En karmaşık deneylerin yapıldığı laboratuvarlar mı? Fabrikalar ya
da üniversiteler mi? Ya da buralarda çalışan mühendisler, bilim
adamları veya araştırma görevlileri mi?
Aslında bu sorunun cevabı çok uzaklarda değil içinde yaşadığımız
yakın çevrede; doğada gizli: Bugün kullandığımız endüstriyel ve
teknolojik pek çok ürünün temelinde, canlıların fiziksel
özellikleri ya da davranış sistemlerinden alınan örnekler
yatmaktadır. Bu canlılar bilim adamları için ideal birer örnek
oluşturmaktadır: Mesela...Sadece 70 gram yakıtla 3000 km.lik bir
mesafeyi kesintisiz uçuşla kat eden Sarı salkım kuşu veya bir
derecenin üç yüzde biri kadar ısı farklarını bile algılayabilen
yılanlar ya da saniyede 1000 kez kanat çırpan sinekler...
Canlıların kusursuz özellikleri son yıllarda daha çok dikkat çekmiş
ve bu durum biyomimetik adlı yeni bir bilim dalının doğmasına neden
olmuştur. Biyomimetik kelime olarak “canlıları taklit” anlamına
gelir. Teknolojinin geliştirilmesinde, doğada yaşayan canlılardan
daha fazla örnek alınması gerektiği artık tüm bilim adamları
tarafından benimsenmiş durumdadır. Wild technology (Doğal
Teknoloji) kitabının yazarı Phil Gates, bu gerçeği şöyle ifade
etmektedir:
“İcatlarımızın en iyilerinin çoğu, ya aynen diğer canlılardan
taklit edilmiştir ya da onlar tarafından zaten kullanılmaktadır.
Henüz gezegenimizi paylaştığımız çok sayıda canlı organizmanın
sadece küçük bir kısmını keşfedebildik.” (Wild Technology, Phil
Gates, s. 5)
Doğa, her biri harika tasarlanmış milyonlarca canlı türüyle
doludur. Ancak burada önemli bir hatırlatma yapmak istiyorum: zaman
zaman televizyonlarda izlediğimiz bazı belgesellerde doğaya son
derece hatalı bir şekilde akıl ve şuur atfedilebilmektedir. Oysa
doğa, insan gibi düşünme yeteneğine sahip bir canlı değildir.
Dolayısıyla ne aklı, ne şuuru, ne de planlama yeteneği olabilir.
Hava, su ve topraktan oluşan doğa, içerisindeki olayları ve
canlıları kendi başına asla oluşturamaz. Diğer yandan herhangi bir
akla sahip olmayan doğada kusursuz tasarımlar vardır. 21. yüzyıl
teknolojisinin doğayı taklit ettiği göz önüne alınacak olursa,
doğadaki teknolojinin günümüz teknolojisinden çok daha üstün olduğu
ortaya çıkar. Günümüzdeki teknolojik ürünlerin bir tasarlayanı
olduğuna göre elbette doğadaki bu mükemmel teknolojinin de bir
tasarlayanı olduğu açıktır. Doğayı, en ince ayrıntısına kadar üstün
bir güç ve akıl planlamış ve ona hayat vermiştir. Şimdi doğadaki
harika canlıların birkaç tanesine bakacak ve hep beraber
Yaratıcının varlığına şahitlik edeceğiz:
Bu bir Lotus bitkisi. Bitkiye ilk baktığınızda fazla bir özelliği
olmadığını düşünebilirsiniz. Oysa Lotusu yakından inceleyen
uzmanlar çok iyi çalışan bir kendini temizleme sistemiyle
karşılaştılar. Bir masa örtüsü düşünün ki hiç kirlenmiyor, işte
böyle bir özellik var Lotus bitkisinde. Yapraklarındaki özel doku
sayesinde yağmur damlaları yüzeydeki tozları silip süpürebiliyor.
Lotus bitkisi mikroskop altında şöyle görülüyor: Yaprakların yüzeyi
çok küçük tepeciklerle kaplı. Bu tepecikler temas yüzeyini
azaltarak yağmur damlasının yaprağa yapışıp kalmasına engel oluyor.
