Bir evvel ki yazımız da mukaddesatçı, muhafazakâr ve milliyetçi kodlara sahip partilerin ve sonradan kurulmuş olanların ciğer tomografisini çekmiştik. Hatta daha sonradan bünyeye entegre edilen ama yolun sonunda Erdoğan ekibinden olan soğan cücüklerini bile bir kez daha tanıtmıştım.
Aslında bütün bir yazımı bir cümle ile ‘’ Bütün partiler, hizipler, yol, yöntem ve nizamlar, mevcut müesses nizamın bekası içindir ‘’ cümlesi, hüküm ve yargısı ile pekâlâ hülasa edebilir ve sıfır vebal içermesi dolayısıyla herkesin altına ve hiç yüksünmeden imza atabileceğinin de tüm vebalini yüklenebilirim.
Şimdi bir başka röntgen çekecek ve onun üzerine tahlil, teşhis ve tedavi sürecine gireceğiz. A parti ve yani Anahtar partinin başı ve akıbetinin ne olacağına bir evvel ki Milliyetçi! Mukaddesatçı, Bayrakçı, Vatancı ve daha bilmem neci olan muaddillerine bakacak, analiz edecek ve sonra çok rahat şekilde Anahtar partinin seyrü sefer sonucuna projeksiyon tutacağız.
Evvela her birinin isimlerine bir bakın baya baya tumturaklı, kilo ve tonaj dövmekten yana albenisi olan, göz ve kulağa hitap eden, damarın ihtiyaç duyduğu doz ve etkiyi barındıran, dini, diyaneti ve milletin hassasiyetlerini sanalize şekilde kucaklayan isimlerden teşekkül etmektedir.
Bu isimler dolayısıyla malzeme, daha pazara çıkmazdan evvel otomatikman bir bedel tayin ediyor kendi kendisine. Hele bir de güzel bir hatip ise genel başkanı, konuşmalarının arasına din-diyanet, bayrak- ezan, Kuran ve Müslüman eklentilerini de entegre etti mi, Pazar, az mı şenlenir..!?
Allah var Yavuz Bey az hatip değil. Ağzı, en az benim kadar laf yapıyor. Siyasetçi olmadığım için Türkiye siyaset anlayış ve uygulayışında ki şeytanlığa dair acemiliğimi şimdiden itiraf ediyor ve ön sırayı şeytanla ahitleşmiş olanlara bırakıyorum.
Gelelim Anahtar Parti ve Celali başkanı Yavuz beye!
Az evvel de söyledim mebzul miktar muadili olan parti varken ve bunların yapmadığı, söylemediği ve bilmediği neyi biliyor, ne söyleyecek, neyi yapacak ve bütün bunlara ne ile kaim olacak?! Türü bir sürü deli sorularım var.
Biliyorum, bütün sorularım milliyetçi, mukaddesatçı partiler eliyle yapılmış yağmalar, talan ve hırsızlıklar; on adetin yan yana olduğu umumi bir tuvalette hakkı verile verile yapılmış bir osuruğun faili meçhul oluşu gibi güme gidecek.
Hoş, birileriniz çıkıp; on tuvaletin dokuzunun kapısı açık olduğu için fail, çırılçıplak ortada diyerek son derece rasyonel bir gerekçe ile karşıma geldiği zamanda; arsızlık ve utanmazlığın atladığı level dolayısıyla pişkinlikte satın alınır nüveler arasında dememi, hanginiz ıskalayabilirsiniz ki!!?
Bir evvel ki yazımız da İyi denilen ama memleketi alabildiğine kötü eden ve yine ‘’ Namerdim, şerefsizim, namussuzum ve daha bir sürü şeyim ‘’ diyen Meral Akşener’in mantık, amaç, kuruluş kodları ve akıbetine dair sağlam tespitlerde bulunmuş bu fakire oranla partinin Genel başkanlığı ve sözcülüğünü yaparken çözememiş ve şimdi mi farkına varmışta bir parti kurmuş diye bal tadında sorular soran vatan evlatları çıkmaz mı karşısına…
Erdoğan bir başka aparatı soktu devreye!
Evet, AKP ve Erdoğan bir kez daha meydanın boş kalmaması ve hele hele de Milliyetçi ve Muhafazakâr kodlara sahip kitlenin MHP ve İyi parti eliyle tatmin edilememiş olması ve sokakların kontrol edilemez durum ve boyutlara evrilmemesi için meydanın boş bırakılmaması gerektiğini çok iyi biliyor.
Bu durumu da Devlet Bahçeli ve Meral Akşener’den bir tık daha iyi evirip çevirecek, kökleri ve söylemleri ve dahi tarz bakımından bir tık daha parlak Yavuz beyin sırası geldiğini ve ivedilikle oyuna girmesi gerektiği dakika olduğunun ve acilen skorun kendi lehine tabelaya yansımasının tam vaktidir diye düşünmüş.
El hak, pragmatist bir siyasetçi olması hasebiyle Erdoğan’a hak vermiyor değilim.
Gayet mantıklı bir hamle olup, bu hamlenin de kendisinden geldiği ve oluşacak skorun da kendisi ve AKP lehine yansıyacağını kestirmesi hayli zor bir kitlenin varlığını 23 senedir defalarca test etmiş olması dolayısıyla sıfır endişe ve full konfor, kaldığı yerden devam ediyor.
Bu dindarlar ve muhafazakâr milliyetçilerin uyanma ihtimali var mı pek bilmiyorum ve ya tövbe edip silkinme potansiyeli taşıyorlar mı ya da yedikleri ve çaldıkları haram lokmalar dolayısıyla ağırlaşmış ve hantal bünyelerinin kıvrak bir aksiyon göstermesi ne kadar mümkün vallahi kestiremiyorum.
Hele hele de paçoz bir bunağa günlük ve muntazaman yapılmış tazim ve takdis törenlerinde ki ibadet şuuruyla yapılmış tüm ritüller dolayısıyla okkalı birer müşrik oluşları sebebiyle din, tevhid, tövbe, iman, ahlak ve hukuk gibi değerler ile bir kez daha ilişki ve ilinti kurabilirler mi vallahi büyük büyük korku ve kuşkularım var.
Hülasa, elde var yine ve koskocaman bir SIFIR…
Not: Sayın A parti ve Anahtar parti ve Sayın Yavuz bey!
Allah’ınızı severseniz Malatya’yı sülalece tırpanlayan, yağmalayan, çalan ve çırpan bir aile ve onun ferdini İl başkanı olarak tayin ederken çok zorlandınız mı ?!!