Zengezur Koridoru ve üzerinde bulunan şehir, kasaba ve köyler kadim bir medeniyetin izlerini taşırlar.

Bu yazıda Zengezur Koridoru'ndan ve bu koridorun Türkiye için taşıdığı önemden bahsedeceğim.

Önce bu koridorun coğrafi konumunu kısaca belirteyim.

Zengezur Koridoru tarihi İpek Yolu üzerinde yer alır.

Bu yönüyle Zengezur Koridoru ve üzerinde bulunan şehir, kasaba ve köyler kadim bir medeniyetin izlerini taşırlar.

Zengezur Koridoru kadim ve en eski bir ticaret yolu üzerindedir.

En eski tarihlerden beri 'İpek Yolu' olarak bilinen ve Avrupa'dan Çin'e uzanan o güzergahın önemi çok açıktır.

İşte Zengezur Koridoru o güzergahta yer alır. Bu Koridor bir geçiş alanıdır. İpek Yolunun en önemli geçiş alanı Avrupa için Türkiye ise, aynı İpek Yolunun bizim açımızdan en mühim geçiş alanı Zengezur Koridoru'dur.

Harita üzerinde bir bakışta görüleceği üzere bu tarihi önemdeki ticaret yolunun, İpek Yolunun üzerinde Ülkemiz bir köprü gibi yer almaktadır.

Ülkemiz İpek Yolu üzerinde köprü gibi yer alırken Zengezur Koridoru da o köprüye çıkmak için Doğu cihetinde, Asya tarafında yer alan adeta bir merdiven, bir bağlantı hattı gibi durmaktadır. İpek Yolunun Batı tarafından, Avrupa cihetinden merdiveni, bağlantı hattı da vardır. O bağlantı ve hat, Balkanlar'dır, Akdeniz'dir. (Ege Denizi de bir Akdeniz coğrafyasıdır. Akdeniz derken Ege Denizini de kastediyorum)

Bu durumda Ülkemiz için Batı'da Akdeniz ve Balkanlar nasıl ki ekonomi, güvenlik, kültür ve ticarette önem taşıyorsa, Doğu'da Kafkaslar ve Zengezur Koridoru ekonomi, güvenlik, kültür ve ticarette önem taşır.

Zengezur Koridoru Nahçıvan Sınır kapısından başlayıp Azerbaycan'a kadar devam eden bir koridordur. Bu koridorun Nahçıvan'dan itibaren Azerbaycan'a kadar uzunluğu 43 km'dir. Bu koridor üzerinde 4 büyük şehir ve 392 bin nüfus yaşamaktadır.

Koridorun Ülkemizin sınırındaki başlangıcı 15 km genişliğindeki Dilucu sınır kapısından itibarendir. Bu genişlikteki bir sınırımızın bulunduğu Nahçıvan'ın yanından uzanan bu koridorun güneyinde İran bulunmaktadır. Nahçıvan topraklarından sonra koridorun kuzeyinde Ermenistan yer almaktadır. En sonunda bu koridor, Azerbaycan topraklarında son bulmaktadır.

Özetle bu koridor, Ülkemizin Iğdır, Aralık, Dilucu sınır kapısından itibaren Nahçıvan, Ermenistan, İran ve Azerbaycan arasında kalmaktır.

Bu koridorun önemi tarihlerden beri bir gerçek olmakla birlikte, 2020 Dağlık Karabağ Savaşı'nın Azerbaycan tarafından kazanılmasının ardından daha da önemli hale gelmiştir. Çünkü Azerbaycan'ın Ermenistan'a karşı zaferle sonuçlandırdığı Karabağ Savaşının sonunda imzalanan 10 Kasım 2020 tarihli Ateşkes Anlaşmasının 9. maddesine göre Zengezur Koridoru'nun statüsü netlik kazanmış ve açılması kararlaştırılmıştır.

