Çocuklarınız sizi hayatlarına daha az karıştırmaya çalışıyor.
Çocuklarınız sizi hayatlarına daha az karıştırmaya çalışıyor. Bu
durumu anlayışla karşılamalısınız. Misilleme yapmayın! Siz de
onları dışlamaya çalışmayın. Ailevi işlerde onları da dinleyin.
Fikirlerini önemseyin. Belli bir yaştan ve durumdan sonra onları
tamamen bırakmayın. Mesela “18 yaşından sonra özgürsün” gibi
ifadeler kullanmayın. Yoksa hep 18 yaşını beklerler. En doğrusu
yavaş ve kontrollü bir serbestliktir. Dikkatli bir gözlemdir.
Mesela çocuklar bu dönemde okulda olup bitenleri evde
anlatmayabilirler. Bir sorunla karşılaştıklarında önce kendileri
çözmek isterler. Ancak çözemediklerinde sizden yardım isterler. Bu
noktada onları eleştirmeden dinlerseniz size okuldaki hayatları ile
ilgili pek çok bilgiyi doğrudan olmasa bile satır aralarında
verdiklerini görürsünüz. Bu bilgiler onları anlamanızı sağlar.
Lise dönemi bir geçiş dönemidir. Geçiş dönemleri her zaman belli
zorlukları beraberinde getirir. Endişelenmeyi bırakıp sadece size
düşen görevlere odaklanmanız en doğrusudur. Bu dönemde akademik
başarısı düşük olan çocuklar şikâyetçi bir dil benimseyebilirler.
Onları dinlemezseniz kaygıları artar. Bu, başarılı öğrenciler için
de kolay bir süreç değildir. Sürekli bir şeylere karar vermeye
çalışırlar. Kafalarında çok fazla seçenek vardır. Sürekli meslek
değiştirirler. Empati kurup karar vermelerini kolaylaştırmalısınız.
Mümkünse onlar için seçenekleri azaltmalısınız.
Çocuklarınız için çaba harcamalısınız ama bu çabanın sizin payınıza
düşen çaba olup olmadığından emin olmalısınız. Örneğin daha az
televizyon izleyerek ve daha çok kitap okuyarak örnek olmalısınız
ama çocuğunuzun ödevinin çoğunu siz yaparsanız amaca hizmet etmiş
olmazsınız. Dönem içinde her gün derslerin ne kadar zor olduğunu
tartışmaktansa derslerdeki ilginç konuları tartışabilirsiniz, ders
çalışmaya yoğunlaşmaları için dikkatlerini dağıtan unsurları
ortadan kaldırabilirsiniz. Tabi bu arada beklentilerinizi bilmeleri
de önemlidir. Dönem sonunda iyi bir karne beklediğinizi ifade edin.
Ne beklediğinizi bilsinler. En azından zayıfsız bir karne hakkınız
olabilir.
Ülkemizde lise eğitiminin ortaokul eğitiminden farklı olduğu
noktalardan biri de biraz daha katı işleyen bir disiplin süreci
olmasıdır. Lisede sırasıyla kınama, okuldan kısa süreli
uzaklaştırma, okul değiştirme ve örgün eğitim dışına çıkarılma gibi
cezalar vardır. Bu anlamda çocukların arkadaşlarına veya
öğretmenlerinden kaynaklı küçük problemlere takılıp kaldıklarını
gördüğünüzde olayı doğru anlayın. Çocuklarımızı üst düzey
meseleleri tartışmaya teşvik edelim. Unutmayın ki “küçük beyinler
kişileri tartışırken, büyük beyinler fikirleri tartışır.”
Çocukların okulda sorun yaşamalarını istemiyorsanız onlara kişilere
değil derslere yoğunlaşmayı öğretin. Onlarla matematik öğretmenini
değil de matematiği tartışın.
Çocuklarınızın arkadaşlarına dikkat edin. Kendisine bile faydası
olmayan ve hayat enerjilerini yiyip bitiren insanlardan uzak
durmaları daha iyidir. Ama unutmayın ki arkadaşlıklar talimatla
kurulmaz ve yıkılmaz. Kendi doğal sürecinde oluşur. Arkadaş edinmek
çok da kolay değildir. Bu dönemde çocuklarınızın arkadaşlarına
müdahaleniz bir cerrahın ameliyat ederken ki titizliğiyle
olmalıdır. Mesela; çocuğunuz sizin yanınızda bir arkadaşını
çekiştirdiğinde, onun yanlış bir davranışından bahsettiğinde hemen
“kendine başka arkadaşlar bul” demeyin. O kötü bir çocuk demeyin.
Arkadaşı kötü ise çocuğunuz kendisini de kötü olarak gördüğünüze
inanır. Çünkü o arkadaşını gerçekten seviyor olma ihtimali
yüksektir. Arkadaşını değiştirmek niyetiyle değil arkadaşlığını
geliştirme yolları bulmak veya hayal kırıklığını paylaşmak
niyetiyle size içini döküyor olabilir…. “Şununla arkadaş ol bununla
olma” gibi ifadeler işe yaramasa da çocuğumuza kendi arkadaşları
içinden alternatifler sunmak daha iyi sonuçlar getirebiliyor.
Mesela laf arasında “Hafta sonları beraber basketbol oynadığınız şu
çocuk ne oldu?” demek gibi…
Çocuklarımızın sağlığını korumak bizim de görevimizdir. Bazı
gençler doktorlara ve anne-babalarına rahatsızlıklarınızı açma
noktasında çekingen olabiliyorlar. Bu yüzden iyi gözlemci olmanız
ve hastalık ve rahatsızlıklarını zamanında tedavi ettirmemiz
önemlidir. Örneğin çocuklar bazen göz rahatsızlıklarının farkında
olmayabiliyorlar.
Son olarak şunu da belirtmek gerekir ki karnını doyuramamış ve
uykusunu alamamış insanlardan kimseye hayır gelmez. Çocuklarınıza
kahvaltı kültürünü öğretin. Bunun en güzel yolu evinizde beraber
düzenli kahvaltı yapmanızdır. İç disiplin oluşturmaları ve bu iç
disiplini korumaları için onlara örnek/yardımcı olun. Akşam erken
uyumaya ve sabah erkenden kalkmaya özen göstersinler. Gündüz değil
de gece uyumayı tercih etsinler. Günün en önemli öğünü kahvaltıdır.
En kaliteli uyku gece 23.00-06.00 saatleri arasındaki uykudur.