ABD'YE GÜVENELİM Mİ?-3

ABD'nin Kuzey Suriye'de PKK-SDG üzerinden kurmayı planladığı terör koridoru, Türkiye'nin 2016’da gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı ve 2018’de gerçekleştirdiği Zeytin Dalı harekatlarıyla kesilmiş ve akamete uğratılmıştır.

ABD, Türkiye'nin NATO'da ve Batı ittifakında birlikte yer aldığı dost ve müttefiki olmasına rağmen Türkiye'nin ulusal güvenlik çıkarlarına sürekli aykırı hareket eden, altını oymaya çalışan, Ülkemizi sürekli bölmeye ve bitirmeye, kendisine uydu yapmaya çalışan, DOST GÖRÜNÜMLÜ EZELİ DÜŞMAN bir ülkedir. FETÖ'yü korumakta, PKK-PYD-SDG'yi besleyip, büyütüp silahlandırarak ordu ve devlet kurmaya çalışmaktadır.

Kuzey Suriye'de PKK-PYD-SDG'nin desteklenmesi, terör koridoru kurma planları bağlamında başlığımızdaki soruya dönecek olursak, bu şeytan Ülkeye güvenmeli miyiz? Kesinlikle HAYIR. Çünkü Türkiye'ye karşı hep bilindik oyunlarına devam etmekte, havuç-sopa-tehdit-oyalama politikaları uygulamaktadır.

ABD, Obama döneminde ve sonraki dönemlerde defalarca, DEAŞ'tan alındıktan sonra YPG'nin Mümbiç'ten çıkartılacağı, DEAŞ yenildikten sonra YPG'ye verilen silahların geri alınacağı yönünde Türkiye'ye söz ve Devlet garantisi vermesine, 2018 Haziran ayında YPG'nin Mümbiç'ten çıkartılmasına yönelik imzalanan Mümbiç yol haritasına, Trump'ın 20 Aralık 2018 tarihinde yaptığı açıklama ve sonrasında Beyaz Saray ve Amerikan Dışişleri Bakanlığı sözcülerince de 60 ile 90 gün içinde Amerikan askerlerinin Suriye'den kesin çekileceği yönündeki açıklamalarına rağmen bir arpa boyu yol almamıştır, verdiği sözlerin hiç birini yerine getirmeyerek müttefikine ihanette tavan yapmıştır.

O bakımdan Türkiye, dost görünümlü düşmanı ABD'ye asla güvenmemeli, oyunlarına ve oyalama taktiklerine gelmemelidir.

Son olarak ABD, Türkiye'nin Fırat'ın doğusunda PYD-YPG'ye karşı operasyonunu engellemek ve Türkiye’ ye karşı tampon bölge fikrini ortaya atarak ve güvenli bölgenin hakimiyetini de Türkiye haricinde uluslararası koalisyon gücüne bırakma planları yapmaktadır. Görüşmeler devam ediyor. Bakalım nasıl sonuçlanacak hep birlikte göreceğiz.

Artık bıçak kemiğe dayanmıştır.

Sabır taşı çatlamıştır.

ABD'nin kırdığı yumurtanın sayısı 40’ı geçmiştir.

Türkiye'nin burnunun dibinde, Kuzey Suriye'de İsrail'e kardeş PKK devletinin, 60 bin kişilik terör sürüsünün mutlak surette imha edilmesi, terör işgalinden ve bölgelerin zulümden kurtarılması ile söz konusu toprakların özgürleştirilmesi zorunluluğu kaçınılmaz bir realite olarak ortada durmaktadır.

Kurda sormuşlar, ensen neden kalın? diye,

Kurt da demiş ki: Kendi işimi kendim görürüm.

Kurt kışı geçirir, ama yediği ayazı asla unutmaz.

Türkiye ebediyete kadar yaşaması için, bekası için güvenliğini tehdit eden bütün terör örgütlerini imha eder, bu badireyi atlatır, ancak İslam ve Türkiye düşmanlarının ihanetlerini, İslam dünyası ve Türkiye'nin barış, güvenlik ve kalkınmasına kasteden terör sürülerini müttefiklerinin hunharca desteklemesini, koruyup, kollamasını asla unutmayacak, intikam kılıcını bileyleyerek her daim elinde keskin tutacaktır.

Artık Türkiye, 100 bin askeriyle bir gece ansızın kara bulut gibi kuzey Suriye'deki tüm terör örgütlerinin üzerine çökmeli, onlara ölüm ve intikam olup yağmalı, sistematik bir şekilde işgal altındaki zulüm gören tüm bölgeleri terörden kurtarmalı ve Suriyelilerin kendi topraklarına dönmelerini sağlayarak bu bölgelerde barış, güvenlik ve istikrarı; medeniyet, zenginlik ve refahı; adalet, özgürlük ve eşitliği gerçekleştirmelidir.

Kendi göbeğini kendisi kesmelidir.

Başka kimseden medet ummamalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, Türk/Türkiye Milletinin ve Peygamber ocağı Türk Ordusunun gücünü dosta-düşmana, bütün dünyaya bir kez daha göstermelidir.

Tarih, bu görev ve sorumluluğu Türkiye'nin üzerine yüklemiştir!

Bunu yapacak dünyada, Türkiye'den başka bir güç ve devlet yoktur!