TEKNOLOJİK İŞGAL

Fiziki işgaline son veren haçlılar, ruhlarımızı da işgal etmenin eşiğindeler. Yıllardır tarihimizi onlar yazdı müfredatımızı onlar belirledi. İçimizden geçmişine hor bakan, ceddimize düşman olan, tarihinden kopuk talihsizler türedi.

Baş döndürücü dijital değişim ve dönüşümle kendi değerlerinden uzaklaşıp batıya özenen bir nesil yetişiyor.

Her yer ruhumuzu teslim alan batı içerikleriyle dolu.

Fiziki şartlarımızdan, manevi hayatımıza kadar, ideallerimizden kültürümüze kadar, değişime zorlayan sistem, sessiz değil, göz göre- göre, bağıra-bağıra geliyor.

Teknoloji geliştikçe, tüm insanlığı esir almaya devam ediyor. Hayatın öznesi olan insan, teknolojiyle beraber nesneleşiyor.

İnsanı keşfettikçe, onun ihtiyaçlarını, yönelimlerini, moda, marka ve model tutkularını iyi analiz edip, insanları sürekli tüketime sevk eden sistem tıkır-tkır işliyor.

Son 20 yılda hızla ilerleyen, sürekli yenilenen, dijitalleşen dünyaya karşı gençliğin önüne medeniyetimizi ve kültürümüzü temsil edecek cazip bir şeyler geliştirilemedi.

Sorulara cevap, sorunlara çözüm bulunamadı.

İslam coğrafyasını, Müslümanları, İslam değil batı yönetiyor.

Peki, sürekli batı tarzında yaşama zorlanan gençlik ne yapacak?

Kim sahip çıkacak?

Bu gidişatın kefaretini kim ödeyecek?

Dijital sistem sosyolojik, kültürel, ekonomik, maddi ve manevi dinamikleri tahrip edici değişim ve dönüşümleri de beraberinde getiriyor.

Küresel sisteme boyun eğmek istemeyen ülkelerin başı dertten kurtulmuyor.

Kapitalist mantığın hakim olduğu teknoloji, insanları sömürmeye, asimile etmeye, kendi değerlerinden uzaklaştırmaya devam ediyor.

Maalesef hepimiz dijital dünyanın, sosyal medyanın, modanın, markanın, modelin, hızın ve hazzın kölesi olduk.

Küresel sistemin gönüllü köleleri olduk.

Bizi biz yapan değerlerimiz aşındı. Demode oldu.

İnandıklarımızla yaşadıklarımız arasında dağlar kadar fark var.

Velhasıl değerli dostlar!

Bize ne olduysa, yine bizden ötürü oldu!

Kalın Sağlıcakla…