Başlığımız her ne kadar Ukrayna ve Rusya arasında ki sesleniş ve serzenişi konu ediniyor gibi olsa da genel geçer diplomasi ayıbımız, açığımız ve kifayetsizliğmizi resmedecek bir yazı olacaktır.
Başlığımız her ne kadar Ukrayna ve Rusya arasında ki sesleniş ve serzenişi konu ediniyor gibi olsa da genel geçer diplomasi ayıbımız, açığımız ve kifayetsizliğmizi resmedecek bir yazı olacaktır.
Hiçbir şeyi tadında ve kıvamında dile getiremeyen, ya yüksek volümde muhalif ya da hepten görmedim ve duymadım cinsinden uçlarda bir dış politika izlemiş olmamız hasebiyle sınıfta kalmış ve komşularımız ile aramızdaki yakın mesafeyi önemli ölçüde açmış hısımlıktan hasımlığa çevirmiş durumdayız.
Suriye ve Esat ile olan ilişkimiz bir dönem en üst segmentte '' kardeşlik '' ve hemen akabinde bir anda düşman boyutuna evrilecek kadar mahir! bir dış politika uygulamak benzerine rastlanır bir uygulama olmasa gerek.
Keza Mısır, Mursi ve Sisi bağlamında uyguladığımız politika da siyaseten, uluslararası ilişki ve diplomasiden bilimlerine dair nasip almamışlığın açık göstergeleridir. Hele birde evlere şenlik kabilinden İsrail ile ilişkilerimiz var ki, Cumhuriyet tarihimizin trajıkomik uygulamaları arasında bir baş yapıt (!) olarak mümtaz yerini almıştır.
Akp yöneticilerinin yukarıda bahsini yaptığımız yetersizlikleri dolayısıyla Tadını, dozunu, şiddet ve rengini bilemeyişleri ve uygulamadaki sakatlıkları dolayısıyla hep bir tornistan ve hep bir patinaj yaşamakatayız. Maddi, siyasi, askeri ve ekonomik gücümüzün hesabının yapılmamış ve dolayısıyla haddinin ve cüssesinin üstünde açıklamalar yapılıyor olması, yukarıda örneklerini verdiğim absürt işlem ve akibetler silsilesine yeni bir halka daha eklemekten başka hiçbir anlam ifade etmeyecektir.
Rusya ve sahip olduğu siyasi, askeri, ekonomik, teknolojik ve teolojik gücü ve konumunu kavrayamamış dış politik yetkililerimiz, gelinen bu noktayı da doğru tespit edememiş ve haliyle kendilerinide doğru bir açıda konumlandıramamışlardır. Bir Nato ülkesi olmamız hasebiyle yapılması gereken bir takım açıklamaların gerekliliğini görmezden gelmemiz elbette olanaklar içinde değildir. Ancak, haddi bilmek ve bundan mütevellit nereye kadar gidileceğini ve nerede durulacağını bilmekte ülkemiz için hayati bir önem arz etmektedir.
ABD ve AB, Rusya'yı Çin'in kucağına terk etmenin doğuracağı tehlikenin büyüklüğünü rasyonel şekilde analiz etmiştir. Bu analizin sonucunda ortaya çıkan tablonun ürkütücülüğü ABD ve AB'nin bile göze alabileceği bir risk değildir. Böylesi yüksek hassasiyet sonucunda elde edilmiş veriler, Rusya'nın kimi taleplerini istem dışı da olsa kabulünü zorunlu kılmıştır.
Bütün bu olanlardan habersiz, kifayetsiz, hesapsız ve orantısız Ankara, sesinin ve sözünün dozajını ayarlayamama hastalığı bir kez daha nüksetmiştir. Bu kadar basit, sıradan ve ucuz hataları yirmi yıllık kesintisiz iktidar ve tecrübe (!) sahibi bir partinin yapıyor olması siyasetin mi, nörolojinin mi ya da psikiyatrinin konusu mudur? kestiremediğim açmazın bizzatihi kendisidir.
Rusya, ABD ve AB için belli sınırlar içerisinde tutulması gereken bir rakip olmakla birlikte kolaylıkla çiğnenebilir bir yiyecek değildir. Buna yeltenen gücün ve devletin kim olduğunun hiçbir önemi olmaksızın diyorum ki en az onaltı dişini gözden çıkarması gerekmektedir.
Ukrayna topraklarına girmiş ve önemli bir mesafe almış olan Rusya, Batı'nın, kendisine karşı uygulayabileceği siyasi, ekonomik ve askeri bütün boykot ve ambargoların tamamının en ince ayrıntısına varıncaya kadar hesaplamasını yapmış olduğunu göz ardı edenler, Rusya ve Putin'e dair bilgilerini ivedilikle yenilemeleri gereken kişilerdir.
Rusya'nın elinde bulundurduğu petrol ve doğalgaz gücüne salt bir enerji kavramı üzerinden bakmak demek, mevzuyu teğet geçmek demektir. Rusya, petrol ve doğalgazı için ihraç bir ürün olarak bakmadığı gibi ABD ve AB'de Rusya'nın gaz ve petrol kartını kullanmasını kendileri için ne anlam ifade ettiğini çok iyi bilmekteler.
Hülasa !
Putin bir başarı hikayesi daha yazmıştır.