Bugüne kadar ki okuma, araştırmalarım, deneyimlerim bilgi ve belgelerimizi mutlaka sağlam ve ilmi köklere dayandırmanın çok önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Tüm öğretilerimizi bir arada düşündüğümüzde bu öğretilerin tamamı insanlığın yararına olması gerekir. İnsanlık tarihiyle başlayan inanç sistemleri ve her inanç sistemlerin kalıp ve kuralları insanların huzur ve güveni için olduğu gerçeğidir.

Tüm semavi dinlerin kural ve kaideleri yüce yaratan tarafından bir sistematik düzen içinde sırayla kitaplar halinde seçmiş olduğu peygamberleri aracılığıyla yüce peygamberlerin şahsında tüm insanlığa göndermiştir.
Gönderilmiş ayetler kitaplarda toplanılmış, yaratılmış ayetler mevcut kâinat kitabında mevcudiyetini kuruyor ve her insanın kendine has olan kitabıyla birlikte her insan iradesi derecesinde insanlık adına bir irade ortaya koymaktadır. Bu ortaya konulan irade kimi zaman problem ve sorum çözücü olarak ortaya konulmaktadır. Kimi zaman problem ve sorunların yumak haline gelmesine neden olmaktadır. Bu konu edilen her üç kitap sorun yaratmak taraftarı değildir.

Daima sorun çözmekten yana olarak yüce yaratan tarafından kurgulanmıştır. Bunu anlamak ve anlayabilmek insanın bilgi, beceri, anlayış ve kabiliyetiyle orantılı bir durumdur. Bu sözü edilen üç ana kitap insanlığın huzur, güven, mutluluğu adına ortaya konulmuş ve her insanın kendi iradesi nispetinde anlamlı kılması için yaratılmıştır.

Yüce yaratan her kulu için bunu yaratmıştır. Yüce Kur’anında insanın kâmil olarak yarattığını ve yeryüzü meleği olarak gönderdiğine dair birçok ayette bize söylemektedir. Yaratılmış ayetler de bunu bize her fırsatta ispatlamaktadır. İnsanın kendi kitabı olan insan vücudunun da ne mükemmeliyette yaratıldığını tüm duyu organlarımızla, aklımızla, zekâmızla ve irademizle bunu hissediyoruz. Tüm Kur’anın Ayetleri ve yüce peygamberimizin öğretileri bunu desteklemektedir. Yüce peygamber güzel ahlakı tamamlamak üzere gelmiştir.

Derdin sende, ama görmezlikten geliyorsun, Farkında değil gibisin, ama ilacın da sende. Küçük bir varlık sanıyorsun kendini,Hâlbuki ‘en büyük âlem’ sende dürülmüş."( Hazreti Ali )
İnsan zihnin yapabileceği, becerebileceği ve sonsuz olarak yapabileceği değişim ve yenilikleri iyi tanımak gerekiyor. İnsanoğlu değişim ve yenilikler açık olarak yaratılmıştır. İnsanoğlu zihinsel evrim, devrimi her gün ve her saat yaşamaktadır. Her insanın ana rahimden itibaren öğretileri, öğrenmeleri, bilgi ve becerisi, kabiliyeti ve deneyimleri küçümsenemeyecek derecede büyük yekûn tutmaktadır. İnsanoğlu sosyal bir varlıktır.

Toplum içinde yaşamak durumundadır. Yalnız başına yaşayan ve yaşamını idame eden bir insana rastlamak mümkün değildir. Bu durum insanın doğasına aykırı bir durumdur. Sosyal yaşamda karşılıklı etkileşim içinde olmak bir zorunluluktur. İnsanoğlu ana rahimden itibaren ailede, çevreden ve okulda sistematik düşünce ve fikir dünyasını geliştirir.

Bilgi, beceri, kabiliyeti gelişir ve gelişmek durumundadır. İnsanlar eğitimlerini bu günkü modern dünyada ana rahminde, ana –baba ocağında, aile de, anaokulunda, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitelerde alan ve bölümler halinde alırlar ve yaşamın gereği olan eğitim öğretim ihtiyaçlarını tamamlarlar. Belki de en önemlisi ise insanın sosyal yaşamın içinde edindiği bilgi, belge, beceri, düşünce ve fikir zenginliğidir.

