İnsanlığın var oluşundan beri eşruh fenomeni var olmuştur. Bu eşruh fenomeni hazreti Âdem babamız ve Havva anamızla başlar. Bu serüven cennette başladı ve daha sonra yüce Allah’ın Âdem ve Havva atalarımıza verdiği ceza sonunda her ikisinin dünyaya ayak basmalarıyla devam etmiştir. Bizleri yoktan var eden yüce yaratan indirmiş olduğu kitabında eşlerle ilgili yüce Kur’an-ı kerimde bize bunun böyle olduğunu söylemektedir. Yaratılmış ayetlerin toplamı olan kâinat kitabı ve insanın kendi kitabı olan yüce varlığı da yüce yaratan tarafından böyle dizayn edilmiş olduğunu bize ispatlamaktadır ve bu düzenleme yüce Allah’a aittir.

Tüm canlı varlıklar çift olarak yüce yaratan tarafından yaratılmıştır. Her şey karşıtıyla var olduğu gerçeğiyle karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Buda bilinmenin ve farkına varmanın tam kendisi olmalıdır. Her şeyin karşıtıyla var olması eşyanın tabiatındandır. Yüce Kur’an-ı Kerimden iki ayetle konuyu irdelemeye devam edelim.

Allah size kendi nefislerinizden (canlarınızdan) eşler yarattı. Eşlerinizden size oğullar ve torunlar oluşturdu (16/72),Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden, ikisinden de birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinize karşı gelmekten sakının(4/1) yüce yaratan öylesine bir sistemli ruhları eşleştirmiş ve bu eşruhtan sonsuz bir aşk yaratmıştır.

Çift yaratılma gerçeği; Nobel Fizik Ödülü'nü kazanan ünlü Parite Teorisini aynen temsil etmektedir. Çift (zevc) deyiminin Lâtince karşılığı da Parite'dir. Bu teoriye göre; Her varlık benzer veya zıt ikizi ile birlikte ayni anda doğar. Örneğin günlük hayatımızda çift oluşumu; elektriğin artı-eksisinde, mıknatısın kuzey ve güney kutuplarında fark ederiz. Evrende maddesel bir parçacık tek başına meydana gelmez, mutlaka çiftiyle birlikte doğar diyor.

Bir protonun yaratıldığı yerde zıt eşi de (anti proton) beraber var edilir. Örneğin atom, artı yüklü çekirdeği ve etrafında dönen eksi yüklü elektronlar ile birlikte oluşur. Keza Samanyolu ekseni etrafında dönen güneş ve onun uydusu dünyamız da ayni yasaya tabidir. Bunlar çekim(gravidasyon) ve çekime karşı koyan aralıksız jiroskopik dönme hareketi ile hayatlarını sürdürmektedir.

Ancak Allah'ın Zat'ı tüm görüntü ve belirişlerinin üstündedir. O; Ahad (Mutlak ve Tek Kudret), Samed (Herşey O'na muhtaç, O ise hiçbir şeye muhtaç olmayan), Sübhân (Sonsuz Yüce)dir. 14 asır evvel inen Kur'ân, bu oluş sırlarını mucizevî olarak Yasin (36/36) da şöyle açıklamıştır :« O ne Yüce Allah'tır ki her şeyi (zevc) çift yaratmıştır; arzın çıkardıklarından, kendi nefislerinden ve daha nice bilmediklerinizden.» Ayet, çiftleri üç grupta toplamaktadır. 1) Arzdan çıkan çiftler, 2) İnsan nefsindeki çiftler,3)Bilmediğimiz çiftler.( Dr. Halûk Nurbaki- Kur'ân Mucizeleri - Say: (27-35)

Son Nebi Hz. Muhammed’in (s.a.s.) getirdiği İlahi Beyan’da özellikle erkeğe hitapta bulunularak eşiyle hoşça ve güzelce geçinmesi, onda hoşlanmayacak bir yön görse bile bunu kavga ve ayrılma sebebi yapmaması gerektiği üzerinde durmuştur. Bunlara katlanmak suretiyle bilmediği başka yön ve yerlerden mükâfatların takdir edileceği (Nisa Suresi, 4/19) vaat edilmiştir ki, böyle bir tavsiye, eşler arasındaki ahengin ne kadar önemli olduğunu göstermesi açısından oldukça manidardır.

