Medyada birçok genç sanatçı görüyoruz. Hepsi de birbirinden güzel, neşeli ve sağlıklı görünümlü insanlar. Dışarıdan bakıldığında hayatları çok ihtişamlı, istedikleri herşeye ulaşabiliyorlar, kimseye hesap vermiyorlar... Bütün dünya, özellikle de gençler bu insanlara hayran. Ancak bu genç insanların çok kısa zamanda güzellikleri, dinçlikleri kayboluyor, yüzlerindeki pırıltı sönüyor. Bunun nedenini biliyor musunuz? Sevgisizlik...

Çok genç olmalarına rağmen bir iki sene içinde, ciltleri bozuluyor, solgunlaşıyor, gözlerindeki fer, hayat ışığı gidiyor, mutsuz ve bunalımlı bir ruh haline giriyorlar. Çünkü bu insanlar gerçek sevginin olmadığı bir ortamda yaşıyorlar. Sevgi, insanın yaşamı için gerekli oksijen gibi en büyük ihtiyaçtır. İnsan sevgisiz yaşayamaz. Sevgiyi yaşamayan insan bunalıma giriyor, hasta oluyor. Artık sahte sevgiler ön planda. İnternette tanımadıkları insanlara “seni seviyorum” diyen insanlar var. Birbirlerini etkilemek için yapmacık ve samimiyetsiz tavırlar içindeler. Gerçek sevgi olmadığı için çıkar ilişkileri ön planda. Dolayısı ile her yerde sevgisizlik gören insanın ruhu kanserleşiyor ve bunalıma giriyor. Anne, babası dahil hiç kimseye güvenemeyeceğini anlıyor.

Sevgisizliğin ve güvensizliğin nedeni ise maneviyatın eksikliğidir. Allah korkusu ve sevgisi olmadığında gerçek aşk, gerçek tutku ve sevgi ortadan kalkar. İnsanlar birbirlerini bedeni bir varlık olarak görmeye başlar. Karşılarındaki insanı kendini eğlendiren bir unsur olarak gördükleri için yine mutlu olamazlar. İnsanın ruhu gerçek sevgiye ayarlıdır, her zaman sevgiyi arar. Bulamayınca da hemen ruhta bir boşluk oluşur. Bu sanatçıların çoğu sevgisizlikten dolayı bunalıma giriyor, hatta intihara teşebbüs ediyor. Sevgisizliğin getirdiği mutsuzluğu alkol ve uyuşturucu ile unutmaya çalışsalar da bu mümkün olmuyor. Kendisini sevdiğini söyleyen biriyle karşılaşıyor, ancak parası için, güzelliği için sevdiğini anlıyor, yine mutsuz oluyor. Biraz yaşlanıyor, tahammülsüzlük başlıyor, birbirlerinden kurtulmaya çalışıyorlar.

Bu insanlar çok genç yaşta çok zor ve yıpratıcı bir hayat yaşıyor, bu yüzden 20 yaşında iken 30 yaşında görünüyorlar. Sigara, uykusuzluk, yoğun çalışma temposu ve en önemlisi sevgisizlik kısa sürede onları çökertiyor. Zaman o kadar çabuk geçiyor ki bir bakıyor 10 yıl geçmiş 30 olmuş, sonra bir anda da 40’a geçiyor. Artık yaşlılık tüm detaylarıyla görülmeye başlıyor. Aslında çok konuşulmayan dünyada, gizli bir dram yaşanıyor.

Çoğu sanatçının yaşadığı hayat da bu şekilde. Çok kısa bir süre içinde gençliklerini kaybediyorlar. Oysa gerçek anlamda sevgiyi, şefkati yaşasalar, korunup kollansalar, sürekli dinç ve neşeli kalırlar, ne uyuşturucu kullanırlar, ne başka zararlı maddeler ne de böyle acı içerisinde olurlar. Ünlü olan şahısların, hemen hemen bir çoğu uyuşturucu kullanıyor. Gerçek sevgiden kaynaklanan dostlukları yaşamadıkları için hep yalnızlar.

Toplumun bakış açısı ise daha da kötü, bu insanları kendilerini eğlendiren bir varlık olarak görüyorlar. Bu da onlar için ızdırap verici. Gerçek sevgi yaşanmadığı için en ufak bir açığında, onu hemen indirmeye çalışmaları ve bitmeyen rekabet hırsı da çok yıpratıcı. Bu nedenle hastalanması, solgun görünmesi bile aleyhine oluyor. Hemen basında deşifre ediliyor. Ardından aşağılayıcı açıklamalar yapılıyor. Her insani eksiklik ayağının takılıp düşmesi dahi aleyhinde kullanılıyor. Ağzından yanlışlıkla çıkan yanlış bir kelime dahi günlerce basında sansasyonel haber yapılıyor.

Gerçek dostluğu bulamadığı için de mutlu olamıyor. Bir insanın mutlu olabilmesi için anne-baba şefkati ile birlikte toplum şefkati ve sevgisi de çok önemlidir.
Gerçek sevgiyi yaşamak çok hayatidir, ancak bunun için Allah’a tam teslim olmak, Allah’a sığınmak çok önemlidir. Allah’a yönelen bir kişiyi Allah koruyup kollar, rahat ve mutlu bir hayat yaşatır.