Ancak bu koridorun aradan geçen yaklaşık 3 yıl boyunca resmen ve fiilen açılamadığı da bir gerçektir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Zengezur Koridoru önemini vurguladığı bu yılın Haziran ayındaki bir demecinde "Zengezur konusunu süratle halletmemiz halinde bu bize iki önemli adımı kazandıracak. Gerek kara yolu gerek demir yoluyla atılacak adımla Iğdır-Nahçıvan buralara gidiş konusunda Türkiye'nin Nahçıvan'la olan bağlantıları çok daha güçlü hale gelecek. Ayrıca bu bağlantıların olması Türkiye-Azerbaycan arasındaki ilişkilerin güçlenmesine vesile olacak" demiştir.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev de, konuya ilişkin bir açıklamasında Zengezur Koridoru'nun açılması için çalıştıklarını belirterek, "Zengezur Koridoru'nun Azerbaycan'dan geçen kısmında demiryolunun yüzde 40'ı, karayolunun yüzde 70'i tamamlandı. İşler 2024'te tamamlanacak ve sonuçta yeni nakliyat koridoru oluşturulacak" diye konuşmuştur.

Evet, bu koridorun bizim açımızdan siyasi, ticari, ekonomik ve kültürel yönden önemi çok açıktır.

Bu koridor esasında ekonomik kültürel, siyasi ve ticari açıdan Ermenistan ve İran açısından da faydalı bulunmalıdır.

Çünkü ekonomik, siyasi, kültürel ve ticari ilişkilerin gelişmesi barışa hizmet eder ve barış her daim savaştan iyidir.
Esasında Dünya çapında düşündüğümüzde bu koridorun güvenlik ve esenlik içinde açılması tüm Dünya'nın hayrınadır.

Şöyle bir düşünün Çin'in başkenti Pekin'den kalkan bir tren doğrudan doğruya hızlı bir şekilde İngiltere'nin başkenti Londra'ya bu koridordan geçerek kolayca ulaşıyor. Böyle bir durum ticaret, ekonomi, kültür ve siyaset açısından oldukça istenebilir bir durumdur ve herkesin hayrınadır.

Şimdi bu tespitimizden sonra gelelim başka bir hususa.

Evet, yazımın bu noktasından sonra, Ülkemizin özellikle son 15-20 yıldır dış politikada etken ve proaktif bir yönelim içinde olması ve belirleyici konumda olmasının Zengezur'da da yansımalarından bahsedeceğim.

Gerçekten de Ülkemizin değişen dış politik anlayışından, etkili, baskın ve saygı duyulan bir dış politika noktasına gelmiş olmamızdan dolayı Zengezur Koridoru noktasında önde olduğumuz, belirleyici konumda olduğumuz çok açık.

Herkes görüyor ve biliyor ki artık bulunduğumuz coğrafyada, Ortadoğu'da, Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Suriye'de, Irak'ta, Afrika'da ve Asya'da etkiliyiz ve söz sahibiyiz. Tabi bu kadar geniş coğrafyada etkili olmamızın bir yansıması olarak Zengezur Koridoru'nda da Devlet olarak etkiliyiz, Ülke olarak belirleyiciyiz.

Ukrayna - Rusya arasındaki savaş sırasında ülkemizin taşıdığı hakemlik ve arabuluculuk görevi ve diğer Ülkelerin bizimle görüşerek karar almaları, yine gözlemlediğimiz bir nokta olarak, uluslararası toplantılarda katılımcı Devletlerin liderleri tarafından Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a gösterilen ilgi ve etrafında halka oluşturulması Ülkemizin dış politikadaki etkililiğinin normal bir sonucudur.

İşte bu etkililik ve yansıma Zengezur Koridoru'na ilişkin gelişmelerde de farkedilmektedir.

Bu noktadan bakarak Türkiye ve Azerbaycan arasında uzanan Zengezur Koridoru'nun ve o koridor üzerinde kurulmuş olan Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti'nin üzerinde elbette Ülkemizin etkisi olacaktır.

İnşallah, bir başka yazımızda Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti hakkında bir yazı kaleme alacağım.

Haydi hayırlısı.

Ahmet Sandal