Ramazan Ayı ruhen arınma ve bedenen de sağlığa kavuşma için bir vesile, bir imkan ve değerli bir ihsan ile Allah'ın bir ikramıdır.
Vallahi kazanç üstüne kazanç, kâr üstüne kâr'dır Ramazan.
Günahlarımızdan temizlenip arınıyoruz ve bedenen de sağlığa kavuşuyoruz.
Hayatta bu iki şeyden daha güzel bir şey var mıdır? İman ve sağlık. En güzel iki nimet.
Ramazan'da bu iki nimet bize ihsan ediliyor, ikram ediliyor Yüce Rabbimiz tarafından.
Şimdi soracaksınız diğer 11 ayda bu ikram ve ihsan yok mu?
Olmaz Olur mu?
Elbette var. Ve insan nefes alıp verdiği sürece elbette kendisine iman ve sağlık için hem ihsan ve hem ikram sağlanır. Hayatını akıl ve irfan ile geçiren ve Allah”ın emirlerine riayet eden için her gün 24 saat bir imkan ve ihsandır. Elhamdülillah.
Ancak bu ihsan ve ikram Ramazan ayında yoğun ve özel bir program ile insanoğluna sunuluyor. (Bu imkan ve ihsan, tüm insanoğluna sunuluyor ve Müslümanlar bunu anlıyor. Keşke tüm insanlar anlasa)
11 aydan sonra Ramazan Ayı, yani bu özel ihsan ve imkan şuna benzer. Bir okulda öğretmen dersini anlatıyor ve müfredata riayet ediyor. Ancak o sırada öğrencilere diyor ki “bu anlatımlarımın yoğun ve sınava son hazırlık babında tekrarı haftada bir kez şu gün, şu saatte olacaktır. Mutlaka o derse katılın, o derste sınavda çıkması muhtemel soru örneklerini de size göstereceğim.”
Bunu duyan ve öğretmeninin bu ihsan ve ikramını anlayan öğrenci ne yapar? O gün ve o saate hazırlanır ve o gün, o saati dört gözle bekler.
İşte Ramazan Ayı da aynen böyle ehemmiyetlidir.
Sınavda çıkacak soru örnekleri ve yoğun ders çalışma günleri gibidir Ramazan.
Ramazan Ayı bu noktalarda yani imtihan Dünyasında yoğunlaşma ve tefekkürde derinleşme için de bir vesile ve imkandır.
Ramazan esasında bir tefekkür ayıdır da. Kendi kendimize soru soralım.
Ramazan dediğimizde ne aklımıza geliyor? Ya da Ramazan esasta nedir? Ramazan’da günahlardan nasıl arınılır? Ramazan bir fırsat, yılda bir defa gelen bir fırsattır. Bu fırsatın kadrini nasıl bileceğiz? Sahur nedir? Hikmeti nedir? Oruç geçmiş ümmetlerde de vardı. Sahur yalnızca Müslüman’a özgüdür. Ya teravih. Teravih yalnızca camilerde mi kılınmalıdır?
Ramazan’la ilgili tefekkür fırtınasında en büyük yer Kur’an’a aittir. Ramazan esasında Kur’an ayıdır. Kur’an ayında Kur’an’ı elden düşürmemeli ve cüz cüz okumalıyız. Yalnızca okumak mı? Manasını da etraflıca düşünmemiz gerekmiyor mu?
Ramazan aç kalma ayı mıdır? Yoksa açların düşünüldüğü ve onlar için empati yapıldığı bir ay mıdır? Her ikisi de mi doğrudur? Yoksa nefsin terbiyesi için açlık yolu mu seçilmiştir. Nefis için en büyük terbiye metodu yemek-içmekten uzaklaşmaktır. Bunun için aç kalmak ve irademizi kullanma noktasında mesafe katetmek gerekmektedir.
Ramazan fakirlerin, garip-gurebanın en fazla gözetildiği aydır. Ramazan’da yardımlaşmayı artırıyor muyuz? Ramazan ayında nefis terbiyesinde nasıl zirvelere doğru yolculuk yapıyorsak, cömertliğimiz de zirve yapmalıdır. Ramazan bu yönüyle bir denge ayıdır. Bir tarafta kendimize ait yeme-içmeyi en aza indirirken, diğer taraftan konu-komşu ve garip-gurebanın yeme içmesi için cömertliğimiz en zirveye çıkartıyoruz. İşte en büyük manevi denge budur. Bu dengeyi başka bir ayda bulmak mümkün müdür?
Ramazan ayında kişi kendi nefsini adeta unutmalıdır. Başka nefisleri ise gözetmeli ve empati yapmalıdır. Ramazan empati ayı değil midir?
Ramazan ayı mü’minin neşe ve feyzinin doruklarda olduğu bir aydır. Bu neşe ve feyiz Kadir Gecesi’nde en yüksek zirveye çıkar. Kadir Gecesi’sinde mü’min eğer bu geceyi tam manasıyla idrak ederse, “Himalaya’ların en zirvesindeki dağcı gibidir. Hedefe varmıştır.” Başka bir teşbihte bulunacaksak, “hedefini on ikiden vurmuş okçu gibidir.” Zirvelere tırmanmaya ne dersiniz? Hedefi on ikiden vurmaya ne dersiniz? Haydi Ramazan’ın birinci gününden itibaren antremana öyleyse.
Ramazan ayında Rabbimiz (cc), tabir caizse bizlere “bir de büyük torpil geçmiştir.” Yazımızın başında öğretmen ve öğrenci örneği vermiştik ve öğretmen sınavda çıkması muhtemel soruları bildirmek için belirli gün, belirli saatte öğrencilere yoğun derse tabi tutar demiştik ya. Allah bu ayda, yani Ramazan’da bizlere büyük imkan ve ihsanda bulunur. Şeytanların en azgınları Ramazan ayında zincire bağlanır. İşte buna ait Hadis-i Şerif: Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) “Ramazan ayı girince Cennet kapıları açılır, Cehennemin kapıları kapanır ve merede-i şeyâtîn (şeytanların azgınları) zincire vurulur.” buyurmuştur. Bu da mü’min için en büyük bir fırsat değil midir?
Ramazan manevi kâr ve kazanç ayıdır. Zaten bu ay içerisinde Kadir Gecesi mevcuttur ki, bin aydan daha hayırlıdır. Kadir Suresinin 3. ayetinde “Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır” buyrulmaktadır. Bu ayda ibadet eden bir kişi, seksen yıllık sevabı bir gecede almış olmaktadır. Bundan daha kârlı ne olabilir?
Evet, Ramazan Düşünceleri ve Tefekkür Fırtınası bitmek bilmez. Fakat yazı hacmimiz hepsini yazmaya müsait değildir.
Bu hususta sözün özü olarak; “Ramazan tefekkür ayıdır, bol bol tefekkür edelim ve her anını değerlendirelim.” Ramazan Ayı’nın kadrini ve kıymetini bilen ve bu Ayı ibadet, taat ve tefekkür ile fakirlere yardım ile geçiren kişi kul hakkı hariç tüm günahlardan arınır. (Kul hakkından arınmak ancak kulun hakkını helal etmesi ya da kul hakkına girenin onu ödemesi ile mümkündür)
Yukarıdaki bu tefekkür ve Ramazan Ayı’nın kadrini bilmeye dair çağrımla birlikte Ümmet-i Muhammed'in yaklaşan Ramazan Ayı'nı tebrik ediyor ve cümlemize sağlık ve esenlikler diliyorum. Yüce Allah (cc) bizleri Ramazan Ayı’nın kadrini ve kıymetini ilenlerden eylesin. Amin