Tehlike anında ne yaparsınız?
Bu soruya verilecek cevap; kaçarım ya da karşımdaki tehlikeyle başa
çıkabilmek için mücadele ederim olabilir. Aslında tehlike anında
siz ne yapmanız gerektiğini düşünürken bedeniniz sizi korumak için
önlemler almaya başamıştır bile.
Nasıl mı? Adrenalin hormonu sayesinde…
Bu mucizevi hormon tehlike anında kendinizi korumanız veya bir
yerden kaçmanız gerektiğinde hemen devreye girerek hayatınızı
kurtarmanıza yardımcı olur.
Birçoğumuzun farkında bile olmadığı adrenalin hormonu böbrek üstü
bezlerinde üretilir ve burada depo edilir. Bu hormonun kandaki
miktarı da şaşırtıcı decerecede azdır. Bilimadamları şu örnekle
açıklar.
Eğer vücudumuzda bulunan kan, 2 metre derinliğinde 100 metre
çapında bir gölle karşılaştırılacak olursa, kanımızda bulunan
adrenalin miktarı bu göle dökülecek bir çay kaşığı dolusu sıvı
kadar olacaktır. (Helena Curtis, Sue Barnes, Invıtation To Biolog,
s. 467)
Tüm bedenimizi kontrol edebilen adrenalin hormonu adeta vücudun
alarm sistemidir. Tehlike hissedildiğinde bu alarm sistemi devreye
girer. Beyinden böbrek üstü bezlerine giden emirle adrenalin
hormonu salgılanmaya başlar ve hemen kana karışır. Bu aşamada
gerçekleşen olayların her adımı çok mucizevidir.
Salgılanan adrenalin molekülleri damarlarda özel bir düzenleme
yapar. Bu düzenleme, tehlike anında ihtiyaç duyulan hayati
organlara daha çok kan gitmesini sağlar. Bunun için kalbe, beyne ve
kaslara giden kan damarlarını genişletir. Damarların etrafında
bulunan hücreler adrenaline itaat eder ve gerekli damarların
genişlemesini sağlar. Böylece beynin, kasların ve kalbin ihtiyacı
olan ekstra kan temin edilmiş olur. (Eldra Pearl Solomon, İnsan
Anatomisine ve Fizyolojisine Giriş, Çeviri: Doç. Dr. L. Bilkem
Süzen, İstanbul, Birol Basın Yayın Dağıtım, Ağustos 1997, s.
140)
Arabanız kaza yapsa ve patlama riski bulunsa sizin orayı çok hızlı
bir şekilde terketmeniz gerekir. İşte bu anda adrenalin hormonu
hemen devreye girer.
Adeta akıllı ve şuurlu bir varlık gibi hareket eden adrenalin
hormonu kalbe ve beyne giden damarları açarken, deriye ve
karaciğere giden damarları daraltır. Kalpteki damarı genişletir,
aynı zamanda kalp hücrelerini de hızlandırır ve enerji için gerekli
olan kan sağlanmış olur.
Sizi hızlandırması gerektiğini bilen adrenalin hormonu kas
hücrelerinin fazla çalışmasını sağlarken aynı zamanda karaciğerin
şeker salgılamasını da artırır. Çünkü şeker kaslar için enerji
kaynağıdır.
Bu hormonun olağanüstü bir hareketi de deri damarlarını daraltarak
deriye daha az kan gitmesini sağlamasıdır. Heyecan anında insanın
renginin soluklaşması bu yüzdendir. Deriye az kan gitmesi yaralanma
durumunda kan kaybının az olması içindir. Eğer derideki damarlar
daraltılmasa en ufak bir yaralanma kan kaybından ölüme sebep
olabilirdi.
Bütün bu olağanüstü olaylar çok kısa zamanda gerçekleşir. İnsan
bunları kendi düşünüp yapmaya kalksa hiçbirini bu hızda
gerçekleştiremeyeceği için çok fazla zarara uğrayabilir, hatta
ölebilir.
Adeta bir mühendis gibi çalışan bu hormon hangi damarın nerede
olduğunu nasıl bilmekte ve neden bir kısmını daraltırken
diğerlerini genişletmektedir? Bunun nedeni adrenalin hormonu
Allah’ın benzersiz yaratış sanatının bir örneği olmasıdır. Bu
hormona bütün özellikleri veren üstün güç sahibi Rabbimizdir.
Adrenal hormonunun gerçekleştirdiği olayların her aşaması Allah’ın
kontrolündedir. Bir molekülün bu kadar akıllı ve şuurlu
davramasının mümkün olmayacağı aşikardır. Rabbimiz dış alemde ve iç
alemde gösterdiği birçok mucizevi olayla bize ilmini, gücünü ve
kudretini göstermektedir.
"Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir,
bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah'ın herşeye
güç yetirdiğini ve gerçekten Allah'ın ilmiyle herşeyi
sarıp-kuşattığını bilip-öğrenmeniz için." (Talak Suresi, 12)