İslam dini, namazı, orucu, zekatı, fitresi, Bayramı, Haccı benzeri ibadetleri ile hem bireysel ve toplumsal huzuru ve faydayı esas alır, hem de akıp geçen ve hep bir çizgide giden hayatı monotonlaşmaktan kurtarır.
İslam dini, namazı, orucu, zekatı, fitresi, Bayramı, Haccı benzeri ibadetleri ile hem bireysel ve toplumsal huzuru ve faydayı esas alır, hem de akıp geçen ve hep bir çizgide giden hayatı monotonlaşmaktan kurtarır.
Bir düşünün, Bayramı, Cuması, Haccı, orucu olmayan bir hayat ne kadar sıkıcı olurdu.
Diğer ibadetler gibi Ramazan orucu da bu akıp geçen zamanı ve monotonlaşan hayatı tekdüze olmaktan kurtarıp adeta heyecan, farklılık ve güzellik katmaktadır.
Ramazan orucu gerçekten, toplumda ve hayatın normal akışında bir yükselme çizgisi, olumlu gelişme dönemidir.
O dönemde, dayanışma, birlikte hareket etme, sabrı öğrenme, iradeye sahip olma gibi nice nice hasletler (özellikler) mevcuttur.
O hasletler yanında oruçta nice nice hikmetler de mevcuttur.
Evet, oruçta toplumun bir bütün olarak birlikte hareket etmesi, aynı heyecanı taşıması, kardeşlik ve dayanışma ruhunun canlanması ve benzeri toplumsal faydalar mevcuttur.
Bir Ramazan Pidesi dahi toplumsal hayata renklilik ve çeşitlilik katmaktadır.
Normal zamanlarda insanlar evlerine ekmek alırken, Ramazan Ayında Ramazan Pidesi bile farklı bir gelenek farklı bir görenek meydana getirmektedir.
Ramazan'da başka ne gibi toplumsal gelenek ve görenekleri müşahede ediyoruz?
Camilerde minareler arasına gerilen iplere ışıklar ile (kandil ya da ampullerle) yazı yazılır. Bu gelenek ve görenek Osmanlı'dan beri mevcuttur. Buna mahya denilir ki Ramazan ayında toplumsal hayata renklilik ve güzellik katar.
Geceleri yatsı namazından sonra kılınan teravihler de adeta Ramazan'ın her anının ayrı bir feyz ve Nur ile dolmasının bir örneğidir.
Ramazan-ı Şerif Kur'an Ayı'dır. Cümlemiz Kur'an'la daha fazla haşır neşir oluruz bu Ay'da.
Osmanlı'dan beri gelenek ve görenek haline gelen Ramazan eğlenceleri de (Hacivat ve Karagöz oyunları ve benzeri gösteriler de) toplumsal hayata neşe ve sevinç katan etkinliklerdendir.
Evet, Ramazan Ayındaki etkinlikler Ramazan'a farklı kılmakta, toplumda bir heyecan, toplumda gözle görülebilir bir güzellik meydana getirmektedir.
Ramazan Ayında insanlar daha az olay, vukuat meydana getirmekte, daha az adli vaka meydana gelmektedir. Bu durum, Emniyet Müdürlüğünün kayıtlarıyla ve Adliyenin istatistikleri ile sabittir.
Vallahi Ramazan Ayı huzur ayı, bağışlanma ve mağfiret ayıdır.
Ramazan Ayı, dayanışma ve yardımlaşma ayıdır.
Ramazan Ayı gerçekten de toplumsal hayatın güzelleşmesi, renklenmesi insanların daha fazla yardımlaşmaya yönelmesi açısından gözle görülebilir farklılık ve çeşitlilik taşımaktadır.
Ramazan Ayı gerçekten tüm topluma yansıyan özellikleri olan bir ibadettir. Bunu insaflı insanlar, vicdanlarının doğrultusunda hareket eden insanlar anlamaktadır.
Bu açık gerçeğe rağmen bazıları Ramazan Ayının toplumsal yönünü görmezden gelerek niye aç kaldıklarını, açlığın vücuda zarar verdiklerini ve benzeri olumsuz sözlerle kafa karıştırmaktadır.
O sözlerin sahipleri şeytanın vesvesecisidirler. Onlar vicdansızlık içindedirler. Vicdanlarına sorsalar Ramazan'da ne büyük hikmetler ne büyük faydalar ve ne büyük güzellikler olduklarını anlayacaklardı. Ancak ruhları karardığı, vicdanları devre dışı kaldığı için bunları göremiyorlar.