Biz buna toplumun üniversitesi demekteyiz. Kimi zaman okullarda edindiğimiz bilgilerin pratik hayatta uygulamaları az da olsa farklılık arz etme ihtimali vardır. Toplum içinde yaşayabilmek ve yaşamını sürdürmek görüldüğü gibi kolay olmayabiliyor. Her toplumun kendine has kural ve kaideleri vardır. Toplum tarafından kabul görmek ve kabullenmek önemlidir. Toplum içinde kabul görülmeyen kurallar ve kaidelerin uzun süre toplumda yaşamasının imkânı yoktur. İnsanlıkla ilgili öğretiler canlı varlıklar gibi canlılığını korur ve yaşamını idame eder.

İnsan olmanın temel ilke ve kaideleri her semavi dinde yer almıştır. Bütün öğretiler bunu desteklemektedir. Her inanç sisteminin peygamberleri ve önderleri bunun üzerinde çok durmuşlardır. Semavi olmayan dinlerdeki öğretilere baktığımızda bu kural ve ilkeleri orada da görmek mümkündür. Günümüz dünyasında etik değerler diye değerlere baktığımızda bu değerlerin tamamı insanlık yararına olan değerler olarak görmekteyiz. Yukarıda sözünü ettiğimiz aile, çevre ve okul saç ayaklarına yeni bir ayak daha dâhil etmek isabetli olacaktır. Bu ilave edeceğimiz saç ayağını çevre içinde düşünmekte mümkündür. O da şudur; sosyal medya ve iletişim araçları, internet ve internetin getirdiği görsel, işitsel cihaz ve araçlar olarak söylemek mümkündür.

Gümüz dünyasında her insanın yaşamında büyük yer tutmaktadır. İçinde yaşadığımız çağ gerçekten iletişim çağıdır. Her insanın yaşamına cep telefondan tutunuzda her türlü erişim ağı girmiş durumdadır. Her insan direk olarak etkilenmektedir. Olumlu ve olumsuzluklar birlikte yaşanmaktadır. İnsanlar kimi zaman sosyal medya ile mutluluklar ve kimi zamanda mutsuzluklar yaşamaktadır. Bunu normal görmek gerekir, önemli olan bardağın dolu tarafıyla işe bakabilmek ve insanlığın yararına dönüşümü sağlayabilmektir.

İnsanlığın bu derece ağır bir yükün ve sorumluluğun altında olduğu bir çağı yaşamaktayız. İnsanoğlu maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamak adına doğuştan itibaren büyük çaba ve gayret göstermektedir. Bu içinde yaşadığı dünyada insanı bekleyen maddi ve manevi bir sürü tehlikeler vardır ve var olmaya devam edecektir. İnsanoğlunun bu maddi ve manevi tehlikelerden uzak kalması ve yaşamını sürdürmesi için eğitimli olması önem arz etmektedir.

İnsanoğlunun fikir ve düşünce dünyasına her gün yeni şeyler katarak yoluna devam etmesi ekmek ve su kadar önemlidir.
İnsanoğlunun Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre ihtiyaçlarını hatırlatacak olursak; fizyolojik ihtiyaçlar, güvenlik, ait olma, sevme, sevime, saygı saygınlık, bilme anlama, estetik gibi ihtiyaçlarını karşılaması önemlidir. Bu ihtiyaçlar her insanın doğal hakkıdır. Bunu kimsenin alı koyma gibi yetkisi yoktur. Her insan bunları gerçekleştirdiği oranda kendini gerçekleştirmiş olur ve insanlık hak ve hukukuyla donatılmış bir şekilde yaşar. Bunlarla birlikte insanın düşünce özgürlüğü ve inanç özgürlükleri büyük yer tutar. Semavi dinlerin tamamında bu ihtiyaçlar hiyerarşisi vardır. Semavi olmayan diğer inançlarda da bunların var olduğu görmekteyiz.

Bu açıklamalardan sonra asıl konumuz olan “Temel Değerler Koçluğu” veya“ Kuantum Koçluğu” dediğimiz konumuza bir giriş yaparak konuyu ayrıntılı bir şekilde ele alarak işlemek istiyorum. Bu ”Temel Değerler” veya “Kuantum Koçluğu” yeni bir tabir olarak mı gündemimize girdi? Yoksa bu konu insanlık tarihiyle birlikte mi var oldu mu? Ona bakarak konuyu derinlemesine işlemek istiyorum. Var olan bir konuyu bir başka anlam yükleyerek mi anlatmak istediğimizi izah etmek durumdayım.