Eş, insana Allah’ın bir emanetidir. Emanete hıyanet ise bir nifak sıfatıdır. Yüce Beyan değişik ayetleriyle eşlere muamelenin nasıl olması gerektiğine vurgu yapmış, Allah Resûlü de (s.a.s.) lâl ü gün her sözleriyle bunu pekiştirmiştir. “..Erkeklerin hanımları üzerinde bulunan hakları olduğu gibi, hanımların da kocaları üzerinde meşrû çerçevede hakları vardır…” (Bakara Suresi, 2/218) buyrularak haklara dikkat çekilmiş, “..Onlarla hoşça, güzelce geçinin. Şayet onlardan hoşlanmayacak olursanız, olabilir ki bir şey sizin hoşunuza gitmez de Allah onda birçok hayır takdir etmiş bulunur…” (Nisâ Suresi, 4/19), buyrularak da onlara karşı güzel bir muamele içerisinde bulunulmasının, ayette belirtilen haklardan biri olduğu açıkça belirtilmiştir.

Yaratılmış kâinat ayetleri, indirilmiş ayetler ve insanın varlık sebebi olan kendi kitabı eşruha değer vermektedir. Eşruh; doğanın her aşamasında ve her canlıda vardır ve var olmaya devam edecektir. Bunu bütün okuma ve bilgilerimiz desteklemektedir. Bu yazı ve incelememde “Eşruhumun Eşzamanına” vurgu yapacak ve konuyu derinlemesine incelemek ve konuyu kuantum düşüncesiyle bütünlük içinde işlemek niyetimde olduğumu söylemek istiyorum. Tüm yazılarımı kuantum düşüncesi etrafında ve onun ruhuna uygun bir anlatım tarzıyla okuyucularıma sunmayı daha uygun bulmaktayım. Kuantum düzleminde aşkınlık oluşturarak her insanın kendi öz varlığını ve varlıktaki asıl amaç ve hedefin etrafında birleşerek yaşamını renkli hale getirmesini, yaşamın zevkine varmasını ve bu sayede farkındalık yaratarak mutlu olmanın insan için ne kadar önemli olduğunu vermeye çalışacağım.

Kuantum düşüncesinde aşkınlık geleceğini düzenlemek, geleceğe yönelik az sorunla yaşamını sürdürmesi demektir. Her insan yaşamının analizini yapabilme ve bu analizden çıkan sonuçları sentezleyebilme gücünü kendinde bulabilme yeteneğine ulaşmak durumunda olduğuna vurgu yapmak istiyorum. Her şeyden önce insanlar bunun farkında olmak durumundadır.

İnsanlar duygu kökleriyle geçmişe bağlı kuantum düşünce sistemiyle mevcut durumdan geleceğe yol çıkarabilme yeteneğine sahip olduğunu bilerek geleceğe yönelik düşüncelerini netleştirerek güven ve huzurlu bir şekilde yol almayı, yolda yürümeyi bilmelidir. Her insan kişisel gelişmesini önemsemelidir. Kişisel gelişme insanın doğası gereğidir. Hızla dönen bu uzayda yaşayan insanların yani bizlerin durağan olmamızın imkânı var mıdır? Mümkün değildir.

O zaman yapılacak şey insanın kendini geliştirmesi ve yeni durumlara kendini hazırlıklı hale getirmesidir. İnsanın duygu, düşünce ve fikir dünyası her gün yeni şeyleri öğrenme ile kurguludur. Bizde var olan enerjinin farkında olmak ve bu enerjiyi kendimiz için yararlı hale getirmek için her gün yeni şeyler öğrenmek durumunda olduğumuzu bilmeliyiz.

Bizde var olan biyo enerjinin de farkında olmalıyız. Biyo enerjimizi vücudumuzun dengesi için dengelemek bizim işimiz olmalıdır. Vücudumuzdaki bu enerjinin farkında olursak o zaman az stresle yaşamımızı sürdürme ve yaşama şansımız vardır. Aksi halde yüksek stres vücudumuzda haddinden fazla öfke yaratacak ve hâkim olmazsak öfke korku, kaygı, endişe, nefret daha sonra maddi ve manevi hastalıklara yol açacak olması muhtemeldir. Biyo enerji etkileyerek şifa bulması enerji bütünlüğü şifa bulmasıdır.