Ramazan orucu bünye için, sağlık için tam bir şifadır. Ramazan orucu bireysel açıdan sabrı, dayanma gücünü ve irade kudretini gösterdiği gibi ve bu özellikleri geliştirdiği gibi toplumsal hayatı da güzelleştirir ve geliştirir.
Geçen gün sosyal medyada paylaştığım 'Ramazan orucu ve toplumsal hayat' bağlamındaki düşüncelerimi 5 maddeyle burada da paylaşıyorum.
1-
Mis gibi Ramazan pidesi kokuyor, yeni çıkmış fırından. Sımsıcak Ramazan pidesini kucaklamış eve doğru gidiyorsunuz ve 15 dakika sonra okunacak akşam ezanını bekliyorsunuz.
Canınız çektiği halde o pideden yemiyorsunuz.
Ne zaman ki "ye" emrini duyuyor, o zaman yiyorsunuz.
Emir komutaya göre hareket eden her asker talimlidir. Emir komutaya göre hareket eden toplumlar disiplinlidir.
Talimli ve disiplinli insan başarıya gider. Talimli ve disiplinli toplumlar kuvvetlidir.
2-
Ramazan ayında oruç tutan herkes birlikte oruca başlıyor ve birlikte orucu bitiriyor.
Birlikte yapılan hareketler toplumsal hayatı geliştirir.
3-
Ramazan ayında ibadetlerin yoğunlaşması ruhlarda huzur ve ferahlık meydana getiriyor.
Bu huzur ve ferahlık tüm toplumu kapsıyor.
4-
Ramazan ayındaki oruç ibadeti hem ferdi ve hem de toplumu güçlendirecek özellikler taşımaktadır.
Ferden sabır, dayanma ve irade eğitimi oruç ibadetinde mündemiçtir.
Aynı şekilde toplumsal manada da sabır, dayanma ve irade eğitimi oruç ibadetiyle sağlanır.
5-
Ramazan ayındaki oruç ibadeti toplumda suç oranının ciddi manada düşüşüne neden olmaktadır.
Ramazan ayı bu yönüyle bir tablo sunmakta ve diğer aylara adeta önderlik yapmaktadır.
İşte bu önderliği nedeniyle biz Müslümanlar ona '11 Ay'ın Sultanı' diyoruz.
Bugün Ramazan Ayı'nın 23. Ve Ramazan en şanlı misafirdir. Her yıl bir kez ruhlarımıza ve evlerimize konuk olan şanlı misafir. Gelip de gidiyor.
Yine gidiyorsun şanlı misafir. Senin kıymetini bilmeyenlerin ve bu Ramazan nimetini idrak ederek feyz ve bereketinden istifade etmeyenlerin 'burnu yere sürtünsün.'
Evet, bu son sözdeki hikmeti anlayan anladı.
Sevgili Peygamberimiz Efendimizin (asm) bir Hadis-i Şerif'i ile huzurlarınızdan ayrılıyorum.
Sevgili Peygamberimiz Efendimiz (asm) bir Cuma namazı sırasında minbere çıkarken, her adımda "amin" dedi. Bir adım çıktı, "amin', bir adım daha çıktı, "amin", bir adım daha çıktı, "amin' dedi
Hutbesi bittikten sonra: "Ya Resulallah! Minbere çıktığınız zaman her adımda 'amin' dediniz. Bunu neden söylediniz?" diyerek sordular.
Buyurdu ki: "Cebrail (as) üç dua etti, ben de onlara amin dedim.
Önce Cebrail (as). 'Annesine, babasına veya sadece onlardan birine ulaşmış bir evlat, (onlara güzel hizmet edip, onların hayır duasını alıp) cenneti kazanamadıysa, ona yazıklar olsun Burnu yerde sürtünsün!' dedi, ben de amin dedim.'
Sonra "Cebrail (as): Senin ismin bir insanın yanında anıldığı zaman, sana salat-ü selam getirmezse, onun da burnu yere sürtünsün!' dedi. Ben de ona 'amin' dedim."
'En sonunda "Cebrail (as), 'Ramazan'a eriştiği halde bir insan, Ramazan'ın feyzinden, bereketinden istifade etmemiş, Ramazan gelmiş geçmiş de hala Allah'ın mağfiret ettiği bir kul olamamışsa, Allah'ın affını, mağfiretini kazanamamışsa, onun de burnu yere sürtünsün' diye dua etti. Ben de ona 'amin' dedim.'
Biz de bu dualara 'amin' diyoruz. Ve Dünya'da ve Ahirette kurtulanlardan olmayı diliyoruz.
Vesselam