Yanlış eğitim


Aliyaİzzetbegoviç İslam Deklarasyonu’nda dünya Müslümanları olarak eğitimle ilgili iki tür problemimiz olduğunu söyler. Birincisi eğitimsizlik, ikincisi ise yanlış eğitim. Eğitimsizliği biliyoruz. Ama yanlış eğitim nedir? Yanlış eğitim kendi değerlerimizin farkında olmamak, onları geliştirememek ve batı hayranı bir gençlik yetiştirmektir. Yanlış eğitim yüzlerce yıllık sorunumuzdur. Sırtımızdaki kamburdur, beynimizdeki urdur. Ayağa bir türlü kalkamayışımızın, kalktığımızda baş dönmesi yaşamamızın, dik duramamamızın ve yolumuzda yürüyemememizin temel nedenidir.
Değerler eğitimini vermemek yanlış bir eğitim. Değerler.org sitesindeki değerler listesini aynen paylaşıyorum. Sevgi, saygı, sorumluluk, adalet, yardımseverlik, güven hoşgörü, çalışkanlık, sabır, kanaatkarlık, hoşgörü ve dürüstlük…Okullarımızda bu kavramların tanımı bile yok. “Bunları öğretmiyorsunuz da ne öğretiyorsunuz” diyeceksiniz. Haklısınız. Bunları öğretmeyip çok iyi fizik, kimya, biyoloji öğrettiğimiz de yok. Çünkü eğitim bir bütündür. Değerleri olmayan öğrenci veya öğretmeni laboratuvara da sokamazsınız.
Laboratuvar demişken ülkemizde eğitimin kanayan yaralarından biri de okullarımızdaki laboratuvarlar. Müzik laboratuvarından tutun da dil laboratuvarına kadar pek çok isim vermişiz. Çoğu okulumuzda laboratuvarların içi boş, malzemesi yok ve kapısı kilitli. Kimi okulda malzemeler çok eski, kimi okulumuzda çok fazla eksik malzeme var. Çalışan laboratuvarlarımız azınlık durumundaki birkaç öğretmenimizin fedakarlıklarıyla çalışıyor.
Bu okullardan bilim çıkaramayız. Çünkü çağımız bilimi bir kişinin fedakarlığı ile gelişecek bir durumda değil. Tek mucidin evinin bir odasında gece gündüz çalışıp dünyayı etkileyecek bir buluşa imza atması imkânsız. Öğrencilere dersleri anlamak ve uygulama yapmak için ortam sunulmalı. Belli dersler laboratuvar olmadan anlaşılmaz. Okullarımızdaki kapalı laboratuvarlar acilen açılmalı ve sürekli denetlenmelidir.
Yanlış eğitim işin kolayına kaçmaktır. Halbuki biz zor olana talip olmalıyız. Üniversite sınavı şu an için doğru görünebilir ama uzun vadede yanlış bir uygulamadır. Kolay ve yanlış. Asıl olan her üniversitenin kendi öğrencisini seçmesidir. YÖK yine var olabilir. Denetleme yapıp kontenjanlar konusunda fikir verebilir. Ama sorumluluk üniversitelerde olmalı ve uzun vadede üniversite sınavları kaldırılmalıdır…
İnanın her üniversitemiz kendi sınavlarını yapacak kapasiteye sahip. Bu konuda üniversitelerimize yetki ve destek verelim yeter. Peki herkesin eş, dost ve akrabasını kayırdığı bir ülkede bu durumla nasıl başa çıkacağız? Tabi ki denetleme yaparak. Olayın nedenlerine inerek. İnsanlar niye kayırıyor. Çünkü kayırmanın caydırıcı bir cezası yok. Her üniversite kendi sınavını yapsın. Kayırma yapanlar ise meslekten men edilsin. Bakalım bir daha kimse kayırma yapıyor mu?
Üniversitelerimizde başlayacak bu şeffaf ve bilimsel sistem zamanla toplumun diğer kurumlarına geçecek, eğitimin ve bilginin gücünü bize hissettirecektir.