyh’i verdiği skandal fetvadan ötürü tebrik etmiştir.

Bugün Suudi Arabistan’ın kendisini nerede konumlandığı ortadadır. Sadece Suudi Arabistan değil, Arap ülkelerinin çoğu ya İsrail’i destekliyor ya da tarafsız duruyorlar.

Suudi Arabistan ve zengin körfez ülkeleri gönülden isteseler bu zulmü durdurabilirler ama istemiyorlar.

-Bu arada Mısır ve Türkiye ne yapıyor veya ne yapabiliyor?

Onun cevabını da siz veriniz!

Sonuç olarak şunu söyleyeyim:

Müslümanlar böyle Müslüman olduğu müddetçe bir avuç İsrail bölgenin kabadayısı olacak ve zulümlerine devam edecektir.

Müslümanlar ne zaman gerçek Müslüman olursa değil İsrail, ağababaları ABD ve diğer Batı ülkeleri zulüm yapamayacak zalimleri destekleyemeyecektir.