Engebeli yüzeyde kolayca kayabilen yağmur damlası beraberinde bütün
tozları yapraktan uzaklaştırıyor.
Biliyor musunuz, Lotus bitkisinin bu hayret verici özelliği,
araştırmacılara yeni ufuklar açmıştır. ISPO isimli bir Alman
şirketinin bilim adamları Lotus bitkisinin harika çalışan
tasarımını taklit ederek yepyeni bir dış cephe kaplaması
üretmiştir. Bitkiden esinlenerek “Lotusan” ismini verdikleri
malzeme binaları yaprakta olduğu gibi temiz tutabilen özelliktedir.
Bu ürün için 'deterjana gerek kalmadan 5 yıl boyunca binayı
tertemiz tutacağı garantisi' bile verilmiştir. Görüyorsunuz,
Lotusanın geliştirilmesi onlarca kimya mühendisi ve kimyagerin
ancak yıllar süren çalışmaları sonucu geliştirilebilmiştir. Halbuki
bu yüzey kaplaması bitkinin yaprağında yaratıldığı günden beri
kusursuz olarak bulunmaktadır.
Ünlü bir teknoloji firması, bilim adamlarından, inşaatlarda
kullanılmak üzere çok hafif ve çok sağlam bir madde yapmalarını
istemiştir. Maddenin özelliklerini de şöyle tarif etmiştir:
Birincisi; dünyanın çevresi bu maddeden yapılmış bir iple
dolaşıldığında ipin ağırlığı 330 gramı aşmamalıdır. İkincisi; bu ip
aynı kalınlıktaki çelik halattan 5 kat sağlam olmalıdır. Üçüncüsü;
kendi uzunluğunun 4 katı kadar esneyebilmelidir. Ve son olarak;
kullanıldıktan sonra atılmayacak, yeniden eski haline
dönüştürülebilecektir.
Böyle bir malzeme geliştirebilmek için, dünyanın çeşitli
üniversitelerinden bilim adamları bir araya gelmiş, bu konuda çok
çalışmış ancak sonuçta günümüz teknolojisiyle böyle bir maddenin
yapılamayacağını kabul etmek zorunda kalmışlardır. Bu sırada
şaşırtıcı bir şey olmuş, bir gün bu çalışmayı yapan araştırmacılar
bir başka bilim adamının bu maddeyi üretebildiğini gördüklerinde
adeta şoka girmişlerdir. Üstelik sözkonusu başarılı bilim adamı bir
mühendis değildir. Herhangi bir üniversitede ders de vermemektedir.
Hatta ilkokuldan mezun olmadığı için okuma yazma dahi bilmez.
Bu başarılı bilim adamı hepimizin çok yakından tanıdığı örümcektir.
Şimdi gelin örümceğin ürettiği mükemmel malzemeyi yani ipliğini
inceleyelim: Örümcek ipliği en hafif maddedir. 1 kg örümcek
ipliğini dünyanın etrafına tam üç kez dolayabilirsiniz. Eğer bu
ipliği gergin olarak kullanacak olursanız dünyanın etrafında bu kez
tam 12 tur atabilirsiniz.
Örümcek ipliği ayrıca dünyanın en sağlam maddesidir. Amerika'nın
ünlü bilim dergilerinden Science News'de şöyle bir benzetme
yapılmıştır: “İnsan ölçülerine göre, balık ağı boyutlarındaki bir
örümcek ağı, bir yolcu uçağını yakalayabilir.” (http://www.
watchtower. org/library/g/2000/1/22/article_02. htm)
Dahası, örümcek bozulmuş ağını yiyerek yeniden iplik üretebilir.
Şimdi Dikkat edin! Örümcek bu maddeyi birkaç milimetreküplük bir
yerde üretir. Bu üretim yeri, tekstil fabrikalarının devasa
boyutları yanında inanılmaz küçük bir yerdir. Şu kesindir ki bu
böceğe bu özel organlar doğa tarafından değil, üstün bir akıl
tarafından verilmiştir. Bilim ve tekonoloji her zaman doğayı taklit
edecek ve oradaki üstün akıldan esinlenecektir..
“O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var
edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur.
Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz,
Hakimdir.” (Haşr Suresi, 24)