“Bataklıkta ne yetişir?” “Gül nerede yetiştirilir?” Yazıma bu iki soru ile başladım.

Bataklıkta bir şey yetiştirilmez. Orada her şey kendiliğinden yetişir.

Öyleyse birinci soruyu değiştirelim. “Bataklıkta kendiliğinden neler yetişir?”

Bataklıkta kendiliğinden yetişen bitkiler daha çok “saz” dediğimiz uzun otlardır. Bunundışında bazı otlar da kendiliğinden sazlıkta yetişir.

Sazlıkta kendiliğinden yetişen bitkiler insanlar için çabuk ulaşılabilen bitkiler de değildir.
Bataklığa giren o bitkiler arasında çok da rahat etmez. Çünkü zaten o bitkilerin kendileri elle
dokunmaya ve insanın elinde tutmaya da uygun değildir. Saz dediğimiz o bitkinin en
üstündeki tüyler dahi zararlıdır. Kulağa girdiğinde zarar dahi verebilir.

Bataklıkta bitkiler zararlı olduğu gibi oradaki bitkiler arasındaki yılanlar ve çıyanlar da
zararlıdır. Bataklık denilince bir de sivrisinekler akla gelir ki, onlar da insanın kanını emer.

Bataklık ile ilgili bir de deyim vardır: “Sivrisineklerle uğraşma. Bataklıkları ortadan
kaldır.”

Evet, bu sözden sonra asıl söylemek isteğimiz söze doğru gidiyoruz.

“Bir sistem bataklık ise oradan gül yetişmesini beklemek normal mi? Bir bataklıktaki
sivrisinekler ile tek tek mücadele etmek mi daha akıllıca, yoksa bataklığı ortadan kaldırmak
mı daha akıllıca?”

Evet, bataklıkta gül yetişmez. Gül nerede yetiştirilir?

Gül, daha çok bahçelerde, gül daha çok gülistan dediğimiz yerlerde yetiştirilir. Gül yetiştirilen
yerler nezihtir, temizdir, paktır.

Evet, günümüzde Dünya’da ve Ülkemizde bataklık bir sistem, bataklık bir ortam mevcut.

Bu ahvalde biz bataklıkta gül yetişmesi için bekliyoruz.

Bu saflıktır, bu aymazlıktır.

Eğitim sistemi, kültür sistemi, ekonomi sistemi, sosyal sistem Dünya’da ve Ülkemizde bir
bataklıktır. Ve o bataklıktan kimse iyi bir sonuç çıkacağını beklemesin.

Dünya pozitivizm dedikleri materyalist eğitim bataklığında, Dünya kapitalizm dedikleri
sömürücü ekonomi bataklığında, Dünya bireyselcilik dedikleri çıkarcı toplum bataklığında
kalmışsa ve kültür olarak da harcıalem köksüz akımlar, gün be gün değişen basit pop kültürü
aynı bataklıktaki zararlı bitkiler gibi her yeri sarmışsa nasıl kurtulacağız?
Elbette o zararlı sistemden kurtulmadan ve tek tek sivrisinekleri yok ederek ya da bataklıkta
gül yetişeceğini sanarak kurtuluş mümkün değildir.

"Aynı şeyi tekrar tekrar yapmak ve farklı sonuçlar beklemek deliliktir." Albert Einstein

Bu sözü konumuza uyarlarsak şöyle söyleyebiliriz: “Bataklıkta gül yetiştirmeye çalışmak
deliliktir.”

Evet, maalesef bu delilik kapitalizm, pozitivizm, materyalizm, bireyselcilik bataklığındaki bu toplumda mevcut. 
Ben buradan sesleniyorum. Ben buradan kime sesleniyorum?
Milli Eğitim Bakanına sesleniyorum. Sayın Bakanım bataklıkta gül yetişmez. Bu eğitim sisteminden de ahlaklı, erdemli ve idealist adam yetişmez.

Hazine ve Maliye Bakanına sesleniyorum. Sayın Bakanım bataklıkta gül yetişmez. Bu ekonomi sisteminden de adil ve dengeli bir gelir dağılımı çıkmaz. Adil ve dengeli bir gelir dağılımının olmadığı yerde huzur olmaz. 
Elbette tüm seslenişim sistemin uygulama makamında olanlaradır. Şimdi onların hepsini tek tek saymayayım. 
Özel bir seslenişim de Adalet Bakanınadır. 

Sayın Bakan! Bu sistem böyle devam ederse siz daha çok cezaevi inşa edersiniz ki, yeni cezaevi inşa etmek hüner değildir. 

Ve yazımızın bu noktasında sıra Adalet Bakanına gelmişken, gündemi bir aya yakındır işgal eden “Diyarbakır İli Bağlar İlçesi Tavşantepe Mahallesinde (kırsal mahallede, yani köyde) işlenen cinayet ile bağlantılı “idam cezasına” dikkat çekelim. Gerçi gündemde yalnızca bu cinayet yok. Bir de Tekirdağ’da bir fecaat ve vahşet var gündemde. 

Diyarbakır’daki cinayetin mağduru Narin isimli 8 yaşındaki bir kızımız. Tekirdağ’daki mağdur, 2 yaşındaki bir bebek. Bu iki olayda da cinayet, şiddet, yüz kızartıcı tüm suçlar mevcut. 

Bugün Narin kızımız ve Sıla bebeğimiz bu Ülkedeki bataklık diye özetlediğimiz sistemin mağdurları, yarın nice nice mağdurlar yine meydana çıkacak. Çünkü bu sistem devamlı surette sivrisinek üretiyor milyonlarca. (Bu sistem devamlı surette suçlu üretiyor)

Bataklık sivrisinek üretir, kapitalist materyalist sistem suçlu üretir. 

Adalet sistemi suçlular için caydırıcı değil Ey Adalet Bakanı! 

İdam cezası tekrar hukuk sistemine girmezse Narin kızımız ve Sıla bebeğimizin katilleri, failleri az bir süre hapiste yattıktan sonra tekrar bu toplum için tehlike saçacaktır. 

Bunun dışında bir de “kısasa kısas diye bir kural var.” “Kısasta hayat vardır” diye kural vardır. Bunlar ilahi bir nizam ve mükemmel bir sistem sunan Kur’an’ın emridir. Kuran-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz bizim hayrımıza olan, bizim faydamıza olan ekonomik, hukuki, maarif, kültürel ve sosyal nizamı bizim için göstermiş ve emretmiş, Sevgili Peygamber Efendimiz (asm) de bunu uygulamada tesis etmiştir. 

Evet, bu yazıda uzun uzun bu sistemin (Dünya’da ve Ülkemizde uygulamada olan mevcut sistemin) olumsuzluğunu beyan ettim. Ve bir önceki paragrafta da bu olumsuz sistemin alternatifi olan sistemi de (İslami/Muhammedi sistemi) belirttim.

Hem sorunu ve hem de çözümü beyan ettim. Elhamdülillah. 

Bataklıkta gül yetişmez. “Gül, Muhammedi sistemde yetişir.”

Vesselam .