Emperyalizmin bir ülkede gerçekleştirmek istediği en birincil hedefi değerleriyle çatışan bir gençlik meydana getirmektir.

            Bu hedefe ulaşmak için son 150-200 yıldır sistemli bir çalışmayı tüm İslam coğrafyasında yürütmüşler ve yürütmeye devam etmekteler.

     İngiliz casusu Hempher, “İngiliz Casusunun İtirafları” kitabında bu faaliyetleri açık ve net anlatmıştır. Bu kitap alınıp okunması gereken bir kitaptır.

Bu kitabın bir bölümünde:

     “Kız, erkek, bütün İslâm gençliğinin kafasını karıştırıp İslamiyet hakkında şüphe ve tereddüde düşmelerini temin etmeliyiz.

Mektep, kitap, mecmua ve bu iş için yetiştirilmiş elemanlarımızın vasıtası ile onların ahlaklarını sıfıra indirmeliyiz.

Yahudi, Hıristiyan ve bütün gayr-i Müslim gençleri, onları avlamak için birer tuzak olarak yetiştirmek için, gizli cemiyetler açmalıyız” açıklamasına yer verilerek bu plan ortaya konulmuştur.

     -Bugün bu faaliyetlerine devam ediyorlar mı?

İslam düşmanlarının faaliyetleri iki yüz yıl önce neyse bugün de aynı ve hiç durmadan devam etmekte hem de daha misliyle ve daha kahredici biçimde!

     Yukarıdaki açıklamayı maddeler halinde açıklamaya çalışalım:

     1-“Kız, erkek, bütün İslâm gençliğinin kafasını karıştırıp İslamiyet hakkında şüphe ve tereddüde düşmelerini temin etmeliyiz” denilmektedir.

     Bırakınız gençleri, oryantalist güdümlü hoca kılıflı adamlar vasıtasıyla toplumun büyük bir kısmının özellikle de okumuş kesimin kafası karışık ve dinimiz ile ilgili şüphe içindeler.

     Söylemeye dilim varmıyor ama içimi acıtsa da, gençler arasında Deizm, Ateizm ve her türlü inançsızlık her geçen gün artmaktadır.

            18-29 yaşları arasındaki gençler arasında yapılan bir araştırmaya göre; gençlerin yüzde 82’lik bir kısmı kendinin bir dini inanca sahip olduğunu söylerken  "Sahip olduğunuz dini inancınız davranış/tutumlarınızı etkiliyor mu?" şeklinde soruya ise yüzde 69,5'i ‘bazen/ara sıra' cevabını verirken, yüzde 15,4'ü ise ‘her zaman' yanıtı veriyor.

            Yani, inanıyorum dese de inancının yaşantısı üzerinde etkisi görülmüyor. Sadece 15,4’ü etkiliyor cevabını veriyor.

            Yine aynı araştırma da gençlerin yüzde 12,2’si namaz kıldığını söylüyor. Bu oran emperyalizmin ülke gençliği üzerindeki çalışmalarının geldiği noktayı net olarak göstermektedir. 

            Çok acı ama yukarıdaki oranlar her geçen gün Müslümanlar aleyhine değişmektedir.

            “İngiliz Casusunun İtirafları” kitabında;

               Müslümanlar, İslam’a son derece bağlıdır.

İslamiyet, bir zamanlar, idare ve hüküm dini idi. Müslümanlar da azizdi. Bu efendi insanlara şimdi siz kölesiniz demek zordur.

İslam tarihini kötüleyip Müslümanlara, bir zamanlar elde ettiğiniz izzet ve itibar bazı şartlar icabıydı, o günler gitti bir daha geri dönmez, dememiz de mümkün değildir” açıklamalarıyla yapacakları çalışmalarının stratejilerini ortaya koymaktalar.

Yani, Müslüman görünümlü din adamlarıyla kafaları karıştırarak şüpheye düşürmek.

Öyle bir düşürdüler ki, ülkemizdeki her olumsuz olayı İslam’a yüklediler, kendi geçmişine düşman ettiler.

2-Mektep, kitap, mecmua ve bu iş için yetiştirilmiş elemanlarımızın vasıtası ile onların ahlaklarını sıfıra indirmeliyiz. Yahudi, Hıristiyan ve bütün gayr-i Müslim gençleri, onları avlamak için birer tuzak olarak yetiştirmek için, gizli cemiyetler açmalıyız” denilmektedir.

Önceki yazılarımda ifade ettiğim gibi bugün okullarımız özelliklede üniversitelerimiz gençlerimize milli ve manevi değerlerimizi kazandırma da ne kadar etkili olmaktadır?

Bırakınız etkili olmayı tam tersi gençlerimizin milli ve ahlaki değerlerinden uzaklaşmalarına ortam hazırlamaktadır.

Bugün, üniversite öğrencilerinin kızlı erkekli evler tutarak birlikte aynı mekanı paylaşmalarının temelinde de ülkemizde faaliyetini sürdüren bazı dernek ve vakıfların çalışmalarının sonucu olduğunu, hepimiz biliyor muyuz?

Gençlerimiz değerleriyle çatışıyorsa bunun en önemli müsebbiplerinden biri ve en önemlisi sosyal medya dahil tüm medyadır.