Bence yeni olan bir şey yok, var olan bir durumu yeni baştan yorumlamak ve önemsemekten başka bir şey değildir. Bir önceki makalemde “Eğitim Koçluğu” veya “Öğrenci Koçluğu” konusunu kaleme aldım ve konuyu enine boyuna incelemiştim. Bir anlamda bu konular birbirini tamamlayan konulardır. Asıl olan düşüncede bir kıvılcım yaratmak ve bu düşünce de yapılacak devrimle yola çıkmaktır. Kuantum temel koçluğu eğitimini öğrenmek bize ne kazandırır? Bundan amaç insanın kendi kendini keşfetmesi ve kendi kendini idare etme yolu olarak görülmelidir. Damda düşmezsen, damdan düşünenin durumundan anlamak mümkün olmadığına göre kişi kendini dönüştürebilmesi için kişi önce zihinsel yönlendirmeyle ilgili zihinsel devrimin tüm yönlerini bilmek durumundadır.

Zihinsel devrimi yaşamak ve başkasına zihinsel devrimi yaşatmak için kuantum koçluğu eğitimi almak durumundadır. “Değişmeyen Tek Şey Değişimin Kendisidir “ (C.JUNA) bunu yapabilmek için NLP eğitimi almak önemlidir.”Yaşamın Başarısını” elde etmenin yolu “Kuantum Koçluğu “ programlarına katılmak gerekiyor. “Kuantum Koçluğu “ kuantum mekaniğine ve felsefesine dayanarak bireyin içinde bulunduğu durumu geçmiş, şimdi ve gelecek şekilde bir bütün olarak ele alır.

“Kuantum koçluğunun” amacı; danışanın olumsuz bilinçaltı kayıtlarını saptamak ve bunları kuantum değişim ve dönüşüm yöntemiyle, kısa bir sürede hedefe odaklı kayıtlar konumuna getirmektir. Kuantum koçluğu durumu saptar saptamaz, danışının isteği doğrultusunda olumsuz bilinçaltı kayıtlarını siler ve kişinin yaşadığı andan tat almasını sağlayacak, geleceğe yönelik yeni bilinçaltı programlar yazar.

“Kuantum koçluğu “ve buna ait programların amacı, bireyin kendi gücüne sahip çıkmasını, kendi potansiyelini keşfetmesini, yaşamında farkındalıkların zevkini yaşamak, daha açıkçası hedefini on ikiden vurmaktır. Her gün yeni doğan güneşe sevgiyle bakabilmektir. Kuantum sahasında insanların düşünceleri ve davranış modelleri geçmişte yaşadı deneyimlerle biçimlendirmektir. Davranış modelleri kalıplaşır ve otomatik hale gelir. Bu duruma “Kimlik veya kişilik” adını veririz. Geçmişte deneyimleşen tüm olayların duyguları beyinsel kimyamızı etkiler yani duygularımızı etkiler. Hücrelere bu kimyasallar elektronik sinyaller şekilde tanışır.

İnsan olarak duygu ve düşüncelerimizde bir sıçrama yaşamamız için birileri ateşleme yapmalıdır. Bu ateşlemenin olması için kuantum düşüncesiyle yaşama evet diyen insanlar minderini daima sıcak tutmak durumundadır. İnsanın var olan enerjisini harekete geçirecek olan düşünce ve fikir dünyasının zenginliği, dinamikliği ve diriliğidir.

Bu “Kuantum koçluğu”,”Yaşam Koçluğu”, “Kariyer Koçluğu”, “Öğrenci Koçluğu” ve “Profesyonel Koçluğu” gibi düşünmekte mümkündür. Burada amaç ve hedef aynı noktalarda birleşmektedir. Kuantum sıçramasının 21 adımının olduğunu bilmek ve bu adımlarla ilgili eğitimlere katılmak önemlidir.

