İFTAR gün boyu oruç tutan kimseye yasakların bitiş müjdesinin verilmesidir.

Normalde kendisine mübah olan nimetlerin belirli bir süre boyunca onlara yaklaşmaması şeklinde gerçekleşen oruç emrinin o gün için kesilmesine müsaade edilmesidir. Artık yasak kalkmıştır.

Rabbin emrini yüklenen müminin sofrasında ilahi ikramlara yaklaşabilmesi çizgisinin başlangıcı demektir ve gerçekten içsel bir sevinci yüklenmektir.

KÜLTÜRÜMÜZDE iftar önemlidir.

Sair zamanlarda farklı sebeplerle bir arada olamayan aile fertlerinin kulluklarının gereği olan günlük oruçlarının sonunda Allah’ın nimetleriyle beraber buluşması ortak bir paylaşımı sağlar.

Allah’ın emrine ortak itaatin neticesinde yine ortaklaşmaktır.

Bu sebeple aile büyükleri akşam ezanı öncesinde sofranın başında bir araya gelerek Allah’ın müsaadesi gelene kadar birlikte beklemeyi önemserler.

Ailenin ibadette ortaklaşması, birlenmesi anlamına geldiği için çok değer verilir.

Bireyler bir arada olduğundan aile olmanın, aynı sofranın etrafında cem olmanın hikmetini yaşarlar.

Hayatı ortaklaşa kucaklayan ailelerin yıpranmış birlikleri iftar sofralarında tamir olur.

ÇOCUKLAR için ise anlatılması zor heyecanları içerir.

Ramazan’ı her birimiz çocukluğumuzda yaşadığımız Ramazanlar üzerinden tanımlarız. Sürekli o günlere öykünürüz. Duygu hafızamıza depoladığımız o güzel anlar, heyecanlı demler, hoş telaşeler birer birer gözümüzün önüne gelir. Bu sebeple çocuklarla paylaşılan Ramazanlar onların manevi kimlik ve kişiliklerinin oluşmasında kıymetli bir yapıtaşıdır.

Zamanla dünyanın rengine boyanarak çizgisinde bir kırılma söz konusu olanlar için bile birlikte açılan oruçlar, yapılan iftarlar, ikramlar, beklenen ezan, ardından yapılan dualar her zaman geri dönülüp sığınılabilecek bir yuva sıcaklığını muhafaza eder.

İFTAR aidiyetin şifrelerini barındırır.

İstenmeyen rüzgârlar ne kadar bizleri bir yerlere savurmuş olsa bile bu aidiyet sonunda bizi eğer iyi niyet barındırıyorsak çekip alır. Ait olduğumuz yere iade eder.

Esasen sofradaki çeşitlilikten ziyade yadımızda kalan bunlardır.

İFTAR müminin sevincidir.

Bu sevincimizi hiçbir dünya ilgisi ve meşguliyete boğdurmamalıyız.

Rabbimizin emrine itaat etmiş olmanın verdiği ruhi huzurun kıymetini bilerek kökleştirmeliyiz.

Şımarıklığa varacak savurganlıklara, israflara meydan vermeden şükre vesile kılabileceğimiz iftarları çoğaltmayı amaçlamalıyız.

İFTAR gün içinde yaşanan zorluklar ve mücadelelerin yanı sıra orucu sakatlamadan akşama ulaştırma gayreti Rabbimizin Celal esmasını daha iyi kavramamız bakımından iyi bir vesiledir. Yaratıcımızın azameti ve celali karşısında aczimizi ve fakirliğimizi anlamamız için mühim bir fırsattır. Aslında kolay olan işlerin âsân yürüyebilmesinin şifresini çözmek için kazançlı bir deneyimdir. Zora koşulduğumuz ve güçlükler içerisine atıldığımız zannından iftar ikramı kurtulmamızı şuura getirmemiz için bir lütuftur.

AÇLIĞA, susuzluğa Ramazan ayında sabrettiğimiz gibi sair zamanlarda da Rabbimizin yasakladığı hususlardan kaçınmakla da yıl boyu oruç tutmalıyız.

Günahlardan kaçınmayı da oruç kavramı içinde mütalaa edebiliriz ve etmeliyiz.

Bu ömürlük yasaklardan ve şüpheli şeylerden kaçınmanın iftarı elbette Rabbimizin rızasını kazanmakla olacaktır. İyilerin saadet yurdu cennette rıza iftarı yapabilmek emeli bir mümin için önemli bir hedeftir ve sürekli imanla ikrarı canlı tutmayı gerektirmektedir.

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in bir rehber olarak bize sunduğu ve Fahr-i Kâinat Efendimiz'in kılavuzluğunda bulduğumuz emre uyum sağlamak ve bunu ihlasla sürdürmek vazgeçilmez ülkümüz olmalıdır.

Ramazan oruçları sonrasında akşamları yaptığımız bu iftar sevinci provalarını hayatın öte yakasına taşıma gayret ve azmine ulaşmamız bizi hayatı iyi sorgulayıp doğru okuduğumuz anlamına gelecektir ki, mümin oluşumuzun ayrılmaz bir cüzüdür.

Her türlü yanlıştan ve haramdan uzak durup helal ile her daim iftar edenlerden olmak niyazıyla…

Ya Selam.