Son minvalde artış gösteren LGBT gösterilerinin nedeni merak konusu. Özgürlükçü bir açılı mı yoksa medeni görünebilmenin yeni adı mı? Eş cinsel yaklaşım çok ötelerden beri yaşanmış ve var olmuş bir davranış şekli.

Son minvalde artış gösteren LGBT gösterilerinin nedeni merak konusu. Özgürlükçü bir açılı mı yoksa medeni görünebilmenin yeni adı mı?

Eş cinsel yaklaşım çok ötelerden beri yaşanmış ve var olmuş bir davranış şekli. Toplumlar nezdinde ötelenmiş ve örselenmiştir. Bir grup bilim adamı, yazar ve düşünüre göre eğilimin kendisi meşru çerçeve içerisinde gösterilmeye çalışılsa da, bir çoklarına göre uygunsuz bir yaklaşım olarak nitelendirmiştir.

İnsanlar çeşit çeşittir. Duygu ve düşüncesinde bu tür eğilim gösteren insanların ahlaklılık ve ahlaksızlık kavramları arasında gidip gelmesini nasıl yorumlamalıyız? Eğilim gösteren insanların göstermeyenlere göre, ahlak kavramına farklı bir bakış açısı olduğunu görebiliriz. Onlar: bireyin bireye ve topluma karşı tavrının ahlak olgusunun sınırlarını belirlediğini savunuyorlar. Yani yalan konuşmamak, dürüst olmak, toplumda yaşayan diğer insanlara saygılı ve edepli bir duruş sergilemek gibi terimlerle bunun altını doldururlar. Öte yandan bu durumu sapkınlık ve olağandışılık olarak yorumlayanlar da ise; bu durumun kabulü çok kolay seyretmiyor. Dolaylısıyla liberal ve muhafazakar kolonilerin çatışması kaçınılmaz oluyor.

Bana göre taraflar, yaşanan meseleyi ideolojik minvale çekmeye çalışarak sermaye sektöründen faydalanmanın peşindeler. LGBT'li olmayan ama tercihlerini makul bulan kesimin yaptığı her savunucu paylaşım ya da yazının tanınabilir olmanın kitleselleşmesinin önündeki bir propaganda. Diğer taraftan bu tür yönelime karşı olanların itirazları ve yaptıkları karşıtlık paylaşımları da aynı oranda kitlesel çapta tanınmanın bir adımı gibi. Duygunun ve düşüncenin kendisi ifade edilebilir seviyeye geldiğinde ortaya çıkan eylem, eğilim taraftarı olmayanlar nezdinde ahlaksızlık olarak nitelenirken, diğer taraf açısından medeni bir manifesto olarak karşılanıyor. Bana göre burada bilinçli bir operasyon var. Bunu daha sonra açıklayacağım ancak biraz magazinel açıdan LGBT'nin seyrine bakalım.

Gülşen'den Sonra Reyhan Karaca!

Ne yaptıkları hakkında en ufak fikirleri olmayan iki ismin dertleri gündemde olan LGBT'yi sahneye taşıyarak, zaten var olmayan sanatçılık ve şarkıcılık hünerlerini örtbas etmektir. Sosyal medya ve klasik medya, her iki ismi de gündemde anılır hale getiriyor! Rastlantısal mı bu yaşanan hadise. Bana göre kesinlikle değil! LGBT meselesi burada bize bir mesaj veriyor. 'Para, güç, şöhret ve devamlılık istiyorsanız bize destek verin.' Her iki arkadaş durumu anlamış olacaklarki, neredeyse her sahnede flama açıp duruyorlar.

Az önce yukarıda söz ettiğim gibi. Bunların LGBT'yi desteklediği de yok haklarını savundukları da yok. Devamlılık peşindeler. Öte ki taraftan karşıt olanların da tam bir karşıt olduğu söylenemez çünkü onlarında ekseriyeti isimlerinin pazarlanmasına yönelik dertleri var. İki kutup başlıkları arasında sıkıştırılan halk ise; 'neler olup bittiği' hakkında bi haber..

O halde Neler olup bittiğini anlatayım.

LGBT vergilerimizle açılan bir dernek. Hollanda, Litvanya başta olmak üzere Avrupa lobisinden ciddi sermaye aktarılan bir dernek.

Toplumsal alt yapının temeline inip deformasyon çalışmaları yapmak için eğitilmiş bir örgüt.

Açtıkları dernekler, bulundukları ilin valiliklerinden onay alarak açılan kurumlar.

Yaptıkları yürüyüşler izinli. Konuşmaları ve sloganları izinli.

Bütün dünyada gerçekliklerini kabul etmiş popülasyon oldukça fazla.

Dizi ve sinema sektörü tarafından fonlanıyorlar… dahası varda var.

Tabi bunlarda tartışılır ancak bütünsel gerçeklik gözümüzün önünde ve hal böyleyken LGBT' li grupların 'red ediliyoruz' isyanı ne kadar müspet ve samimi görünüyor? Eylemsel çıkışlarının altında yatan ana gaye nedir? Her LGBT'li yaşadığı ülkede toplumsal çökertme oyunu oynamaktadırlar. Siyasileri, sanatçıları ve yazarları etki altına alarak nihai hedefleri olan cinsiyetsizleştirme ideolojisini tüm dünyaya hakim kılmak ve kabul ettirmek.

Karşısında olanlarda en az savunanlar kadar hizmetin içindeler. Temiz bir toplum kurmanın en müspet yolu karşıt fikirlere siyasi çözüm bularak olur. Türk toplumunun kabul etmesi güç olan bu yönelimin önüne geçme çabası öyle olur olmadık konuşmak değildi. Siyasilere yapacağı baskı çalışmaları ile olur. Böyle bir çaba da yok adım da yok. Kollektif bir tepkinin olmadığı yerde çıkan sesler cılız kalır ve sonra yok olup gider. Son olarak LGBT eşittir transhümanizmdir. Hedefinde değer sahibi yüksek bir Türk halkı görmek isteyenlerin dikkatine!