“Kuantum koçluğu” nelerin farkındadır; danışının var olan potansiyelini ortaya çıkarmak ve geliştirmek, danışının içi gücünü ortaya çıkarır, danışının kendine olan inancını, güvenini, sevgi ve saygısını yükseltir, danışının artan performansı sayesinde verimliliğini yükseltir, danışının duygularını tanımasına yardımcı olur, danışının görev ve sorumluluklarını sahiplenmesini öğretmektir, danışının öğrenmesini hızlandırmak ve öğrendiğini uygulama potansiyelini arttırır, danışının sosyal çevre içinde yaşamasına katkı sağlar, danışının zaman sürecini iyi kullanmasını öğretir, danışının yaşama karşı pozitif olmasını, esnek olmasını ve hoşgörülü olmasına katkı sunar, yaşamı süresince yaşamdan zevk almasına katkı sunar.

“ Profesyonel Koçluk” bireyler ve organizasyonların performanslarını arttırarak iş ve özel yaşamlarında sıra dışı sonuçlar elde etmelerini sağlayan sürekli mesleki bir ilişki olmasıdır.

“ Kuantum koçluğu” alanı; Kuantum düşüncesinde büyük bir alan olarak yer tuttuğunu söylemiştim. Bu düşünce sisteminde ve uygulamalarımızda her an bu alanı kullanmak durumunda olduğumuzu söylemek mümkündür. Bir anlamda terapi uygulamaktır. Terapi yapabilmek için danışı iyi tanımak ve sorunlarına tanı koymak ön basamaktır. Danışı dinlemek ve ona ait yaşam haritasını özetlemek önemlidir. Yaşam haritasını danış açıklığıyla anlatmak durumundadır.

“ Kuantum Koçluğu” hem koçluk sıfatını hem de elindeki kuantum teknikleri, NLP teknikleri ve kuantumun diğer aşamalarını birlikte düşünmek durumundadır. Kuntum koçluğu ve koçu, iyi bir kitap okuyucu ve araştırmacı, iyi bir fotoğraf çekici , bilinçaltı ve bilinç üstü düşünce ve fikirleri en iyi şekilde mantık süzgecinden geçirme ilmine ve becerisine sahip olması gerekir. Danışın olumsuz ve negatif enerjisinden olumsuz etkilenmeden işini en verimli bir şekilde işini yapması bu konudaki başarıyı sağlayacaktır.

Danışına samimi davranmak ve işinin kutsiyetine inanmak durumundadır. Çünkü karşısındaki insanın özenle yaratılmış bir varlık olduğunu bilmek durumundadır. Danışına karşı insanı olan her kural ve davranışları ortaya koymak durumundadır.

Danışın etik sitesine ve inançlarına saygılı olmak durumda olduğunu bilmelidir. Danış üzerinde olumsuzluk yaratacak davranışlardan uzak durması, danışın olumsuz düşünce ve fikirlerine karşı koymadan onları olumlu yapmanın yol ve yöntemini bulmalıdır. Danışın üzerindeki negatif enerjisinden kendini korumayı bilmelidir.

Danışını dinlerken özelini gizli tutmayı bilmelidir. Bu konu da ilkeli olmalıdır. Danışına güven esaslı çalışma ortamı ortaya koymayı sağlamalıdır. Empati yapmayı bilmelidir. Empati yaparak danışına yardımcı olmalıdır. Ahlaki temel kavramlara ve meslek standartlarına uymak koçluğunun en önemli özelliğidir. “Kuantum Koçluğunda” aktif dileme ve not almak güven ortamı sağlar. Danışının duygu, sezgi, endişe, korku, inanç ve önerilerini ifade etmesini cesaretlendirmesine yardımcı olmalıdır, bulgular iyi araştırılmalı ve geri yansıtılmalıdır. Sorun çözmek için güçlü sorma yeteneğine sahip olması, keşif ve içe bakış önemlidir.

Farkındalığı ortaya koyması için bilgi kaynakları zengin olması önemlidir. Bunun olması için ”Kuantum Koçluğu” iyi okuyan ve araştıran olması gerektiğini söylemiştim. Kullanacağı metot ve teknikler bilimsel olmak durumundadır. Her fırsatta kuantum düşüncesinin bilimsel olduğu ve bilimsel çalışmaların sonucu bu koçluk görevini yapmakta olduğunu danışına hissettirmelidir. Danışı görüşmeye başladığı andan itibaren etki alanı altında olduğunu hissedebilmelidir. Bunun olması için “Kuantum Koçu” her yönüyle dolu olması, özgür ağırlığının olması gerekir. Hafif hareketlerden kaçınması önemlidir. İletişimde sıkıntı olmamalıdır ve beden dili önemlidir. Beden dilini pozitif enerjiyle donatmalıdır. Danışına vermesi gereken kıymet ve değer en üst düzede olmalıdır.

