Yeryüzünde sadece iyi ve kötü insanlar vardır. Bunu bilir hep de bunu söylerim. Bunlar çok kötü insanlar. Aslında bunlara insan demek istemiyorum.

Yeryüzünde sadece iyi ve kötü insanlar vardır.

Bunu bilir hep de bunu söylerim.

Bunlar çok kötü insanlar.

Aslında bunlara insan demek istemiyorum.

Şeytanın iki ayaklı askerleri.

Kötülüğün dünyadaki en hakiki temsilcileri!

Öylesine vahşiler ki yaşadığımız topraklarda merhametsizliğin en büyük ana merkez binası onlara ait. Kötülük üretim merkezleri 24 saat aralıksız faaliyet gösteriyor.

İsrail, ABD başta olmak üzere onların destekçilerinden bahsediyorum.

Hastane katliamı sonrası onları en iyi özetleyen iki şey gözüme çarptı.

Biden ayakta zor duruyor gitti, Netanyahu'yu, katilleri teselli etti, bir de kucakladı.

Dönüş yolunda uçakta bir gazeteci,

''İsrailliler savaş hukuku çerçevesinde hareket ediyor mu?'' sorusunu yönelttiğinde ABD Başkanı Biden, ''Sizinle konuşmak güzeldi.'' deyip yanıt vermeden anında bir kaçışı vardı, izlemeyenler varsa aranızda mutlaka izleyin.

Biden'i kaçıran soru ise her şeyi anlattı.

İkincisi Avrupa Birliği (AB) ve ABD liderlerinin, 27'nci zirve toplantısı alışılmış skandallardandı.

Alışılmış ve skandal kelimesinin yan yana gelmesi garip gözükmüştür.

Ancak alışılmış olan bunların bıkmadan usanmadan yeni skandallara imza atması.

İsrail'in gerçekleştirdiği bunca katliama karşı halen yaşadığı saldırılar karşısında kendisini savunma hakkı bulunduğunu belirtebiliyorlar. Gazze'deki felaket boyutuna da insani krizden de endişe duyuyoruz." diyebiliyorlar.

Aslında bu iki örnek tüm kötülerin yaptıklarının en bariz özeti niteliğini taşıyor.

Müslümanlar ile birlikte hangi inançtan olursa olsun iyiler de İsrail'in katliamlarına tepki gösteriyor.

Yine iki örnekle özetleyelim.

Siyonizm karşıtı Yahudiler, ABD Kongre binasının içine girerek oturma eylemi yaptı.

'Yahudiler hemen şimdi ateşkes diyor' tişörtleri giyerek ateşkes sloganı attılar.

Ters kelepçe takılarak gözaltına alındılar.

Bu muameleye maruz kalmayabilirlerdi. Ama onlar insan olmayı seçtiler.

Diğer bir örnek yine ABD'den…

ABD Dışişleri Bakanlığında üst düzey bir yetkilinin istifasından iyilik kokuları geliyordu.

ABD yönetiminin İsrail yanlısı tutumunu daha fazla destekleyemeyeceğini söyleyen Josh Paul, LinkedIn'de yayımladığı istifa mektubunda görev yapmaya başladığında, bazı ahlaki ikilemlerle karşılaşacağının farkında olduğunu, "yarar zarardan fazla oldukça" tahammül etmeye devam etme kararı aldığını, 11 yıllık görev süresince ahlaki anlamda tavizler verdiğini ancak "İsrail'e ölümcül silah transferi"nin, sınırlarını aştığını belirtti.

Paul "Hem işgal karşıtı olup hem işgali destekleyemeyiz" diyerek ABD'nin geçmişteki hatalarını tekrarladığına işaret etti. Josh Paul, 'Artık bunun bir parçası olmak istemiyorum." ifadelerini kullandı.

Paul'un tüm sözlerini vermeye özellikle çalıştım çünkü gören gözler, duyan kulaklar, hissedebilen kalpler için büyük önem taşıyor.

Gerek ülkemizden gerekse dünyadan da hastane katliamı başta olmak üzere İsrail'e büyük tepkiler gösterildi, gösteriliyor. Ama iyi tarafın sesini hiç kesmemesi gerekiyor.

Sesi hep yüksek tutmak, unutturamadıklarını bildirmek İsrail üzerinde büyük bir baskı unsuru olacaktır.

Bölgedeki son gelişmeler ile ilgili Gazeteci Mohammed Abu Taqiya ile yazıyı gazeteye göndermeden kısa süre önce tekrar görüştük.