Kaygı, endişe, öfke, tehdit ve depresyon ön hafıza kapatıyor. Ön hafızayı kapatan bu sebepler insanın yaşam sürecini alt üst etmektedir. insan organizması için sosyal, ekolojik ve sosyolojik olmak üzere iki kategoride çevre vardır. Bunun dalga boyutu kullanılır olduğunun farkında olmaktır. Çevreye yayılan enerji hedef kitleye ulaşır. Bu enerjinin boşlukta kalması söz konusu değildir.

“Eşruhumuzun eşzamanı” Olumlu ve olumsuz olarak etkileyen başka bir durum ise başarı ve başarısızlıklarımızla bağlı olmasıdır. Bir başarının destek unsurları vardır ve bunların bir kaçından söz edecek olursak şunları sıralayabiliriz; Potansiyelimiz, tarzımız, kişisel dengemiz, dünyamız, kendimiz, öz saygı, iyi ilişkiler kurma, beyin gücümüzü en yüksek seviye de kullanmaktır.

Sağlılık, mutluluk ve refah oluşan sürecin hali(ha durum) kuantum düzleminde düşüncelerin düzeni, başarı için doğru hal, çekim yasasının doğru kullanılması olumlu enerjinin korunmasıdır. Beden ve beyin enerjisini düzenlemesi, kendi enerjisini frekansının şifa boyutunda mı? Ona bakar. Kuantum terapisi veya koçu; kendisi bir enerji alanında kalarak danışanı tedavi eder. Enerji düzenlemesi sonrası yaşamında olağan üstü haller yaşar ve bu mucizevî durum çalışma yapılan insan ruhsal ve bedensel şifa bulur. Bu çalışmaları yapan kuantum koçu danışanın ve kendisinin bir takım hastalıklardan kurtulur ve iyileşir.

Çekim yasası ve etki tepki yasası ve refleksoloji, evrenle uyumu yakalamak, bilinç yaratma gücümüzü kullanmak, algılama ve insanların yaşamına etkisi, bilinç yaratması ve yaratma gücünü doğru kullanmak, algılama ve insanların yaşamına etkisi, bilinç yaratması ve gerçeklik oluşması, hayal gücü gibi şey midir? Pozitif enerji ve oluşum gücü, farkındalığı insan yaşamına katkısı, saf arzu hali “Ol” durumu kuantum düzenlemede, düşüncelerin düzenlemesi, kuantum düşünce teknikleri uygulamaları kuantum fiziğine iyi bir bakış getirmiştir.

İnsanlık başlangıçta “Hüsna” adı verilen tek bir cinsten var edilmiş, hem erkek, hem kadın özelliklerini kendinde toplayan bu “Hüsna” mükemmel bir varlık, fakat sonra sıkılıyor yalnızlıktan kendini ikiye ayırıyor. Kadın ve erkek olarak, işte her insan dünyaya geldiğinden beri ikinci eşini arıyor. İnsan ikizini bulduğu an mutlu olacaktır. İnsan kendi ikizini bulduğunda mutludur.(Platon) bu düşünce adamı Yüce Kur’an-ı kerimin şu ayetlerini biliyor ve bilmiyor, fakat söylediği düşünce kalıbı şu iki ayeti kerimeye yakın ifadelerdir. İnsanı yaratan yüce yaratan kullarıyla ilgili tanımı en iyi yapandır. Bu düşünceyle eşler ile ilgili ayeti incelediğimizde insanların eşruhlu olarak yaratılmış olduğunu anlamaktayız.

"Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah'tır. O, eşini kucaklayıp sarılınca (ona yaklaşınca), eşi hafif bir yük yüklendi (hâmile kaldı). Bir müddet böyle geçti, derken yükü ağırlaştı. O vakit ikisi birden Rableri olan Allah'a şöyle dua ettiler: "Eğer bize Salih bir evlat verirsen, biz muhakkak şükredenlerden olacağız."(Araf, 7/189),"Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının.." (Nisa, 4/1)

İnsanlık tarihin her döneminde eşruhluk adına şiirle, şarkılar, türküler, aşk hikaye, öyküleri ve film yazdılar ve yazmaya devam edeceklerdir. İnsanlık var oldukça bu devam edecektir. İnsanlar iç dünyalarında yolculuğa devam ederken ikizini bulmak adına her yolu demektedir. Bu uğurda ne fedakârlıklar yaptığına şahit olmaktayız. İnsanlık ikizini veya ikici yarısını ararken, özümüzle temas kurmak için arayış devam etmektedir. Diğer bir söyleyişle ifade edecek olursak eşruhumuzla aynı karakteri ve özellikleri taşımakta olduğumuzu görüşün var olmasıdır.

