Kasım ayı enflasyon verileri açıklandı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), bir önceki aya göre 0,64 puan azalarak aylık bazda %2,24 olarak gerçekleşti. İlk bakışta bu düşüş kulağa hoş gelse de aslında bütçemize olan etkisi hafife alınacak gibi değil. Bu veriyi basit bir şekilde açıklamam gerekirse, geçen ay cebinizde olan 100 TL'nin 2,24 TL’si görünmez bir el tarafından alındı.

Pazara veya markete gittiğinizde bu kaybın daha da ağır olduğunu fark ediyorsunuz. Gıda enflasyonu, geçen aya kıyasla %5,10 gibi ciddi bir oranda artmış durumda. Yani, cebinizdeki 100 TL’nin tam 5,10 TL’si yine o görünmez el tarafından alınmış. Bu, en temel ihtiyaçlarımız olan gıda ürünlerinde fiyatların TÜFE’den çok yükseldiği anlamına geliyor. Buda hissedilen enflasyon ile açıklanan enflasyonun farkının cevabı.

Daha da çarpıcı olanı ise, geçen yıla göre gıda fiyatlarındaki artış oranının tam %48,57’ye ulaşması. Başka bir deyişle, geçen yıl aynı miktarda gıda alışverişi için harcadığınız para bu yıl neredeyse yarı yarıya artmış durumda. Bu, özellikle sabit gelirli vatandaşlar için ciddi bir sorun oluşturuyor.

Enflasyon verileri genel bir ortalamayı temsil eder. Dar gelirli vatandaşlar için en büyük problem gıda fiyatlarındaki artış olur. Çünkü gelir düzeyi düştükçe, temel ihtiyaçlara harcanan pay artıyor. Araştırmalara göre, dar gelirli vatandaşların gelirlerinin %28 ile %37’si gıda harcamalarına gidiyor. Bu grupta yaşayanlar için gıda fiyatlarındaki %48’lik artış, sadece cebin değil, aynı zamanda sofranın da küçüldüğünü gösteriyor.

TÜFE’deki aylık bazda düşüş, olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Ancak, bu düşüş trendinin vatandaşın mutfağına yansımadığı aşikâr. Gıda enflasyonu, halkın büyük bir kısmı için halen en büyük sorunlardan biri.

Unutmamak gerekir ki; Enflasyon sadece bir rakam değildir. İnsanın yaşam kalitesini, refahını ve en önemlisi geleceğe dair umutlarını doğrudan etkiler.