Danışıyla göz teması kurması ve danışı konuşurken onu iyi dinlediğini hissettirmekle birlikte ona hak vermesi gereken yerlerde mutlaka hak verdiğini hissettirerek beden dili ile göstermelidir. Danışıyla konuşurken ve “olumlama” yaparken ses tonunu etkileyici olarak kullanmalıdır. Ses tonu coşku dolu ve güvenilir konumda olmalıdır. Danışı için kullandığı kelimeler ve cümleler doğal ve etki alanı yaratacak ağırlıkta olması önemlidir. “Kuantum Koçluğu” kendisinde olmayan davranışlar ve kazanımları ortaya koyması olumsuzluk yaratma ihtimalinin varlığını bilmelidir.

Onun için ilkeli davranışlar sergilemesi önemlidir. Danışın gelişiyle birlikte danışına odaklanması ve başka ilgi alana girmeden danışına zaman ayırması önemlidir. Danışının beden dilinden bir sonuç çıkarmak gerekiyorsa onu iyi izlemek gerekir. Kişilik özellikler önemlidir. Kişilik özellikleri tespit edilirse sorun çözmede ve tedavi de kişilik özellikleri önemli yer tutacaktır.

Danışım temsil sistemi önemlidir, peki nedir bu temsil sistemi; içinde yaşadığımız dünyayı beş duyu organımızla algılıyoruz. Bu duyu organlarımız sayesinde aldığımız enformasyonlar zihnimize geçiyor ve dünyayı yorumluyoruz. Temsil sistemiz beş duyu organımızla bağlantılı olduğuna göre bunları yeri yerinde kullanmak gerekiyor. Her bireyin geçmiş ve gelecek yönü farklıdır.

Bu nedenle sorduğumuz tüm sorularda danışanınızın gözlerini takip ederek dinlersek doğru tespit yapma fırsatımız olacaktır. Danışımızla görsel, işitsel ve dokunsal özellikler çok iyi ve yerinde kullanılmalıdır.

“Kuantum Koçun” iletişimi ve analiz teknikleri; Danışanla ilk iletişim, dikkatli dinlemek, dikkatli gözlemek, danışanla uyum içinde olmak, danışanla temsil sistemini sağlamak, danışanın kişilik rengini tespit etmek, kuantum kişilik tiplerine uygun kişiliğini tespit etmek, sekiz ana –on altı alt kişilik tespiti yapmak, danışanın alışkanlıklarını ve davranış kalıplarını görmek, danışanın bulunduğu durumu tespit etmek, danışanın değişim ihtiyacını belirlemek, danışanın misyon ve vizyonunu bulmak, zihnin koşullu ve çelişkili önermelerini yakalamak, danışanın öncellikli değerlerini tespit etmek, danışanın kurallarını ve sınırlarını tespit etmek, danışanın zayıf ve güçlü yönlerini tespit etmek, danışanın kör notalarını tespit etmek, danışanı istenilen ruh haline çekmek, danışana akılcı sorular sorarak gereken bilgileri almak, danışanın beden dilini çözümlemek, danışandan gelebilecek tepkileri ve yanıtları öngörmektir, vizyonun kontrolü ve güncelleme en son olarak da detaylı bilgi ve belge dosyası tutmak. Bütün bu çalışmalar bir gizlilik içinde yapılmalı danışanın bilgileri ve özeli başkasıyla paylaşılmadan çalışmalar sürdürülmelidir.

“Kuantum Koçluğu” ile ilgili bu başlıklara baktığımızda kişiyi olumsuz olarak etkileyeceği hiçbir durum söz konusu değildir. Birileri bize şunu söyleyebilir; bu konu başlıkları psikolojik, rehberlik ve danışmanlık hizmeti veren bir kişi veya kurumun konu başlıklarıdır. Evet, doğrudur yeni bir şey olmadığını ve mevcut olanı etkin kılmak ve insanlara en iyi şekilde hizmet sunmanın en iyi yolunu bulmak ve uygulamak olduğu yazımın başında söylemiştim. Bizim inanç sistemimizde ve ana kaynaklarımızda bu konu başlıklarının tamamı vardır. “Sözün Özü Şudur”; kuantum koçu veya koçluğu olan insanlar aynı zamanda bir sosyolog, psikolog, psikiyatri, ruh bilimcisi, iyi bir danışman, iyi bir eğitimci, iyi bir model insan ve belki de günümüz ifadesiyle iyi bir insan mühendisi olarak görülmelidir.

