Yıllardan beri caddelerde, sokaklarda toplanıyor. İsrail’i protesto ediyoruz. Sosyal medyada, televizyonlarda Filistin halkına yapılan zulmü duyuruyoruz. Sonuç İsrail, savaş alanını genişletiyor. Lübnan’ı yerle bir ediyor. İran'a saldırıyor. Suriye'nin başkentinde saldırı düzenliyor.
Şunu demek istiyorum. Yaptığımız eylemler, protestolar hiçbir işe yaramıyor. Tehlike hızla bize doğru geliyor. Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerde her platformda İsrail'in hedefinde Türkiye’nin olduğunu söylüyor.
Düşündüm. İsrail’i ayakta tutan şey ne? Yedi düvele nasıl savaş açabiliyor? 10 milyonluk bir terör devleti milyarlarca Müslümana nereden cesaret alıp karşı koyabiliyor? Tek cevabı var bana göre, ekonomi ve parayı ellerinde tutmaları.
Detaylara girmeden Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan, hocanın şu sözünü paylaşayım.
Yahudi:
Savaştırarak silah,
Hasta yaparak ilaç,
Borçlandırarak para satar…
Erbakan hoca 50 yıl bunu anlattı. Çoğu kişi anlamadı. İsrail'in planı tıkır tıkır işliyor ve Müslüman coğrafyasına başlattığı savaş maliyetini yine Müslüman coğrafyasından çıkarıyor.
İsrail öyle böyle savaşa para harcamıyor. Size bir örnek vereyim. Gazze’den su borularıyla yapılıp atılan kısa menzilli füzeler var ya 300 dolara mal oluyor. İsrail bu kısa menzilli füzelerden kurtulmak için demir kubbe sistemini kullanıyor. Gazze’den gelen bir füzeyi imha etmek için İsrail, 95 bin dolar harcamak zorunda.
Tekrar Erbakan hocanın sözüne dönersek. İsrail bizi savaştırarak yıllarca silah sattı. Şu An Türkiye, yerli savunma sistemlerini geçmişe göre ilerletmiş durumda. Tabi ki yetmez! Özellikle savunma sanayi sektöründe ideoloji fark etmeden mühendislerimizi desteklemeliyiz. ABD’den, Rusya’dan veya İsrail teknolojilerinden çıkan mermi, silah, uçak veya tank bize hayır getirmez. En yerli olmamız gereken yerdir savunma teknolojileri.
İsrail bizi hasta yaparak ilaç sattı. Evet, piyasadaki ilaçlara bakın çoğu yurt dışı malı ve İsrail gruplarına hizmet eden şirketler. Bu alana o kadar bağlıyız ki. İstedikleri parayı belirleyebiliyorlar. SGK milyarlarca dolar bu şirketlere ödeme yapıyor. Tonlarca ilaç kullanmamıza rağmen hastanelerimize bakın her tarafları her bölümleri hınca hınç hasta dolu. Doktorlar yetişemiyor. Bu ilaçlar maden bizi sözde iyileştiriyor peki neden hasta sayımız sürekli artıyor? İlaç sektörü de en kolay vurulduğumuz alan maalesef.
İsrail bizi borçlandırarak para satıyor. İliğimizi sömüren de bu. Ev, araba veya arsa almak için çoğumuz kredi çekmiyor mu? Günde sağda solda yüz yerde kredi reklamı görmüyor muyuz? Var mı krediyle, faizle işim olmaz diyen. Devletimiz yurt dışı bankalara her ay milyarlarca lira faiz ödemiyor mu? Bu ödenen faizler nereye gidiyor. Tabi ki para musluğunun başındaki İsrail’e gidiyor.
Biz İsrail’i kınayarak, toplanıp gösteri yaparak, sosyal medyadan tepki göstererek durduramayız.
Biz İsrail'i kendi silahımızla, yerli malı ilacımızla, faizsiz hayatımızla durdurabiliriz. Bu terör devletinin en korktuğu husus servetine zarar gelmesidir. Alışverişe gittiğimizde en önce bakacağımız nokta aldığımız ürünün bu bebek katilleri tarafından üretilip üretilmediğidir. İnanın o aldığınız İsrailli kolanın yerli malı alternatifi var. O aldığınız İsrailli temizlik ürünlerinin yerli malı alternatifi var. “E ama İsrail ürünü temizlik ürünleri çok kaliteli” diyenler vardır. Kardeşim tertemiz yıkanan elbiselerine en azından şu zamanda bebek kanı bulaştırma. Hizmet etme şu melunlara. Bırak tek tük kir kalsın ne olur yani!
Onlarca Müslüman devlet, Küçücük terör devleti İsrail’i durduramıyorsa, her markette ürünü, eczanelerde ilacını satıyorsa, bankalarıyla da faiz çukuruna düştüyse… Senin yapacağın tek şey var Müslüman kardeşim. İsrail ile tek başına mücadele etmek.
Şeytanlaşmış bu güruhun mallarını almayalım aldırmayalım. Nazımızın geçtiği esnaflara yerli malı getirmeleri hususunda ricacı olalım. Elimizden geldiği kadar yapalım. İnanın İsrail’in korktuğu tek şey para musluklarının kesilmesi.
Yazının başında da belirttik. Bizim toplanıp slogan atmamız İsrail’i korkutmaz ama İsrail malını almamamız, sattırmamamız bu katilleri durdurur
