Uzun, çok uzun zamandır siyaseti ve dolayısıyla CHP’yi yakından takip ediyorum. Tıkandığı, kendisini tekrar ettiği ve kendisiyle çeliştiği zamanları dün gibi hatırlıyorum. Ama CHP’yi bu denli kimliksiz, yörüngesiz, rotasız ve kısır görmemiş, duymamış ve yazmamıştım.
Bir el dizayn etti CHP’yi ve ince bir işçilik ile içini tamamen boşalttı. Ruhsuz, içeriksiz ve dolayısıyla kuru bir ‘’ değişim ‘’ mottosuyla ergenlerden oluşan makama, mevkiye, pohpohlanmaya tamamen aç bir ergenler konsülünün eline teslim edildi.
Yönetilmesi ve yönlendirilmesi son derece kolay, tecrübesiz, kurt politikacılardan tamamen soyutlanmış, okşanmayı, pohpohlanmayı marifet zanneden, genel başkan yardımcısı türü bir taltif ile başı dönen bu ergenler, aylardır patinaj yapıp durmaktalar.
Atatürk’ün partisinin koltuğuna oturacak bir kişide evvela oturmuş bir karakter, ciddi bir ağırlık, okkalı bir vakar, karşı tarafın, ciddi derece de hissedeceği bir heybet, oturmasını, kalkmasını, nerede ve nasıl konuşulması gerektiğini bilecek bir vizyon sahibi olması gerekmez mi!?
CHP Genel Başkanlık koltuğu Gitcez, gelcez, etcez, yapcez, vercez, alcaz, tutcez gibi seviyenin tamamen sokağa indirgendiği ve bir genel başkanın bir millet vekiline ‘’ Veli ağğğbiiiiii, Veli ağbiiiii ‘’ gibi vakardan, ciddiyetten, sorumluluk, makam ve nasıl bir koltukta oturduğundan tamamen habersiz bir ergene teslim edilebilir bir koltuk mu!?
Konuşmalarına, kullandığı Türkçeye, kavram ve kelimelerin telaffuzuna, hele hele de o yeni yeni büyümüş, henüz serpilen, çocukluktan çıkıp ergenlik arasına sıkışıp kalmış ve depresiz duygular içerisinde ne yapacağını henüz kestiremeyen bir ergenin giyim tarzı ile CHP’nin yönetilip temsil edileceğine inanıyorsanız eğer bilesiniz ki AKP’NİN İSTEDİĞİ DE TAM DA BUDUR!
Gelelim güdümsüz ve kısır yönetime ve siyaset anlayışına.
Elbette ki Türk subayının bir yemin kreasyonu, temayülü ve kaidesi vardır. Elbette ki Cumhuriyetin banisi Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri ve dolayısıyla onun belirlediği temel ilkelere sadık kalmak gibi öncelikli ve hassasiyetle tabi olunması gereken maddi ve manevi bir yükümlülüğü vardır.
Bütün bunlar tamamen tartışmaya kapalıdır.
Ancak, koca bir CHP’nin bir bardak suda fırtına koparmasından daha bir utanç verici ne olabilir!? Koca bir CHP’nin 20 tane 20 yaşında ki genç Teğmenin arkasına saklanarak buradan devasa bir siyaset üretip ciddi bir miktarda Kâr elde edeceğini zannetmek, tam bir fiyasko ve kısırlığın acınası tezahürü değil midir!?
Düşünce üretemeyen, felsefik bir sarsıcılık ortaya koyamayan, ciddi bir kitleyi ikna edip konsolide edemeyen, iç ve dış politika ve ekonomiye dair vasat altı mitingler haricinde orijinal bir açılım ortaya koyamayan ergenler konsülü, Yirmi yaşında ki Yirmi tane gencin arkasına saklanmış ve hatta utanmadan o gencecik çocukları kendisine siper ederek karşı tarafa plastik mermi göndermesine CHP politikası demek ve buradan da iktidar çıkaracağına inanmaktan daha utanç verici ne olabilir!?
Bakın bakalım mevcut CHP’ye! Vitrinde olan ergenlerden hangisinin ve kaç okka toplumsal bir karşılığı var!? Nasıl bir saygınlığı, ağırlığı ve karşı tarafın da hissettiği, hissettirildiği bir vakar, karizma, güven ve inandırıcılığı var!?
Atcez, tutcez, kaçcez tipolojisinin partnerinin de Veli Ağbaba gibi bir kültür fukarasının, bir eğitim yoksulunun, bir yetersiz bakiyenin olmasından daha doğal ne olabilir!? Ve bu tiplerden ciddi bir siyasi sirkülasyon, bir atraksiyon ve toplumsal bir depresyon bekleyip iktidar umudu taşımakta bir başka utanılası durum değil midir!?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye sosyolojisi ve teolojisine yakinen tanıklığı, tespit ve analizi sonrası yapılan doğru politikalar dolayısıyla sağ ve Sünni kesim ile barışılmış ve bu kitlenin oyunu alarak birinci parti çıkmasını kendi hanesine puan olarak yazmaktan daha utanç verici ne olabilir!?
Üstelik bu zengin bakiyenin, bu muhteşem büyüme ve kökleşme fırsatının üzerinden hayasızca ve sorumsuzca tepinmenin, nerede oturduğunun ve nasıl bir sorumluluk altında olduğunun zerrece farkında olmaması dolayısıyla ele geçirilen bu altın fırsatın ve alınan ciddi oyu her geçen gün harcadıklarını fark edemeyenleri bu koltukta tutan CHP delegeleri ve oynanan oyunu göremeyen CHP tabanının bir an evvel kendisine gelmesi ve bu hayasız kurgu, oyun ve operasyona dur demesi gerekmiyor mu!?
Umut ve ışık olma potansiyeli taşıyan CHP’nin her geçen gün bu yetersizler eliyle eritildiğini görmemek, bu tiplerin bir operasyon çocukları olduğunun farkına varamamak; mevcut politikaların AKP’nin ekmeğine yağ sürdüğünün ve toplumsal güvenin eridiğini görememek CHP delegeleri ve tabanının kaldırabileceği bir vebal değildir.
Sünni ve üstelik dindar ve hatta radikal bir mahallenin çocuğu olarak ciddi emek verdiğim, çok büyük riskler alarak yazılar yazdığım; tüm mahallemin üzerime üzerime saldırmasını, kanatmasını, kanayan yaralarımı deşmelerini de göze alarak çok büyük destek verdiğim CHP’nin acilen el atılması ve Atatürk’ün partisinin işgal altında olduğunun farkına varılması hem İslam’en ve hem de insanlık vazifemizdir.
CHP İŞGAL ALTINDADIR…