Kādiriyye tarikatının çeşitli kollarında toplu zikir (âyin) farklı şekillerde icra edilmektedir. Zikir cehrî olup semâ ve devrana önem verilir. Türkiye’deki yaygın kolları Rûmiyye ve Eşrefiyye’deki uygulama genel çizgileriyle şöyledir: Dervişler hilâl şeklinde bir halka oluşturur.
Kādiriyye tarikatının çeşitli kollarında toplu zikir (ayin) farklı şekillerde icra edilmektedir. Zikir cehrî olup sema ve devrana önem verilir. Türkiye'deki yaygın kolları Rûmiyye ve Eşrefiyye'deki uygulama genel çizgileriyle şöyledir: Dervişler hilal şeklinde bir halka oluşturur. Zikre oturularak (kuûdî) başlanır. Şeyh efendinin Fatiha okumasından sonra salavat getirilir ve Abdülkādir-i Geylanî'nin Kibrît-i Ahmer adlı evradı özel bestesiyle okunur, ardından kelime-i tevhid ve ism-i celal zikrine başlanır. Bu sırada zakirler ilahiler okurlar. Kuûdî zikir bir zakirin aşr-ı şerif okumasıyla tamamlanır; ardından ayakta (kıyamî) zikre geçilir. Kıyamî zikre toplu olarak, 'Cem' olmuş dervişleri pîrim Abdülkādir'in' sözleriyle başlayan ilahinin okunmasıyla girilir, 'hayyü'l-kayyûm, Allah' esmalarıyla ahenkli bir şekilde hareket edip dönülerek (devran) devam edilir; ritmik adımlarla zikir halkası sağa döndürülür. Bu sırada zakirler tarafından ritme uygun ilahiler okunur. Zikir töreni bir zakirin okuduğu aşr-ı şerif ve şeyh efendinin duasıyla sona erer. Zikir sırasında kudüm, bendir, halîle, nevbe gibi vurmalı sazlar da kullanılır.
Geylani'in Vasiyeti
Pir Abdulkadir Geylani Hazretleri, Oğlu Abdurrezzak'a şöyle vasiyet eyledi: Ey oğlum! Allahü teala bize ve sana ve bütün müslümanlara tevfîk, başarı ve muvaffakiyet ihsan eylesin! Sana Allah'tan korkmanı ve O'na taat üzere olmanı, dînimizin emir ve yasaklarına riayet etmeni ve hududunu gözetmeni vasiyet ederim. Ey oğlum! Allah bize, sana ve müslümanlara tevfîk versin! Bizim bu yolumuz, Kitap ve Sünnet üzere bina edilmiştir. Kalbin selameti, el açıklığı, cömertlik, cefa ve ezaya katlanmak ve din kardeşlerinin kusurlarını affetmek üzere kurulmuştur.
Ey oğlum! Sana vasiyet ederim! Derviş yani Allah adamlarıyla beraber ol. Meşayıha, tasavvuf büyüklerine hürmeti gözet! Din kardeşlerinle iyi geçin! Küçük ve büyüklere nasîhat üzere ol. Dinden başka şey için kimseye düşmanlık etme!
Ey oğlum! Allah bize ve sana tevfîk versin! Fakirliğin hakîkati, senin gibi olana muhtaç olmaman, zenginliğin hakîkati ise, senin gibi olandan bir şey istememendir. Tasavvuf haldir, söz değildir, söz ile de ele geçmez. Dervişlerden, Allah'tan başkasına ihtiyaç duymayan birisini görürsen, ona ilim ile değil, rıfk, yumuşaklık, güler yüz ve tatlı söz ile muamele eyle! Zîra ilim onu ürkütür, rıfk, yumuşaklık ise çeker ve yaklaştırır.
Ey oğlum! Zenginlerle sohbetin, görüşmen izzet ile onlara değer vermeyerek, fakirlerle örtüşmen ise, kendine değer vermeyerek olsun.
İhlas üzere ol! İhlas, insanların görmesini hatıra getirmeyip, yaradanın daima gördüğünü unutmamaktır. Sebeplerde Allah'a dil uzatma. Her halde Allah'dan gelene razı ve sükûn üzere ol. Allah adamlarının huzûrunda şu üç sıfat üzere bulun: Alcak gönüllülük, iyi geçinmek ve kötülüklerden arınmış bir kalb. Hakîkî yaşamak, nefsini öldürmenle, nefsinin arzularını, haram ve zararlı isteklerini yerine getirmemenle olur."