Gazze'nin kurtulması için iyiler ses tonunu hiç düşürmesin dedik ya Taqiya ile konuştuklarımız iyilik kokuyordu. İyilerin sesini daha da yükseltmesi için iyilik de güç verir insana!

HAMAS, yabancı -işgale gelmeyen esirleri misafir ettiklerini ve bırakacaklarını açıklamış, dün akşam da (Cuma) ikisini serbest bırakmış.

Kiliseye yapılan saldırıdan sonra yaşamını yitiren masum Filistinli Hristiyanlar için Filistinliler cenaze namazı kılmışlar.

Dua etmişler. 'Büyük soykırıma rağmen insanlık gereğini, gerektiği gibi yapmasa da biz dünyaya insanlık dersi verelim, vicdanımız bize bunu söylüyor' demişler.

Bu arada 5000'e yakın şehit verilen Gazze'de artık narkoz olmadan ameliyat yapılıyor. Refah sınır kapısı açılsa ne olur? Yardım tırları hikayesi pis bir İsrail sırıtmasından ibaret. Göstermelik. Gazze ölüm kokusuyla birlikte elektriksiz, aç ve susuz!

———

Bakan Mahinur Özdemir Göktaş'dan gelecek haber Ulusal Hane Ziyareti Personellerine 'ilaç' olacak!

———-

Cumhurbaşkanlığı kararı ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına 'Ulusal Hane Ziyaretleri' kapsamında alınan Ulusal Hane Ziyareti Personelleri zor günler yaşıyor.

Vakıflarda, KPSS ve mülakat şartlarını sağlayarak işe alınmalarından sonra

İl ve ilçelerde başlayan hane ziyaretleri çok güzel bir amaca hizmet etmiş…

'Mağdur olan ve bunu hiçbir şekilde dile getiremeyip, devletin imkanlarından faydalanamayan ve sosyal devletin bu yönünden mahrum kalan kişi ve ailelerin ihtiyaçlarını belirlemek, ihtiyaçlarına yönelik müdahalelerde bulunmak ve bu ihtiyaçları ivedilikle belirledikten sonra vatandaşların ve ailelerinin mağduriyetlerini gidermek. Bu amaç doğrultusunda başlayan ziyaretlerle devletin şevkat elinin onların omuzunda olduğunu göstermeyi gaye edinmek'

Bununla birlikte vakıflardan aktif halde yardım alan vatandaşların yıllık dosyalarının güncellenmesi ve sisteme girişlerini de gerçekleştirmişler.

Ulusal Hane Ziyaretleri Personelleri ziyaretlere devam ederken aynı zamanda vakıflardaki iş ve işleyişe de aşina olup sistemi öğrenmeye başlamış.

Zaman zaman vakıflara bizzat gelip başvuru yapan vatandaşlarla da ilgilenmeye gayret ederek vakıflardaki iş yükünü azaltmaya çalışmışlar. Vakıfların yardım kategorilerini öğrenerek başvuru alma, sosyal incelemelerini yapıp, değerlendirme ve sonuca bağlamalara kadar öğrenmişler. Bu durum hem vakıf perrsonellerini hem müdürleri hem de mülki amirleri memnun, vatandaşların olumlu dönüşleri ise bütüncül olarak amaç ve gayelerine de eşlik etmiş.

Şubat ayında gerçekleşen deprem felaketinde ise ülke genelinde başlayan topyekun mücadelede deprem bölgelerinde gönüllü olarak görev almışlar.

Yardımları aktif, usulüne uygun olarak sistemsel şekilde dağıtmaya, yardımları ulaştırırken ise oradaki vatandaşlara psikososyal açıdan destek vermeye çalışmışlar.

Buraya kadar çok güzel işler yapıldığı gözüküyor.

Ama maalesef bundan sonrası öyle değil!

Her sene devam edecek olan programın 31.10.2023 tarihinde kesin olarak biteceği söyleniyor.

2500-3000 civarı üniversite mezunu insan, aileleri ile birlikte düşünürsek 10 bin kişiyi yakından ilgilendiren bir konu bu!

Çıkışları veriliyor, hiçbir şekilde ihbar, kıdem ve tazminat hakkı da tanınmıyor.

Kulağa hakikaten hiç hoş gelmiyor.

Mağduriyetler vicdanlı gönülleri rahatsız etmek zorunda!

Onlar ile birlikte bende müjdeli bir haber bekleyeceğim.

Oldukları yerde kalmak, görevlerinin başında çok bir şey de istemiyorlar.

Fazla zaman ise yok!