Eşruhumuzun eşzamanı görüş ve düşünceleriyle görüşüdür. Eşruhumun eşzamanı görüş ve düşüncesiyle neleri gerçekleştirmek istediğimize bakmak adına bu yazıyı kaleme almak ve konuyu derinlemesine incelemek istediğimi ifade etmiştim. Bu konu kuantum düşüncesiyle yaşama evet diyen insanların eşler, çiftler arası ilişkileri, arada yaşanan problem ve sorunların çözümünde nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini analiz etmek ve daha sonda sentezleyerek çözüm üretmek için hedeflenmiştir.

Eşler arası sevgi, saygı, hoşgörü ve aşk konusuna yeni bir bakış sağlamak adına konun felsefi, sosyolojik, psikolojik, ruhsal ve psikiyatrik açıdan irdelemesi yapılacaktır. Bu çalışmamızla eşruhumuzu bulamazsak da ona yakın en yakın kişiyle eşruhlu veya ona yakın kişiyle yaşam sürdürmek için hedeflenmiştir. Birçok insan karşı cinsle soru yaşayacağına inandığından dolayı yaşamını birileriyle paylaşmadığı için ömür boyunca yalnızlığa mahkûm kalmaktadır. Bazen de yarı yolda fikir ve düşünce değiştirerek eşinden ayrılmaktadır. Bazen başka bir eşte eşruhunu eşzaman için aramaktadır. Bu arayış bazen çara olmakta ve çoğu zaman o da çare olmamaktadır.

Eşler bir arada olduğu halde yaşamları boyunca problem ve sorunları devam etmektedir. Bazı şeyler için zorunlu ve mecburi olarak yaşamlarını mutsuz bir şekilde devam ettirmektedirler. Bu durumu yaşayan çiftler karşılıklı olarak farklı tutu ve davranışlar sergiledikleri için yaşamları süresince yorulurlar. Fakat kendilerine has kültür, adet, gelenek, görenek ve inanç değerlerinin uğruna mutsuz bir yaşam sürmeye devam ederler. Eşler arasında yaşanan tartışmalar zamanla kavgalara dönüştüğü de görülmektedir. Bazen de kol kırılır yen içinde kalır kültürüyle çiftlerin yaşamı sevgisiz, saygısız, hoşgörüsüz ve aşksız olarak devam eder.

Eşruhumun eşzamanı uğruna Leyla ile Mecnun, Ferhat’la Şirin aşkını okumayan var mıdır ki? Aşk yaşayan her âşıkların tüm aşkları bu öykülerde var olmaktadır. Bunların aşk öyküsü insanlığın ortak öyküsüdür. Birbirine ömür boyu kavuşamayan âşıklar kendini bunların aşk deryasında bulmuştur.

Âşıkların buluşmaması kadar buluşan aşkların sonradan soğuması ve ilişkilerin buza dönüşmesi daha büyük problemdir. Bunun yüzünden nice yuvalar dağılmakta ve nice aile dramları yaşanmaktadır. Bu yaşanan aile dramlarında en çokta çocuklar etkilenmektedir. Çocukların bu ortamlara maruz kalması kolay bir durum değildir. Bu çocuklar yaşamı boyunca problemleri yaşamaktadır. En çok da okul dönemlerinde bu problem ve sorunları yaşadıklarına biz eğitimciler şahit olmaktayız.

Bu çocukların travma yaşamaması için eğitim her eğitimci gibi bizde bu çocukların problem ve sorunlarını dert edinmişizdir. Bu makalemde asıl hedefim eşler arasında yaşanan ufak tefek problem ve sorunların büyütülmeden çözmek eşler arasında sevgi, saygı, hoşgörü ve aşkı yeni baştan yaşamak için bir kapı açmak uğruna hedeflenmiştir. Çiftlerin evliklerinin kalıcı olması ve sürdürülebilir olması için bazı puf noktaları verebilmemin mantığını ortaya koymaktır.

Bu hedef ve amaçla okuma ve araştırmalar yapmak ve bu konuda insanlığın yararına olan ortak bir akıl sunmaktır. Saygısız, sevgisiz, hoşgörüsüz ve aşksız çiftlerin yuvalarına yeni baştan bunları yaşatmak ve çiftlerin huzur bulmasının önemine vurgu yapmaktır. Kuantum düşüncesiyle yaşama evet diyen insanların yaşamlarını olumsuz etkileyen ve negatif enerjinin yayılmasına sebep veren her problem ve sorunu ortada kaldırmağı amaç edinirler.

