İnsanlara adalet borcu olmak çok zor bir şey!
Cezaların yetersizliği, eksikliği suç oranını arttırıyorsa çözüm istemek hak değil midir?
Silah mesela katiller silaha çok kolay ulaşabiliyor.
Türkiye’de bireysel silahlanma hızla artıyor. Sosyal medyadan hatta WhatsApp’tan bile ikinci el ya da sıfır silahlara ulaşmak mümkün olabiliyor. Sosyal medyadan tutun da onlarca sitede yapılan satışlarda istediğiniz silaha 24 saat içeresinde ulabiliyorsunuz. Satıcılar, hiçbir evraka gerek görmüyorlar ve istediğiniz silahı, istediğiniz yere gönderiyorlar.
Sormak gerekmez mi? Bireysel silahlanma bu kadar neden kolay? Bunun bir denetimi olması gerekmiyor mu?
Son bir olaya bakalım;
Müebbet hapis cezası olduğu halde denetimli serbestlik ile cezaevinden salındığı anlaşılan Bülent Şengün, önce bir taksiciyi gasbederek öldürdü. Ardından bir hafif ticari aracı çaldı ve bu araçla bir markete giderek soygun girişiminde bulundu. Market çalışanını yaralayan şüpheli, olaydan kısa süre sonra bir ATM’den para çeken bir kişiyi de öldürerek kaçışını sürdürdü. Ancak polis tarafından yürütülen takip sonucu yakalandı ve gözaltına alındı.
Şayet bu şahıs cezaevinden salınmasaydı 2 kişiyi öldürüp bir kişiyi yaralayamayacaktı.
Yazık değil mi bu insanlara?
İnsan canı bu kadar ucuz mu?
Gün geçmiyor ki bir cinayet haberi duymamış olalım. Sürekli cinayet haberleri!
Caydırıcı ve önleyici cezalar ne zaman olacak?
İnsanlar artık kendini güvende hissetmiyor.
Herkesin hayatı tehlikede!
Ruh hastasının teki seni rast gele bıçaklayıp öldürebilir ya da kör bir kurşuna kurban gidebilirsin.
Niye bu konuları konuşmuyoruz.
Çok mu önemsiz geliyor.
Ya da tehlikeli gözükmüyor mu?
Allah Bakara 179. ayette “Kısasta sizin için hayat vardır, ey akıl sahipleri, umulur ki sakınırsınız.” buyurmuştur.
Ben sizlere kısas uygulayın demiyorum ama kısasın adaletini görün diyorum.
1923 yılında toplanan Avrupa Hukuk konferansı bildirisinde insanlığın 2000 yıllık ortak akıl
muhakemesi ile yeni ulaşabildiği ideal hukuku, Hz. Muhammed'in asrı saadetinde uygulamaya muvaffak olduğu beyan ve kabul edilmiştir. Bu demektir ki ortak aklı selim ideal hukukunda da kısas kabul edilmektedir.' (DergiPark)
Hz. Ömer hırsızlık olaylarında cezalandırma vermeden evvel sanığın niçin çaldığı sorusu üzerinde durarak ceza hukukunun temel ilkelerinden olan 'kusur' şartının gerçekleşmediği kanaatine vardığı durumlarda ceza uygulanmamasına karar vermiştir.'
Yani öyle söylendiği gibi ekmek çalan çocuğun asla kolu kesilmez.
Kısasta öldürülen kişilerin ailesinin affetme kapısı da açıktır.
Ama gel gör ki biz de İslam’dan nefret edildiği için onun adaleti asla istenmez. Onun yerine yolda katilin hapisten çıkıp önüne geleni öldürmesi daha mı iyi? Böylesine bir ön yargı kimseye fayda sağlamaz.
Güzel olanı alıp kendi hukuk sistemine göre uyarlamak neden kötü olsun ki!
2022 yılında bir yazı yazmıştım yine kısas ile ilgili orada Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Bahçeli’nin sözlerine yer vermiştim.
Şöyle diyorlardı;
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İdam cezası Meclis'ten geçer önüme gelirse imzalarım. Batı'nın ne dediği önemli değil milletimin ne dediği önemli."
MHP Genel Başkanı Bahçeli: "İdam cezasının hukuk mevzuatımıza tekrar alınması, iğrenç ve ilkel suçların işlenmesini caydırabilecektir."
Şu an söz konusu bile değil!
Peki soruyorum nasıl caydırıcı olunacak?
Bu cinayetler nasıl engellenecek?
Sizler mevcut yasaları yeterli görüyor musunuz?
Mesela öldürülen iki kişinin ailesine soralım bu soruları ve katilin ne ceza almasını istediklerini!
Bakalım yüreği yananlar ne cevap verecekler.