Çok şeyi kafamıza takıyoruz. Sabah ayrı gündem akşam ayrı gündem. Telefonumuza onlarca uygulamadan günde yüzlerce mesaj ve bildirim geliyor. Sadece bunları okusak bile 2-3 saatimizi aalıyor. Yönlendiriliyoruz nasıl yaşamamız gerektiğini, ne giymemiz ne içmemiz gerektiğini markalar bize zorla empoze etmeye çalışıyor.
Siyasetimiz desen ayrı dert her gün gündem değişiyor. Geçen hafta ülke gündeminde ne vardı? Diye sorsam çoğunuz cevap veremez. Madem cevap veremiyoruz neden gün boyu siyaset konuşuyoruz. Bir şeyi değiştiremeyeceksek veya etkimiz olmayacaksa bunun stresini neden çekiyoruz.
Evlerimizde yüzlerce küçük büyük eşya var. Çocuklarımızın odaları ağzına kadar oyuncakla dolu. Şunu kabul etmekte fayda var. Ne kadar gereksiz eşyalarımızı azaltılsak o karmaşadan uzak olursak o kadar mutlu oluruz. Çocuklar içinde bu durum böyle ne kadar az oyuncağı varsa çocuk az oyuncakla daha çok hayal kurar, kendini daha fazla geliştirir.
Yazının başlığında da belirttiğim gibi mutluluğun formülü basit yaşamakta. Bu her alanda böyle. Lüks bir araba aldınız dünyanın parasını ödediniz, kredi çektiniz eee bu arabanın yakıtı da fazla bakım giderleri de maliyetli en az 5 yıl bu araca kendinizi bağladınız. Her gün bu lüks araca göre kendinizi ayarlıyorsunuz. Şimdi bu durumda siz mi bu aracı aldınız yoksa araç mı sizi aldı. Bu tercihiniz size mutluluk getirdi mi. Kesinlikle hayır.
Tam tersini düşünelim. Orta halli bir araç aldınız. Ödemeleri düşük, yakıtı az yakıyor, bakım giderleri de düşük. Kafanıza göre geziyorsunuz. İşte doğru tercihiniz bu. Siz şimdi mutlusunuz. Tercihinizi basitten yana kullandınız. Yaşamayı biraz daha öğrendiniz.
Aynı dert siyasette de var. Karar verici biz değiliz ama gün boyu en yakınlarımızla bile siyasal tartışmalara girip birbirimizi kırıyoruz. Yolun sonunda vereceğimiz bir oy. Bunun için kısır tartışmalar ile yıllarımızı yiyoruz. Basit yaşamayı öğrenmeliyiz dedik. Bunun en birincil yollardan birisi de uç siyasi tartışmalardan uzak kalmaktır.
Markalar hayatınızı yönlendirmesin. Tüketim odaklı bir yaşama sürüklenirseniz kapilazm’in kucağına pat diye düşer zor kurtulursunuz. Zaman tam da İhtiyaçlarınıza odaklanıp gereksiz tüketimden kaçma vaktidir. Doğada vakit geçirin, hayvanlara saygı gösterin elinizden geldiği kadar cep telefonunuzdan uzak durun zaman geçtikçe bu hayat tarzıyla yaşamanın keyfini çıkaracaksınız.