Bunların tamamı insanı bilimlerde mevcut olan işler olduğunu söylemek mümkündür. Burada en önemlisi işini, görev ve sorumluluklarımızı en iyi, verimli ve başarılı olarak bireylere sunmak için içimizde bu heyecan ve enerjiyi bulabilmektir. İşin en önemli odak noktası pozitif enerji yüklü olmak ve pozitif enerji vererek insanın mutluluğunu sağlama sanatı demekte mümkündür. Pratik yaşamada bu işleri en iyi yapabilen ve bireylere ortam sunabilen birçok insan vardır. Burada yapılması gereken bunların sayısını artırmak ve her insanın kendi kendisinin koçluğunu yapma meselesidir. Bu yapıldığında her insan kendi meselesini kendi çözecek ve mutlu bir yaşam kuracak olmasıdır. “Kuantum Koçluğu”, “Eğitim Koçluğu”,” Öğrenci Koçluğu” ve “Temel Değerler Koçluğu” hepsi iç içe konulardır. Belki de en kapsamlı olanı “Temel Değerler Koçluğu”dur demiştik.

Bizim kültürümüzde ve geçmişimizde buna yabancı olmak mümkün değildir, özellikle Anadolu ve İslam coğrafyasında bu coğrafyaya ilk gelen öncü yani alperenlerin yapmış olduğu işin özü bu olmuştur. Yunus Emre, Hacı bayramı Veli, Hacı Beştaşı Veli, Mevlana, Somuncu baba ve daha nicelerini saymak mümkündür, “Eğitim Koçluğu “ makalemde bu işin peygamber mesleği olduğunu yazmıştım. Aslına bakıldığında bu konu derya kadar geniş ve okyanus kadar derin bir konudur.

Bu konuyu tam olarak irdelemek ve öğrenmek için başta İslami kaynaklarımıza ve diğer kaynaklara bakmak ve incelemek gerekir. En önemlisi öğrendiklerimizi pratik yaşamda insanlığa yararlı bir şeklide sunmaktır. Günümüz dünyasında teknik ve teknolojinin ışığında olan tüm gelişmeler insanı yalnızlığa etmekte olduğunu ve kapitalin çok büyük önem arz ettiği ve insanların ihtiyaç ve taleplerin sınırsızlaştığı bir dünyada yaşadığımıza her gün şahit olmaktayız. Maddenin çok büyük oranda ön planda olduğu bir çağda yaşamanın ne kadar sıkıntılı olduğu her insan farkındadır. Tüm bu olumsuzlukların altında kalkmak, bireylere ve topluma huzur ve güven vermenin yolu kültürümüzde var olan ve tozlu raflarda kalan güzel ve hoş meziyetlerimizi yeni bir tanıtımla sunabilmektir.

Bu yazımı Mevlana’nın şu sözüyle bağlamak istiyorum;

Duasız üşürmüş yürekler bil, Sana bir dua eden olsun, Seninde bir dua ettiğin, Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır, Karanlıklarını aydınlatan, Sana ummadık kapılar açan, Bilmesin kimin için ettiğin duadır. Seni böyle ayakta tutandır.

KAYNAKLAR: Kaynak olarak sayısız kaynaktan yararlanılmış buraya bir kaçını yazmakla yetindim. Bunlar ise şunlardır; Hak dili Kuran dili meali ve tefsiri (Elmalı Hamdi Yazır ),İslam dinin hadis kaynakları, Mesnevi (Mevlana Celalettin Rumi ),Kuantum Koçluğu(Nilda Ferhan Efeçınar) Marifetname (Erzurumlu İbrahim Hakkı ) ,NLP EL KİTABI(Harry Alder),Kuantum tekniği (R.Şanal), İbn Haldun Mukaddimesi, Kimya- yi sadet (İmamı Gazali) ,Felsefe Doktrinler sözlüğü (S.Hayri Bolay)