7 Haziran seçim sonuçları milletin siyasi paritelere kendi
aralarında anlaşarak ülkeyi koalisyon ile yönetme yetkisi verdiğine
dair genel bir kanaat vardır. Ancak onbeşgünlük süreçdeki siyasi
partilerin açıklamaları bu işin çok kolay olmayacağı yönündedir.
Ayrıca Cumhurbaşkanının önce koalisyon alternatiflerini denemek
niyetinde oldukları anlaşılıyor. Ancak, bu çabalardan sonuç
alınmazsa, Türkiye hükümet kuramaz bir görüntü vermeye başlarsa, bu
görüntüyü de kullanarak “istikrar” temalı bir erken seçimde ufukta
B planı olarak beklemektedir.
Karşımızda bir çok koalisyon ihtimalleri var. AK Parti HDP
koalisyonu, AK Parti-CHP koalisyonu ve AK Parti-MHP
koalisyonu…..
Bunlardan biricisi için HDP başta kapıyı kapattığı için şimdilik
analize gerek bulunmamaktadır. Ancak siyasette 24 saat uzun bir
zamandır unutmayalım. Diğer seçeneklerden AKparti-CHP koalisyonu
doku sorunu, paralel yapı meselesi, ve CHP içindeki dağınıklık ve
seçim sürecindeki popülist politikalar bağlamında değerlendirildiği
zaman olasılığı çok zor olsa bile böyle bir hükümetin
sürdürebilirliği zor görünmektedir. Ancak iş dünyası ve uzun süre
devlet yönetmekten uzak kalan diğer bazı çevreler bu büyük
koalisyonu pompalamaktadır.
AK Parti açısından diğer seçenek ise AK parti-MHP koalisyonu. Hatta
bu konuda kulislerde ciddi mesafe alındığına dair haberlerde
yayılmaktadır. Bu ikinci şık koalisyon her şeyden önce AK patinin
işini kolaylaştırır. Partiler arası fikri yakınlık, paralel yapı
konusundaki ortak hassasiyet, rasyonel politikalar ve devlet
hassasiyeti gibi temel konular koalisyon fikrini kolaylaştırır,
kaldı ki, bir koalisyon hükümeti söz konusu olduğunda
cumhurbaşkanının icracı görüntüsü ve başbakanı gölgede bırakan
çıkışları da kendiliğinden sınırlanır.
Bunlara karşın olası AK Parti-MHP koalisyonunun oluşumunu ve
sürdürebilirliğini zorlayacak konularda söz konusudur. Bu konu her
iki parti kurmaylarının atacağı adıma bağlıdır. Bunlardan ilki
MHP'nin ve Bahçeli'nin pazarlık payını yüksek tutması, AK Parti'yi
kendi çizgisine çekme ve boyun eğdirme arayışına girme eğilimi,
Saray meselesi, yolsuzluk dosyaları gibi konulardaki yaklaşımı
olacaktır. Bunlara karşı AK partinin tutumu ne olacaktır. MHP
geleneği ve tarzına baktığımız zaman devlet mesele olduğu zaman
küçük hesapları her zaman ikinci plana attığı göz önüne alındığı
zaman seçim süreci meselelerinin orta yolla çözülebileceği ve
anlaşılabileceğine dair emareler söz konusudur. Ancak her iki
partinin kırmızı çizgileri mahiyetinde olan konu çözüm süreci
meselesidir. Çözüm süreci her ne kadar şu an için dondurucuda olsa
da, AK Parti sürece soğuk yaklaşsa da, unutmamak gerekir ki, bu
parti ve Erdoğan sürecin sahipleridir, buna karşın Bahçeli ve MHP
sürecin bir numaralı karşıtlarıdır.
Bugün ortaya çıkan koalisyon resim bu şekilde görünmektedir. Ancak
bu durumun bir koalisyon ile tescil edilmesi AK Parti'ye kaybettiği
oyları geri getirmeyecek, tersine MHP'nin duruşunu doğrulayacak ve
tescil edecektir.
Diğer taraftan AK parti dışındaki seçeneklerinde hala küçükte olsa
şansı vardır. Özellikle CHP-HDP nin AK parti dışında kalarak bir
hükümet kurma arayışları ilk tercihleridir. Bu bağlamda iş MHP’de
düğümlenmektedir. Ancak MHP nin HDP yi PKKnin bir siyasal uzantısı
olarak görmesi ve liderler arasındaki son söz düellosu bu yapının
kurulmasını zorlamaktadır. Belki de bu tür üçlü veye HDP nin
dışarıdan destek verdiği bir yapı en zayıf olanlardan biri
olacaktır. Geriye İmralı ve Kandilin HDP’yi yeni bir arayışa
zorlaması ve bu doğrultuda oluşacak yeni açılımların olmasıdır.
Yani AKP-HDP koalisyonudur. AK parti açısından çözüm süreci, yeni
idari yapı ve anayasa gibi konular yaklaşım olarak paralellik arz
etsede Güneydoğudaki gelinen nokta AKP kurmaylarını tedirgin
etmektedir. Zira HDP de irade, güven ve sığ ideoloji temel problem
olarak karşılarında durmaktadır. Geriye AKP-MHP koalisyonu
kalmaktadır. Erken seçim ve seçim hükümeti muhalefetin istemediği
bir durumdur.
Seçim sonrası araştırma şirketlerin yaptığı araştırmada, “bugün
yeniden seçim olsa kime oy verirsiniz” sorusuna gelen yanıtlar
yüzde 45 AK Parti diyor. Bu bulgu, seçim sonrası ortaya çıkan
koalisyon zorunluluğunun ve istikrarsızlık endişesinin, erken seçim
halinde seçmenlerin muhtemel davranışı üzerinde etkili
olabileceğini gösteriyor. Ancak bu etki ne kadar olur, AK Parti'nin
geri alacağı oylar tek başına iktidar olmasına yeter mi ya da
tersine AK Parti açısından kayıp devam mı, bunlar kolay
kestirilemez.