ARABAM 60 MODEL
Alış veriş merkezlerinde, marketlerde dikkatinizi çekmiştir. Sürekli yabancı müzik yayını yapılır.. Tüketimi özendirici, müziğin türü ile temposu, ses düzeyi insanı daha fazla tüketmeye sevk edecek türden…
Ne alaka ne maydanoz demeyin…
Yapılan bir araştırmada AVM’lerde müzik yayınının tüketimi ve alışverişi tetikleyici rolünün olduğu saptanmış.
Maalesef yabancı müzik ve yabancı isim salgını her yerde.
Ulusal marketleri geçtik! Yerel marketlerde bu hastalığa yakalandılar…
“Ne yani! Lüks AVM’lerde Neşet Ertaş, Müzeyyen Senar, Aşık Veysel mi dinlenir?” diyenler olabilir. Normaldir: Türk Halk Müziği, Tür Sanat Müziği, Türkülerimiz kısacası içinde Türk olan her şeye hor bakar olduk.
Bu yazıya ilham olan mevzu şu şekilde gelişti;
Geçen hafta bir giyim mağazasında yabancı müzik yayını beni benden aldı. “Ben, ben olalı böyle işkence görmedim.”
Satış elemanlarından birine: “Gardaş bu nerenin müziği, neyin nesi kimin fesi?” diye sormaya kalmadı.
“Abi bu 2018’in hit şarkılarından. Leon Bridges-Bad Bad News” demez mi!
Bizim Hayriye teyzenin oğlu neler biliyor öyle!
Acaba Nuri Sesigüzel’i tanıyor mu(?) diye düşündüm bir an.
Bizim Tokat yöresine ait güzel bir türkü var…
Arabam 60 model yokuşları çıkmıyor/ Güzelleri görünce frenleri tutmuyor.
Nesi var bizim Türkülerimizin?
Nedir bu yabancı müzik ve yabancı isim çılgınlığı?
Nedir bu kompleks?
Özenti ve ticari kaygı uğruna katledilen güzel Türkçemiz değersizleştiriliyor.
Ziya Gökalp diyor ki; “Başka dile uymaz annenin sesi/ Her sözün ararsan vardır Türkçesi.”
Dünyada en çok konuşulan diller sıralamasında 5. sırada olan Türkçemiz maalesef yabancı müzik, tabela ve marka isimleriyle istila altında. Özellikle büyük şehirlerde işlek caddelerde, alışveriş merkezlerinde insanın; “Burası Türkiye mi?” diyesi geliyor.
Ülkemizde yapılan bir araştırmada yabancı isimli bir ürünün satın alınma oranının Türkçe isimli bir ürüne göre daha yüksek olduğu tespit edilmiş. Bunun birçok sebebi var. Bunda devletin, hükümetlerin, üreticilerin, tüketicilerin dolayısıyla hepimizin kabahati var.
Ecdadımızın 1287 yıl önce Orhun Kitabelerine, Bengü Taşlarına kazıdığı dilimizi bırakıp, bugün cafcaflı, ışıltılı, led tabelalara yabancı isim yazdırmakla meşgulüz.
Özcesi; ”Bir milletin varlığı diline, dinine, değerlerine, tarihine, müziğine sahip çıkması ile daim olabilir.”
Kalın sağlıcakla…