Dertliyiz dostlar...

Dertlenmemek elde değil! Kaybolan, yozlaşan değerlerimiz, mefkûresi olmayan
gençlerimiz ve insani duygularını yitirmiş bir kuşakla karşı karşıyayız.

Milletimizin kültür ve maneviyatıyla yoğrulmuş, öz kültürümüzü ve değerlerimizi
korumak en öncelikli vazifemiz olmalıdır.

Göz göre göre, ayan beyan nesil bozulmakta. Bencillik artmakta ve sosyal saygı ise
azalmaktadır. Biz nasıl bu hale geldik.

Eskiye özlem duymamak mümkün değil.

Tarihin derinliklerinden süzülüp gelen, milli ve manevi bütünlüğümüzü oluşturan bu
değerlerin yozlaşması ulusal bir sorundur.

Tüm değerlerimizdeki yozlaşma ve başkalaşım, gözle görülür şekilde, okun yaydan
fırlaması gibi, hızla artmaya devam etmektedir. Son yıllardaki resmî ve ilgili STK'ların
yaptırdığı istatistikler, bunu net şekilde ortaya koymaktadır.

Ne yazık ki!

Ülkemizde madde bağımlılığı, sigara ve uyuşturucu alkol kullanımı kritik seviyeleri
aşmış, tehlikeli durumdadır. Kumar, bahis oyunları, aile içi geçimsizlikler ve boşanma
oranları yükselen grafikle kara bir tablo olarak karşımızda durmaktadır.

Özellikle son yıllarda gelişen ve güçlenen teknolojinin faydaları kadar zararlarının da
olduğunu hepimiz biliyoruz. Özellikle madde bağımlılığı gibi internet bağımlığını da
artık hastalık olarak sınıflandırılmaktadır.

Sosyal medyada var olma, beğenilme arzusu için olmadık davranışlara, akımlara
kurban edilen bir nesile şahit oluyoruz. Ahlaksız ve absürt içeriklere ilgi artmakta ve
buna karşın ise etik ve ahlaki değerlerimiz yozlaşmaktadır.

Üzülmemek elde değil!

3 yaşa kadar inmiş durumda maalesef internet bağımlılığı. Ağızları süt kokan
çocukların ne idiği belirsiz dijital oyun platformlarında ellerinde tablet- telefon,
saatlerce ekran karşısında çocuk yaşta çürümekte.

Sadece sosyal medya değil özellikle TV dizlileri de bu yangına benzin
dökmektedirler. Ülkemizde dizi sektörü oldukça gelişmiştir. ABD’den sonra ikinci
sıradadır.

Fakat ne yazık ki bu dizlerin çoğunda kötü yola düşmüş inşalar, çarpık ilişkiler,
aldatmalar, saygısızlıklar masum gösterilmekte hatta mafya vari ilişikler ve kolayda
para kazanma yolları özendirilmektedir.

Bu diziler ve az önce de bahsettiğim şekilde sosyal medya içeriklerine maruz kalan
zayıf insanlarımız özellikle gençlerimiz ister istemez özünü yitiriyor ve ahlak başta
olmak üzere insani değerleri erozyona uğruyor.

Beka sorunu emin olun sadece toprak bütünlüğünü korumakla ilgili değildir.

Değerlerimizin eriyip gitmesi, bizi biz yapan örf ve milli manevi kimliğimizin kayboluşu
da beka sorunudur!

Bu kapsamda Millet olma vasfımızı sağlayan değerlerimizi mefkûremizi korumalıyız.

Bu şuur ve anlayışla değerlerimize sarılmalıyız.

Özetle artık kıyam vaktidir!

Toplumu çürüten bu hastalıkla “nasıl mücadele etmeliyiz” gündeme taşımalıyız.