İnsan yaşamında en çok yer alan ve yaşamı boyunca olumsuzlukları arttıran sebepler vardır. Bunun başında eşlerin kendi arasındaki çelişki ve tartışmalarıdır. Sorunları ve kaos ortamını yönetmek veya yönetmeme sorunu vardır. Kaos ortamını yönetilemez sorun sonucu eşleri ayrılma noktasına taşıyan sorunlara neşter vurmak için eşruhumuzun eşzamanın pratiği hakkında bilgi sahibi olmak için konuya projeksiyon tutulmuştur. Eşler arasındaki problem ve sorunları büyük fotoğrafta görmenin üzerinde durarak konuya sosyolojik ve psikolojik açıdan bakarak insanların bu konudaki kişisel değişim ve gelişmesini iyileştirmek üzere düşünce ve fikir kalıplarımızı sunmaktır.

Kuantum düşünce sistemiyle yaşama evet diyen “Kuantum Koçun” insanın her problemiyle ilgili olmak durumundadır. Kuantum düşünce sistemi insanlarına büyük fotoğrafta bakması ve sorun çözmeyi çok yönlü olarak ele alması demek olduğunu daha öncede belirtmiştim.

Eşler kendi aralarında problemsiz yaşam sürmesinin imkân ve fırsatını yakalamalıdırlar. Tamamen problem ve sorunsuz bir evlilik dünyası yoktur. Zamanla problem ve sorun çıkacaktır önemli olan sorunların sevgi, saygı, hoşgörü ve iyi niyet çerçevesinde çözüm bulmasıdır. Bu sorun ve problemler aşk yok etmemelidir. Bardağın dolu tarafından bakabilmeyi becermeliyiz.

İnsan zaman zaman baş ağrısı gibi ağrılara maruz kalabilir. O zaman ağrısız bir bedenin güzelliklerini hisseder ve farkına varır. Eşler evliliklerinde kendi hayatlarını yaşamalıdır. Bir başkası için yaşamayı denememelidirler. Evliliklerin öznesi sıcak ve bitmeyen bir aşk üzerine kurulmalıdır.

Oyun kuralına uygun oynanırsa daha zevk ve şevkle oynanır. Kalp, ruh, akıl ve beden ilişkisi he iki çift için önemlidir. Evlilik işimizi akıl ve zekâmızla doğru olanı bulur, kalbimizle inanır ve ruhumuzla desteklersek bedenimizle güzellikleri yaşarız. Eşler sevginin, saygının ve aşkın kurgusunu sağlam temeller üzerine bina eder ve beyinde bunun kodlarını iyi kurarsa hiçbir olumsuz enerji uzun süre evliliklerini olumsuz etkileyecek ortam hazırlama fırsatı bulamaz.

İlişki ve evliliklerinde problem ve sorun yaşayan insanlar geçmiş yeminlerini bozmalıdırlar. İlişkiyle ilgili eskiye ait kalıpların gözden geçirilmesi ve üzerine gitmek gerekiyorsa gidilmelidir. Yeni baştan yeni sözlerle işe başlamalıdır. Eşler kendileriyle yüzleşmeyi, hesaplaşmayı ve kendileriyle sözleşmeyi bilmelidirler.

Eşler her fırsatta iyi niyet tohumlarını ekmeyi bilmelidirler. İnanç değerlerine uygun dua ve etmeyi bilmelidir. “Olumlamalar” dua ile beslenmelidir. Buna birkaç örnekleme yapacak olursak “Ben eşruhumla hayat boyu güzellikler yaşamak istiyorum”, “Ey yüce yaratan beni eşruhumda uygun kıl”,” birde günahsız ağızla dua etmeyi bilmek önemlidir.

Yüce peygamberimizin günahsız ağızlarla dua ediniz sözünün izahı şöyledir; insanlar dua ve yalvarışlarında başkası için hayır talep ederse, başkası da onun için dua ve niyazında bulunursa bu şekildeki yalvarış günahsız ağızlar olarak değer bulmaktadır. Başkası için güzel ve hoş temennilerde bulunmak ve olumlu enerji yaymak demektir ve bu da günahsız ağızların duası gibidir.

