Yeni yıla sayılı zamanlar kala, çevremden duyduğum bir anekdotu eleştirmek, aslında bir gerçeği hepimize hatırlatmak için bu yazımı kalem aldım. Uzun uzadıya değil kısaca özetleyerek hap fikrimi sizlerle paylaşıyor olacağım.
Sevgili Dostlarım,
Yeni yıla sayılı zamanlar kala, çevremden duyduğum bir anekdotu eleştirmek, aslında bir gerçeği hepimize hatırlatmak için bu yazımı kalem aldım. Uzun uzadıya değil kısaca özetleyerek hap fikrimi sizlerle paylaşıyor olacağım.
Çevremdeki hemen hemen herkes 2021 'den olduğu gibi 2022 'den de şikayet eder vaziyette. Bu yılları bir günah keçisi ilan ederek kendilerini aklamaya çalışmaktadırlar. Bu şikayet faslı hiç bitmiyor. Her sene bir önceki seneden kaçarak karşılanıyor.
Bu tutumu, her ne kadar hepimiz için zor seneler geçirmiş olsak da doğru bulmuyorum açıkçası. Bu bir ört bas, bir kendini aklama, bir masumiyet konumlandırma çabası gibi geliyor bana. Ben suçsuzum tüm günah bu yıllarındır diyerek mesuliyetten kendini uzaklaştırma gayretidir.
Rakamların, sayıların, tarihlerin, yılların, mekanların, iklimin, doğanın suçu nedir?
Suçlu aramayı herkes sever de.
Ben suçlu muyum acaba diye kimse kendine sormaz.
Çünkü insan kendi kusurlarını görmezken, görse dahi görmezden gelirken; başkasının kusurlarını gün yüzüne çıkarmaya oldukça meraklı ve meyillidir.
Şimdi tekrar şu soruyu sorarak bir gerçeğe özellikle vurgu yapmak istiyorum.
Suçlu seneler mi?
Suçlu bizler mi?
Bu dünyayı elbirliğiyle yok etmeye çalışırken, bu dünyayı var gücümüzle yağmalamaya talan etmeye devam ederken, bu dünyayı bile isteye yaşanılmaz hale getirirken; doğanın bizden intikam almasına, başımıza türlü türlü olaylar musibetler vermesine, bizi korkarak yaşamaya alıştırmasına şikayet edip duruyoruz.
Aksine aklımızı başımıza almamız gerektiğini hatırlatan bu senelere kendimizce kızıp duruyoruz. Aslında bu uyarılar insandan ümidin kesilmediğinin işaretidir. Yoksa zaten kopardı kıyamet, isyan etmeyi bırakın sesimizi çıkaramazdık.
Sevgili Dostlarım,
Geçirdiğimiz bu zor yıllar aç gözlü olan, gözü de gönlü de cebi de doymak nedir bilmeyen bizlerin eseridir. Bu yılları bu hale hepimiz elbirliğiyle, bizler getirdik.
Biz hala acizliğimizin kabadayısı olmakla yola devam edersek, başımıza gelenlerden ders alamazsak, hakikatimizi yüzümüze çarpan bu senelere hesap sormaya kalkarsak gerçek suçluyu da bulmamız çok zor olur.
Sevgili Dostum Şimdi Dön,
Yıllara değil aynaya dön!
Karşında durana kişiye sor:
"Bu dünyaya değer katmak için ne yaptın?"
"Geçen bu yıllara olumlu hangi katkıyı sağladın?
'Gerçekten yaşanılabilir bir dünya için çabaladın mı?'
'Bu gidişin nereye'
Bu soruların cevabı sana suçluyu da masumu da bulduracak merak etme!
Yalnız, hala eskisi gibi burnumuzun dikinde gidersek, bildiğimizi okur yaşadıklarımızdan ders almadan yolumuza devam edersek 2023, 2022'den farklı olmayacak bunu da bil ve unutma!
Yeni sene de herkese yaşanılabilir bir dünyayı inşa etmek için çabalamayı, hatalı seneler algısından kurtularak olguyla değil algıyla uğraşmayı teklif ediyor; güzellikleri, iyilikleri, umudu, huzuru, sevgiyi daha çok paylaşmayı tavsiye ediyorum.
Bu arada yeni kitabımın slogan olan başlığıyla yazımı nihayete erdiriyorum.
'Durma Harekete Geç'
İyi seneler,
Sevgi ve muhabbetle,