Çift kutuplu (iyi-kötü) kodlanan insan, her ne kadar temiz bir fıtrat üzere doğmuş olsa da beşeriyet safhasından insaniyet safhasına tekamül edebilmesi için iki kutbu da deneyimlemesi gerekebilir.
Zamanın kalbi ifsat eden, fıtratı bozan cezbedici enstrümanları, insanın fıtrat üzere kalmasını müşkül kılar.
Popüler kültürün bir parçası olarak tabir edilen teknoloji ve iletişim araçlarından, mütefekkir hüviyetleriyle tanınan insanların da olumsuz yönde etkilenmiş olmaları, yaşamı ve ilkeli duruşlarıyla kutup adam eksikliği başlı başına bir efkâr meselesi.
Giden ile kalanın, ölüm ile yaşamın, geçmiş ile geleceğin arasındaki hüzünlü coğrafyada, 57 İslam ülkesine rağmen, yaşamanın hayatta kalmak olduğu Filistin de İsrail’in yaptığı zulmü kadere bağlayalım rahat edelim.
57 ülkenin, 2 milyar Müslümanın en büyük bilişsel çelişkisi bu olsa gerek.
İnançlarıyla davranışları arasındaki uyumsuzluk, tutarsızlık, vahdet inancını ve cihat şuurunu yitirmiş bir ümmetin iç dünyasını rahatsız edici bir çelişki.
Bu çelişki zulme ve zalimlere karşı direnme ruhunu kaybetmiş ümmete imtihan olarak yeter.
Ve bir hikâye...
Adam atı çayırda yakalamış, yiyecek. At demiş ki, arka ayaklarımda vasiyetim yazılı. Merak bu! Nasıl olsa yiyeceğim, bi okuyayım demiş. Nallı çifteyi yiyince, yıldızları saymaya başlamış. “Bilişsel çelişki” ile alakalı imdadıma yetişen bu hikaye meseleyi en güzel şekilde özetledi.
Gerisi gazel bahçesi.
Kalın sağlıcakla...