Her ne kadar sol diye nitelemiş olsam da, işin ironi boyutunu bir tarafa bırakacak olursak, atılan kroşenin en az nakdavn edeceği ve dolayısıyla akp’yi ciddi ve topanlanması haylice zor bir sürece sokacağı kuşku götürmez gibi duruyor.
Her ne kadar sol diye nitelemiş olsam da, işin ironi boyutunu bir tarafa bırakacak olursak, atılan kroşenin en az nakdavn edeceği ve dolayısıyla akp'yi ciddi ve topanlanması haylice zor bir sürece sokacağı kuşku götürmez gibi duruyor. Zira akp iktidar olduğu süreçten bu yana böylesi yıkıcı bir darbe ve onun yıkıcı sonucu ile ilk defa karşılaşıyor dersek yanlış olmasa gerek diye düşünüyorum.
Aslında CHP, bahsini yaptığımız derecede sağlı ve sollu sarsıcı ve hatta yıkıcı kroşeleri 7 Haziran seçimlerinde ''Taşeron işçilere kadro ve asgari ücretin 2.200 tl olacağını '' vaat ederek 2015 yılı Haziran seçimlerinde akp'ye isabet ettirmişti.
Ve bu isabetin sonucunda akp %48'lerden %41'in dahi altına düşerek nakdavn olmuştu. Bu salvolar akp adına önemli bir darbeye işaret ediyor olmasıyla birlikte CHP hanesinede altın vuruş olarak kayda geçiyordu.
Ne var ki akp, bu denli önemli bir darbe almasına karşın bünyesinin henüz sağlam ve dolayısıyle toplumun geniş kesimlerinde kredibilitesinin yüksek olması dolayısıyla minimize bir zararla atlatıyordu.
Dediğimiz gibi darbe hem sağlı hem sollu olmasıyla birlikte son derece sağlam olmasına karşın CHP, aslında darbenin akp psikolojisi ve biyolojisinde yarattığı tahribatın boyutlarını gerçek hatlarıyla kavrayamamış ve bundan dolayı açtığı yaranın üzerine orta şiddette dahi iki darbe daha vuramamıştı.
CHP, eline geçirdiği böylesi muhteşem fırsatı, istikşafi görüşmelerden bir şeyler kazanabilirim/kazanabilirsin zokasını yutmak suretiyle heba etmekle kalmamış, akp'nin de aldığı yaraları sarmasına imkan vermişti.
Aradan 5 koca yıl daha geçmiş, genç bünye yaşlanmış, toplum nezdindeki kredibilite tükenmiş, her tarafı aksayan ve dökülen akp'ye, kendisine bağlı belediyelerde asgari ücretin 3.100 tl olacağını açıklayarak 6 Haziran da attığı darbenin kaybınıda telafi etmekle kalmayıp üzerine de bir kat daha eklemiştir.
Hakikaten akp çok büyük bir darbe almış, çıkılması pekde mümkün olmayan dehlizin orta yerine itilmiştir.
Asgari ücretin ortalama 2.700 tl olması üzerinde planlama yapan akp, CHP'nin, 3.100 tl açıklaması sonrası eli ayağı bağlanmış, hareket alan ve kapasitesi yerle yeksan edilmiştir. Böylesi bir rakamı iş Dünya'sına kabul ettirmesi adeta imkansız olmasıyla birlikte aradaki 400 tl farkı kendilerinin subvanse etme olanaklarıda aynı şekilde imkansız olması dolayısıyle nakavt olma aşamasına gelmiştir.
Özellikle ekonomi, sonra nepotizm, eğitim, dış politikadaki tükenmişlik, devlet yönetmedeki önemli ciddiyet kaybı, hem Avrupa ve hemde İslam Dünyasıyla tamamen kopuk politik anlayış ve bütün bunların hemen akabinde gelen son derece doğru bir hamle olan 3.100 tl asgari ücret açıklaması sonun miladı anlamındadır.
Bu saatten sonra akp ve hatta cumhur ittifakının kendilerini toparlaması ve alınan böylesi yıkıcı darbelerin yarattığı acı ve yaraları sarmaları da olacak işlerden değildir. Dokunsan yıkılacak durumuna gelmiş iktidar ortaklığı, tek avantajları olan, seçim süresinin dışında kaale alınır bir imkana da sahip değiller.
On sekiz yıllık iktidar süreçlerinde en yüksek şekilde dile getirdikleri seçim ve sonuçları ile övünen ilktidar, ilk defa psikolojik üstünlüğünü kaybetmiş ve seçim talebini de yine yüksek bir volümle muhalefete ya da Millet ittifakına kaptırmıştır.
Bu kez, ortada ki tablonun her iki tarafta farkındadır. Yani kazanma olasılığı yüksek olanlar ile kaybetme olasılıkları son derece yüksek olanlar, konumlarına göre bir tavır almakla kalmamış, ses düzeylerini de yine bahsini yaptığımız kazanma inancı üzerinden artırıp düşürmüşlerdir.
Erken seçime dair istek ve arzusu hiç bir zaman bu denli candan, istekli ve inanç üzerinden dile getirmemiş/ getirememiş olan muhalefet, son döneme kadar, kaybetmeyi aklının ucundan dahi geçirmeyen iktidarı ekmek arası garnitür kabilinden diline dolamaya başlamıştır.
20023 üzerinden büyük hesaplar ve planlar içerisinde olduğunu her zaman deklere etmekten çekinmeye iktidar, belki de tarihte ki yerini işaret ettiğinin de farkında değildi.