Evliliğin Başındaki Felaketler-1
vlilik kararı hiç birimiz için kolay değildir. Atacağımız imzanın omuzlarımıza çok karmaşık sorumluluklar yüklediğinin farkındayızdır. Ayrıca bu kararımızı çevremize kabul ettirmek ayrı bir sınavdır. İmza atmadan önce çevremizdeki herkesin ciddi uyarılarına maruz kalırız. Kimi dostlarımız bizi aklımızı kaçırmış olmakla bile suçlar. Bizim aklımız kaçmamıştır ama düğün hazırlıkları ile fazlaca meşguldür. Bazı uyarıları göğüsleyip bazılarını da görmezden gelip, tabiri caizse bir gözümüzü kapatıp evliliğe adım atarız.
Yuva kurmak her anlamda zor. Kurulu yuvayı devam ettirmek daha da zor. Kurulu yuvayı yıkmayı hoş görmeyiz. Tek gözümüzü kapatıp başladığımız evliliği devam ettirebilmek için bazen iki gözümüzü de kapatırız. Boşanma kelimesini ağzımıza almayız. “Boşanacaksak ciddi bir sebebi olmalı” deriz. Ufak tefek sorunlar için evliliğimizi harcamayız. Toplumun ufak tefek sorunlar için evliliğini harcayan kişilere iyi bakmadığını biliriz. Ama bazen bizi öyle felaketler bulur ki evliliğimiz ciddi şekilde sarsılabilir veya yıkılabilir.
Her evlilikte gün yüzüne çıkmamış sorunlar vardır. Bu sorunları işi gereği sadece psikolog, doktor veya avukatlar bilir. 30 yıldır avukatlık yapmakta olan bir büyüğüm bir keresinde şöyle demişti. “Boşanmak isteyenlere anlaşmalı boşanmayı tavsiye ediyorum ve boşanma davalarında dosyaya gerçek boşanma nedenlerini yazmıyorum. Çocuklar yıllar sonra anne babalarının niçin boşandıklarını bilmek istiyorlar. Bu amaçla dava dosyalarını inceliyorlar. Ayrıntıları öğrendiklerinde anne babalarından nefret edebiliyorlar.”
Evlilikte en büyük felaketlerden birisi aldatmadır. Aldatmanın geçerli bir mazereti henüz bulunabilmiş değil. Ama aldatmaya en temel bahane bir tarafın evlilikten tatmin olmaması. Eşinde arayacağı huzuru ve mutluluğu bir başkasında aramasıdır. Temelde aldatan problemli kabul edildiği gibi bazı durumlarda aldatılanın da ciddi hatalar yaptığı görülebilir. Aldatma geçiren evlilik asla eski haline dönmez. Bazı hataları olsa bile evliliği bitirmek aldatılan kişinin en doğal hakkı sayılmaktadır.
Tabi ki her evliliğin şartları kendine özeldir. Bazı durumlarda aldatan eşe ikinci bir hak verme yolunun seçildiği de olur. Bu, aldatmanın bir kerelik olduğuna kanaat getirildiğinde daha doğru bulunmaktadır. Aldatan bu ikinci şansı iyi kullanarak evliliğini kurtarabilmektedir. Aldatılan ise eğer hataları varsa telafi yoluna gitmekte ve eşine ve evliliğine daha çok sahip çıkmaktadır. Affetmek ya da boşanmak dışında şiddet kullanma gibi seçenek ise hukuk kapsamında değildir. Korkunç ve öngörülemeyen sonuçları olabilir.