Sevgili okurlarım, Sonsuz bir yaşam, doğum, ölüm, kin, kan, savaş, nefret, sevgi, çocukluk, ihtiyarlık... Karmaşık duygular içinde bazen dalıp gidiyor insan, Neyin kavgasında neyin telaşındasın. Bu kadar hırs bu kadar koşuşturmaca ne için. Ve üstüne üstlük bu yorgunluk kimin için.
Sevgili okurlarım,
Sonsuz bir yaşam, doğum, ölüm, kin, kan, savaş, nefret, sevgi, çocukluk, ihtiyarlık...
Karmaşık duygular içinde bazen dalıp gidiyor insan,
Neyin kavgasında neyin telaşındasın.
Bu kadar hırs bu kadar koşuşturmaca ne için.
Ve üstüne üstlük bu yorgunluk kimin için.
Değer mi bunca mücadeleye?
Dünyanın peşinde koştukça dünya daha da kaçmıyor mu bizlerden.
Hata yapıyoruz sanırım bir yerlerde.
Bizim koşmamız gereken dünya değil, içindekilerse hiç değil, kimse yok yanımızda kalabalıkların içinde yalnızız aslında, varmış gibiler ama yoklar sarmış etrafımızı...
Biz dünyayı dünya bizi kucakladıkça daha da doymuyoruz. Kavuşur gibiyiz ama kavuşamıyoruz, sahip gibiyiz ama değiliz, tam gibiyiz ama eksiğiz, var gibiyiz ama yokuz.
Öyle değil mi?
Koşmak dünyaya değil ötesine, cennete doğru olmalı koşu yolumuz.
Dünyamızsa bir gölgelik kalmalı hep.
Hayal çok büyük hedefse daha da anlamlı olmalı.
Üç beş lüks mobilya, biraz daha fazla kıyafet veya eşya, iki üç ev, bilmem kaç tane araba almak için çalışmak olmamalı ne hayalimiz ne de hedefimiz.
Kavuşmak olmalı Allah'a, kucaklaşmak onunla baş başa. Üzerimizdeki dünya kokusundan sıyrılmış, özümüzdeki cennet kokusuyla sarmalı sarılmalı huzurunda. Tüm çabamız, emeklerimiz, çalışmamız, gayretimiz, duamız, niyazımız bu amaç uğruna olmalı.
Dünya önemli elbette bu dünya çok çok önemli, ancak bu dünya bizi cennete götürmeyecekse, en sevgiliye ulaştırmayacaksa, yaratandan uzaklaştıracaksa biz zaten onu kendi ellerimizle değersizleştirmiyor muyuz? Kendi sonumuzu gül bahçeleri yapmak varken, çöp yığınlarının arasına hapsetmiyor muyuz?
Sanırım şöyle bir düşünmenin vakti geldi de geçiyor, vakit bu gidişimiz nereye diye sorma vaktidir artık.
Bunca yozlaşma, kirlenme, yıkılma, duyarsızlaşmanın muhasebesini yapmak, kendimize bunun hesabını sormak, nasıl dünyayı dünyamızı dünyamı güzelleştirebilirimin derdiyle dertlenmek en temel görevimizdir artık.
Biz bu sorgulamayı başardıkça fert fert lafta değil özde bulacağız Allah' ımıızı, Onu buldukça dünya küçülecek gözümüzde belki ama kıymetlenecek, sonra huzur bulacak ruhumuzda zihnimizde gönlümüzde...
Sevgi ve muhabbetle,