AMASIZ, FAKATSIZ VE LAKİNSİZ

Kimi toplumlar beşeri ve kimi toplumlar da şer'i kurallara göre yönetim sergilerler. Her iki yönetim tarzının ve yöneticilerin ne denli Anayasa ve yasalara tabi oldukları ve toplumu da bu kurallar içerisinde yönetme hususunda ne denli mahir oldukları, bahsi diğer konu.

Bir toplumun ne denli adil ve hukuk ilkeleri içerisinde yönetildiğini anlamak için de, o toplum içerisinde ki suç ve suçlular seviyesine bakarak sonuca ulaşmak pek zor değildir. Suç, sistemin, düzenin ve yöneticilerin birer yansıması niteliği taşımaktadır.

yazımız da dikkat çekmek istediğim ve yazımın omurgasını oluşturacak mevzu ise, yukarıda izahını yaptığım aksamaların çatısı nitelğini taşımaktadır.

Gerek ülkemiz ve gerekse Venezuela da sıcak bir gündem olan darbeler ve bu darbelerin devlet planından tutun da fert pilanına kadar nereye tekabül ettiği üzerine zum yapmak istiyorum.

Bütün aksamalarına rağmen, bütün eksiklik ve tarafgirliğine rağmen her ülke bir Anayasa ve yasalarla yönetilmektedir. Ve bu Anayasal düzenin amir hükümleri gereğince de, bir ülkenin nasıl ve ne şekilde yönetildiği, yönetileceği, nasıl yönetici olacağına, ne kadar süre ile yönetimde bulunacağına ve görevlerinin ne zaman ve hangi şartlarda dolacağına kadar belirlenmiştir.

Bütüm bunlar Anayasal hükümlerdir ve Anayasa çatı olması hasebiyle de herkesi ve her kurumu da bağlamaktadır.

Hareket noktamız bu ve böyle olunca, ( olmak zorunda ) Anayasa da belirlenmiş düzenin dışına çıkarak iktidar değiştirmek, değiştirilmesine katkı vermek suçtur ve böylesi ağır suçun karşılığı da ağır bir müeyde olmalıdır. Böylesi bir girişim içerisinde olmanın önünde ki tek engel Anayasa ve yasalardan evvel, ahlaki ve ilke sahibi olmak gibi değerler devreye girmelidir.

AMASIZ, FAKATSIZ VE LAKİNSİZ

Bu ahlaki ve ilkesel tavır sebebiyle böylesi bir girişim, ama'ya, fakat ve lakin'e tenezzül dahi etmeksizin kınanmalı ve karşısında ciddi ve şiddetli bir muhalefet görmelidir.

Öyle ki, mevcut iktidar ile hiç bir ortak noktamız olmasa ve hatta tavandan tabana kadar zıt düşünceler içerisinde olsak bile ahlaki, hukuki ve ilkeli bir tavır takınmak zorundayız. Böylesi bir tavrın dozu da, o toplumun hukuk ve ilkeli davranabilmekten yana ne kadar nasiplendiğinin en belirgin göstergesi olacaktır.

Hukuktan, adaletten ve ilkeli davranma erdeminden nasip almış bir kişi ve toplumun da, böylesi bir girişim karşısında takınacağı ikinci bir davranış şeklide yoktur. Böylesi bir darbenin Anayasa ve yasaları çiğnemek anlamına gelmesi dolayısıyla, toplumsal refleks devreye girmeli ve yekvücut bir karşı koyabilme şuuru içerisinde olmalıdır. Gayri hukuki bir darbe sonucu meydana gelecek değişimden nasiplenme hesabı içerisinde olmak demek, başka darbelere de kapı açmak demektir ki, birilerinin de yine bu darbe yöntemi ile sizlerin elinizden aldığı iktidar sebebiyle Dünyanızı karartacağı gerçeğini unutmamak gerekir.

AMASIZ, FAKATSIZ VE LAKİNSİZ 15 TEMMUZ DARBESİNİ VE TÜM DARBELERİ ŞİDDET VE NEFRETLE KINIYORUM...