Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız ve Kahraman Türk Ordusunun Başkomutanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN Kara Harp Okulunun bu yılki mezuniyet törenine genç subayları onurlandırmak için katılmış ve üstün başarı gösteren bazı mezunlara ödül vermişti. Tören bitiminde bir grup teğmen resmi program dışında toplanarak, kılıçlarını havaya kaldırmak suretiyle “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atmış ve yüksek sesle bir metin okumuşlardı.

Kanaatimizce komutanlarının talimatı ve izni olmaksızın, disiplin kurallarına aykırı bir şekilde resmi program dışında yapılan bu şovun arkasındaki gizli eller ve amaçlar titizlikle soruşturulmalıdır. Bu başıbozukluğa iştirak eden teğmenler hakkında ilgili mevzuat hükümlerince gereken ceza neyse derhal verilmelidir, gerekirse bu teğmenler askerlik mesleğinden ihraç edilmelidir. Bu yaşta komutanlarına itaat etmeyen bir asker gelecekte kim bilir neler yapar.

Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti askeri komuta kademesinde gelecekte oluşabilecek gizli bir cuntaya asla müsaade edemez, etmemelidir. Askeri darbelerden dili çok kez yanmış olan bu Millet bir başka ihmali ve halkın iradesine set çekilmesini asla kabul edemez. Hükümetimizden talebimiz bu mevzuya gereken ehemmiyeti vermesidir.

Gelelim esas mevzuya: Türk Subayı kimin askeridir?

Malazgirt Savaşında, Haçova Meydan Muharebesinde, Konstantinopolis’in Fethinde, İstiklal Harbinde ve tarihimizdeki diğer savaşlarda canlarını ortaya koyarak vatan için, bayrak için, namus için, yeryüzünde Hakkı hâkim kılmak için kahramanca çarpışan mücahitler, akıncılar, yeniçeriler ve daha niceleri elbette gökleri ve yeri yoktan var eden Yüce Allah ve O’nun Kulu ve Resulü Muhammed Mustafa (sav) aşkına şehit olmuşlardır. Mükâfatlarını da sadece Allah katında ummuşlar ve en yüksek mertebelere nail olmuşlardır.

Türk Askeri tarihin her döneminde Peygamber Ocağı olarak bilinen Ordumuzda şanını, şerefini ve asaletini sadece ve sadece Allah’ın Askeri olarak savaştığı zaman kazanacağını her daim bilmiş ve bu şuurla canını seve seve feda etmiştir.

Yüce Allah’ın ve dolayısıyla Müslüman Türk Milletinin nezdinde Allah yolunda savaşmayan hiçbir askerin kıymeti harbiyesi yoktur, olamaz.

“Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyiniz; aksine onlar diridirler, fakat siz anlayamazsınız.” (Bakara Suresi 154. Ayet)

Türk Askeri hiçbir devirde ne Alparslan’ın, ne Fatih Sultan Mehmet’in, ne Kanuni Sultan Süleyman’ın, ne Mustafa Kemal’in ve diğer tarihi şahsiyetlerin askeri olmamıştır, olması da mümkün değildir.

Her fani gibi tarihimizdeki büyük komutanlar ve yöneticiler günahlarıyla ve sevaplarıyla ölümü tatmış, toprak olup gitmişlerdir.

“Ancak, şanı çok yüce, azamet sahibi ve ihsanı bol olan Rabbinin Zâtı bâkî kalacaktır.” (Rahman Suresi 27. Ayet)

“Kim yücelik ve üstünlük dilerse bilsin ki, yücelik ve üstünlük yalnız Allah'a aittir. Bütün güzel sözler O'na yükselir, bütün doğru ve yararlı işleri O yüceltir. Sinsi şekilde kötü fiiller tasarlayanlara gelince, onları şiddetli bir azap beklemektedir ve onların bütün tertipleri de yok olup gitmeye mahkûmdur.” (Fatır Suresi 10. Ayet)

Gövdeler varsa gönüllerden alır cevherini
Yürek olmazsa bilekler çekemez hançerini
Kahramansız yaşamak kahrına mahkûmdurlar
Kaybeden zümreler Allah’ını Peygamberini

Faruk Nafiz Çamlıbel