İsrail’in Filistin işgalinden bu yana o topraklara hep zulüm hakim oldu. Adı bir kez iyilikle anılmadı. Siyonizm ve İsrail dünyada kötülüğün en büyük simgelerinden biridir. 

İsrail'in Filistin işgalinden bu yana o topraklara hep zulüm hakim oldu. Adı bir kez iyilikle anılmadı. Siyonizm ve İsrail dünyada kötülüğün en büyük simgelerinden biridir.

Bilindiği üzere her yıl olduğu gibi bu Ramazan ayında da Mescid-i Aksa'ya baskınlar düzenlendi, Filistinlilere saldırıldı. Çok sayıda Filistinli gözaltına alıldı.

Bir süre önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Ofisi tarafından bir açıklama yapıldı. Açıklamada Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya girişinin Ramazan Bayramı'na kadar yasaklandığı duyuruldu. Tabii Netanyahu bunu iyilik çerçevesinde değil siyasi hesaplar gereği ve mecbur olduğu için yaptı.

Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir gözü dönmüş bir ırkçı olduğu için

Netanyahu'nun ne için bunu yaptığını anlamak bile istemedi. Hayal dünyası bile öyle vahşi ki

Ramazan Bayramına kadar değil de sanki Mescid-i Aksa'ya kendileri açısından girişler sonsuza kadar yasaklanmış gibi "Bu, Yahudileri öldürmeye yönelik kitlesel gösteriler için verimli bir zemin oluşturacak ve hatta Ağlama Duvarı'nda ibadet edenlere taşların atılacağı bir senaryoya imkan tanıyacak. Terörizm bize saldırdığında, teslim olmamak için muazzam bir güçle karşılık vermeliyiz" dedi.

Netanyahu bir yandan, yargı reformunu savunuyor ve bir mola vererek, "karşıt görüşler arasında denge kurmaya" çalıştığını kaydediyor. Ancak ne var ki Netanyahu karşıtı gösteriler 15. haftayı geride bıraktı ve kesinlikle duracak gibi değil. Son gösterilerde Tel Aviv sokaklarında 'diktatörlüğe hayır' sloganları atıldı.

Bu arada İsrail güçleri boş durmadı. İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Kıyamet Kilisesi'nde "Kutsal Ateş" ayinine katılmak isteyen aralarında çok sayıda yaşlı ve kadının da bulunduğu bazı Ortodoks Hristiyanların kiliseye girişini engelledi. Barikatları zorla aşan Hristiyanlar ise darp edildi.

Bu gelişmeler ışığında Araştırmacı-Yazar Muin Naim ile Netanyahu'nun ne amaç ile Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya girişine Ramazan Bayramı'na kadar yasak getirdiğini konuştuk.

Şimdi Araştırmacı-Yazar Muin Naim'in neler söylediğine bakalım:

'İsrail terör rejimi her zamanki gibi bu Ramazan ayında da Müslümanların ibadetlerini yapmalarını engelleyerek Mescid-i Aksa'da çoçuk, kadın, yaşlı demeden vahşice saldırdı.

2021 yılından beri bu durum özellikle Filistin direnişinin büyük tepkisine neden oldu. Dünyadaki belli ülkelerin (milli oluşumların) uyarılarına karşı da İsrail sürekli vazgeçmek zorunda kalıyor. Nitekim bu sene biliyorsunuz Ramazan ayının başından beri Mescid-i Aksa ve Kudüs'te, Müslümanlar çok gergin bir ortamda işgal devleti polisine karşı direnerek ibadetini yapmaya çalıştılar. Son bir hafta içinde durum biraz değişti ve Mescid-i Aksa ibadete açıldı. Bunun en önemli sebebi Mescid-i Aksa'da ibadet eden Filistinlilerin direnişinin yanında Gazze, Suriye ve Lübnan sınır bölgesinden uyarı ( mahiyetinde) askeri saldırılar yapılmasıdır.

Örneğin Lübnan'dan 45'e yakın havan mermisi İsrail'in işgal ettiği topraklara atıldı. Suriye'den çok düşük sayıda olsa bile Golan tepelerine saldırı yapıldı. Gazze'den de aynı şekilde… İsrail işgal devleti buna üçlü saldırı veya üçlü savaş adını vermişti ve tüm askeri stratejistler İsrail Mescid-i Aksa'ya saldırmaya devam ederse İsrail'in böyle bir savaşa hazır olmadığını ve büyük kayıplar verebileceği yorumunu yaptı. İsrail işgal devleti korktuğu için geri adım atmak zorunda kaldı. Müslümanlara Ramazan'ın son 12 günü saldırı yapmayarak ibadetlerine engel olmadı. Bununla birlikte Türkiye gibi bazı İslam ülkelerinin uyarılarının yanı sıra uluslararası camianın İsrail işgal devletine hiç olmadığı kadar tepki verilmesi etkili oldu. Şöyle ki İsrail bir savaşa girse yani Gazze, Lübnan, İsrail'e bir saldırı yaparsa gerektiği gibi tepki gelmeyeceği, gerçek yüzünün ortaya çıkması ve eğer savaş olursa sebebi İsraildir denileceği bildiğinden dolayı geri adım atmak zorunda kaldı.

Ama şunuda bilmek lazım Ortadoğu'da demokrasinin tek örneği gösterilen İsrail işgal devleti sadece Müslümanların değil diğer din sahiplerinin de ibadetlerini engelliyor.

Kudüs'te Hıristiyanlar Kıyamet Kilisesine yürüyüşler, ayinler düzenledi ancak papazlar ve din adamları da dahil tartaklandı ve saldırıya maruz kaldı ibadet etmeleri engellendi.

İsrail Devleti sadece Filistinli Müslümanlarla değil orada tüm dinlerle sorunu olan terör rejimidir ve bu terör rejimi maalesef dünyadan gereken tepkiyi görmediğinden dolayı şımarmış durumda ve tüm insanlara saldırı yapmaya devam etmektedir.'

Araştırmacı-Yazar Muin Naim'den beklediğim cevaplardı. İsrail sadece güçten anlar ve bu süreçte Gazze, Lübnan ve Suriye'den gelebilecek bir saldırıyı göze alamaz. Zaten içeride İsrailliler de Netanyahu hükümetine karşı tepkililer ve protestolara devam ediyorlar.

Yıllardır İslam Alemine boşu boşuna denilmiyor. 1,5 milyarlık İslam Alemi 8 milyonluk İsrail için ebabil bekliyorsa o ebabiller gelir önce İslam Alemini taşlar.

Adamlar her alanda dünyayı yönetirken Müslümanların ilk kıblesinin yıllardır işgal altında olmasını içine sindirecek kadar ruhları siyonist isimleri İslam olan ülkeler değil de en azından İsrail'in aslında ne kadar korkak olduğunu bu vesileyle görüp masaya güç kartını koymalıdır artık.