Politikacıların “takla atması” veya tornistan etmesini gördükçe aklıma iki şair gelir. Biri Yahya Kemal diğeri Nazım Hikmet’tir. Şayet doğru aktarıyorsa Falih Rıfkı’nın 1965’de Dünya gazetesinde naklettiğine göre bu iki şair günümüz politikacılarının sergiledikleri “tornistan” davranışlarına tam bir numune teşkil eder.
Politikacıların 'takla atması' veya tornistan etmesini gördükçe aklıma iki şair gelir. Biri Yahya Kemal diğeri Nazım Hikmet'tir.
Şayet doğru aktarıyorsa Falih Rıfkı'nın 1965'de Dünya gazetesinde naklettiğine göre bu iki şair günümüz politikacılarının sergiledikleri 'tornistan' davranışlarına tam bir numune teşkil eder.
Yahya Kemal, M. Kemal Paşa Bursa'ya geldiğinde yere kapaklanarak ayaklarını öpmüştür.
Falih Rıfkı böyle söylüyor.
Bendeniz Yahya Kemal'in şiirlerini tercih ederim ve dostlarıma tavsiye ederim ama bu davranışını hazmetmem mümkün değil.
Yahya Kemal niye böyle tuhaf bir davranış sergilemiştir?
Falih Rıfkı şöyle anlatıyor:
'Anadolu'ya gitmek üzere kendisine para gönderilmiş fakat Yahya Kemal Eskişehir bozgunu üzerine paniğe kapılarak Bulgaristan'a kaçmıştır. Bunu unutturmak için Paşa'nın ayağını öpmüştür'.
Falih Rıfkı 'doğru' anlatıyor ise Yahya Kemal'in durumu bu.
Yahya Kemal'in 'tornistan' durumuna gelince;
- Kemal Paşa'nın tozlu ayağını öptükten sonra Yahya Kemal bir Boğaziçi yalısında şöyle demiş:
'Mustafa Kemal diye bir kahramanı, o zamanlar lazım olduğu için bir icat ettik!'.
Falih Rıfkı diyor ki, 'Yahya Kemal bu lafı söylememeliydi'.
Yani bunun adı 'tornistan'.
Nazım Hikmet'e gelince:
Malum Nazım Hikmet Moskova'ya kaçtı ve uçaktan iner-inmez toprağı öperek Stalin'e secde etti.
'Secde etti' lafı Falih Rıfkı'ya ait.
Benim bildiğim Nazım Hikmet 'Beni Stalin yarattı' lafını söylediğidir.
Gerçi fark etmiyor, secde etmekle 'beni yarattı' arasında fark yok.
Nazım Hikmet'in 'tornistan' kısmına gelince:
Falih Rıfkı diyor ki, 'Nazım Hikmet'in Stalin'e secde etmesi benim pek gücüme gider. Bari Stalin öldükten sonra 'Stalinsizleştirme' devri sahnelerinde onu en çok maskaraya alan piyesi yazmamalı idi'.
Ne diyelim?
Tarih tekerrür etmiyor mu?
Yakın tarihimizde 'bizdeki' politikacılara bakınız.
'Tornistanın' şahını yapmadılar mı?
Yapmaya devam etmiyorlar mı?
Politikacıların 'tornistan' yapmaları bir yana.
Benim derin endişem seçmenlerin 'tornistan' yapmaya tevessül etmeleri veya heves etmeleridir.
Seçmenler 'tornistan' yaparlarsa işte o zaman yandık.
Tuzun kokmasıdır bu.
Seçme kabiliyetimizi kaybederiz.
Bilirsiniz 'seçmek' seçilmekten önce gelir ve esastır.
TASHİH/DÜZELTME
1 Mart 2022 günü yayınlanan "Hayret ve Dehşet" başlıklı makalemde sehven 'Yüzyılın İslam kültür hizmeti onur ödülü verilmiş, 2021'de Prof. Ateş'e!" şeklinde yazılmıştır. Doğrusu şöyle olacaktır: "'Yüzyılın İslam kültür hizmeti onur ödülü' verilmiş, 2014'de Prof. Ateş'e!". Tashih eder/düzeltir değerli okuyucularımdan özür dilerim.