Aziz‘un intikam, Firavun’dan intikamını hazreti Musa ile,
Nemrut’tan intikamını sinekle her zalimden intikam alışını bir
sebebe bağlayan, Allah’ın adıyla.
* * *
Bugün bu yazıyı yazmalıydım. Genellikle günlük yazı yazmaktan
kaçınıyorum. Bunun birçok sebebi var. Birinci sebebi ; günlük
olayları çok yazan oluyor, hepimiz aynı şeyleri yazan konumunda
görünürüz. Bana, zaman, enerji ve beyin kaybı gibi geliyor bu
durum. İkincisi de ; on yıl sonra okunduğunda, bugün unutulsa bile
mutlaka bir şeyler fısıldamış bir yazı olsun, bunun için günlük
konulara değinmemeyi yeğliyorum.
Ne ki, bugün çok başka bir gün, ( 31 Ekim 2013 ) bambaşka bir
gün.
Konular dizi dizi: Önceki gün Marmaray açıldı, 150 yıllık hayal.
Bir de atalarımızı pasiflikle suçlarlardı, deha zekâya sahip
olanlar varmış. Bu konuyu mu yazsam? Bir geri zekâlı çıktı
başbakanımız gibi namuslu, izzetli ve örnek bir şahsiyete, Sayın
Recep Tayyip Erdoğan’a kadınları dikizlemekle ilgili, çok çirkin
bir laf etti, çirkeflik kokan sözü duyduğumda , önce inanamadım
sonra baktım ki gerçekten söylemiş :” Öyle bir şahsiyet abidesine ,
böyle bir söz nasıl söylenir “diye şoke oldum. Hatta şoktan öte
kendimi buzdağında donmuş gibi hissettim. Bütün argo kelimeler
söylense bile, karşılığı olamayacak olan bu konuda mı yazsam?
Derken , sevinç gözyaşları döktüğümüz olay gerçekleşti, dört
milletvekili başörtüleriyle TBMM’ye girdiler. Allah!
* * *
Albaraka Türk’teydim, bir kardeşimiz: “Abla duydunuz mu, başörtülü
dört milletvekili TBMM’ye girdi.” dedi.
Bir hoş oldum önce. İçimden sevinç çığlıkları atmak geldi deliler
gibi. Yeri değidi orası sabrettim. Sonra sevinçten ağlamak geldi
,yıllardır zulümle kırılan gönlümden… Sonra… Sonra taaa mazilerde
dolaştım…
Neydi o günler Allah aşkı olan söylesin.
Örtümüzden dolayı duyduğumuz hakaretleri… Bir televizyon
programında CHP’li kadının: “Siz, TBMM’ye girmeyi rüyanızda bile
göremeyeceksiniz.” dediği kulağımda bitiverdi. Cezaevinde beni
başörtülüyüm diye muayene etmeyen profesörü de unutmadım.
Babacığımın: “Şu ölümlü dünyada, TBMM’ye bir başörtülünün girdiğini
görmeden ölmesem.” Dediğini hatırladım. Hemen twitter’da ayaküstü
bir şiir yazdım.
Ahh babacığım ah
Bilsen bugün neler oldu.
Dört dava kardeşimiz
TBMM’de milad oldu.
Hayalindi, göremedin
Coşup sevinemedin
Gözyaşlarım sel bugün
Sen de göreydin bugün
Yılların kusulan kanı
Bize poz verdi bugün.
Müjdeler olsun sana
Muradın oldu bugün.
Sonra epey ağladım tabii ki. Hayaldi gerçek oldu, birileri
psikolojik savaş kurallarının gereğini yerine getirmek için: “Seçim
yaptırımı” dese de ,bizi hiç etkilemeyen bu gerçek, rüya
değildi.
Bir tarih yazılmıştı, Ak Partili milletvekillerimiz Sevde Beyazıd
Kaçar, Gülay Samancı, Nurcan Dalbudak ve Gönül Şahkulubey TBMM’ye
başörtülerini örterek girmişlerdi… Buna ağlanırdı… Buna
kanatlanırdı insan. Hayaldi gerçek oldu… Marmaray’dan çok daha
büyük konu…
“Siz örtülerinizle ancak hizmetçi olursunuz.” diyenlerin gözü
önünde neler olmuştu böyle?
Tabii ki her şey demek değildi TBMM’ye başörtülü girmek , bizim
için son nokta da değildi. Fakat çağdaş yobaz, aşırı dinsizlerin
onca tuzaklarına rağmen gerçekleşen bu olayı görmenin tadı
bambaşkaydı… Heyecanı tarifsizdi. Bu konuda hiçbir şey yazmadan
geçersem tarih bana küserdi… Tam bir ifadesi olamasa da hiç olmazsa
konunun gözlerinden öper geçerdim.
Millet Meclisinde: “Biri bu kadına haddini bildirsin.” derken çağın
sırtlanlarının hücumuna uğrayan milletvekilimiz Sayın Merve Kavakçı
hatırlanmaz mı hiç ?
Evet, son değil bizim için fakat içimizde güller açtıran bir
mutluluktu bu. Sevinç zehirlenmesi geçirmezsek ne âlâ.
Bazı Müslüman’ların : “Ne duruyor bizim Tayyip, başörtü meselesini
neden halletmiyor, bu bize ihanettir.” şeklinde ki dikenli
itirazlarına sabreden Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da
o sabrından dolayı tebriklere şayan olduğunu ifade etmeden
geçemeyeceğim.
Ve de her türlü hakaretleri duydukları halde sabırla başkanlarına
uyan milletvekillerini ve Ak Partili herkesi.
Selam olsun Allah’ın aldığı intikamları görenlere!