İnsanlar birbiri için yapmış olduğu dua ve yalvarışlar yüce yaratan tarafından kabul edileceği anlamı yüklenmiştir. Dua ve yalvarışta daima olumu yani pozitif enerji varır. Olumlu bir enerji bir sinerji ortaya koyar ve bu da ortalığın mutluluk bulutların dolaşmasına sebep olur. Bize birileri dua ve yalvarışlarım kabul olmuyor diyorsa mutlaka dua ve yalvarış ortamında bir eksiklik vardır. Yüce yaratan kendisine seslenen kuluna cevap vermemelik yapmaz.

Yüce ayetlerinde “Siz beni zikir edin ki bende sizi zikredeyim” anlamında bize mesajları vardır. Dua ve yalvarışlarımızın arkasında durmak, iki kişilikli olmamak ve kendi hayatımızı yaşamak önemlidir. Başkasının hayatını yaşamak insana daima sıkıntı veren bir durumdur.

Bu notaya nereden geldik eşlerin eşruhlu olarak yaşamadaki sıkıntılarının ana kaynağı ne idi ve nasıl bir yolla bunları bertaraf etmenin uygun düştüğüne bakmak gerekliğini ortaya koymak adına bu noktanın üzerinde durdum.

Bir başka önemli ve insanların biyolojisi gereğince eşler kendilerine ait cinsel enerjisini ortaya koymakla yükümlüdürler. Bunun biyolojik bir ihtiyaç olduğu gerçeğini bilmek ve buna göre eşine katkı sunmak durumdadır. Bunu fazlalık ve eksiklik olarak görmemesi gerektiğinin bilinmesi zorunluluğu vardır. Buradaki eksik ve fazlalık evlilik müessesesine zarar verecektir. Bilinçaltı bilgiler, duygular, düşünceler ve fikirler buna uygun kurgulanmalıdır.

Bu konudaki olumsuz duygu ve düşünceler paketlenmeli ve çöpe atılmalıdır. Bu boşaltılan alana olumlu duygu ve düşünceler yüklenmelidir. Olumlama ile ilgili çalışma daima önemlidir. “Olumlama “ Bilgi kodlaması yöntemiyle yapılırsa bilgiler kalıcı hafızaya yer eder.

Yeri gelmişken birkaç olumlama örneğiyle konuya anlam kazandırmaya çalışalım. “Evlilik yaşamımı mutlu kıl ve sevginle besle ey yüce Allah’ım ”, “ Aile olmayı seçiyor ve mutlu aile olmayı diliyorum” ,”Sevmeyi ve sevilmeyi seçiyorum”,” Huzur ve sağlığı seçiyorum”,” Geçmişte edindiğim evliliğe ait engelleyiciler ne varsa onları terk ediyorum”,” bunları söylerken kalp, ruh, akıl, zekâ ve bedenin verdiği ses aynı olmalıdır. Bu duygu ve düşünceler pozitif enerji yaratacaktır.

Eşruhumun eşzamanı aşkına eşler birbirinin gözleri içine bakarken yüce yaratanın iyilik ve güzelliklerini görerek bakabilmeyi denemelidir.

Bütün kudret ve gücün yüce Allah’la ait olduğunu düşünerek bakarsak yeni bir güç enerjisi eşruhta doğacaktır. Bunu içselleştirerek zaman zaman denemeliyiz. imajinasyon için önemlidir. Derin yapıyla yüzey yapıyı ki evlilik akıl, zekâ ve gönül deryasıyla hizaya soktuğumuzda eşruhumuzla eşzaman yaşayacağımızı bilmeli ve buna göre çapa atmalıyız.

Eşruhumun eşzamanını yaşamaz ve yaşatamazsak bir evin içinde iki yabancı gibi durur ve evliğimizin bir anlamı olmaz. Oysaki evlilik bir mutluluk müessesesi üzerine bina edilmiş bir beraberliktir. Bunun üründe çocuklarımızdır. Onların mutluluğu eşlerin mutluluğuna bağlıdır. Mutsuz bir evlilik yaşamından mutsuz çocukların dünyaya gelmesine hakkımız yoktur. Onun için mutluluk ağacımızı bunu düşünerek inşa etmek gerekir. Mutluluk tohumu ekilmemiş bir bahçede nefes almak kolay değildir.

Yaşamayı mükemmel yapmak için taraflar bunu böyle bilmeli ve davranışlarını böyle sergilemelidir. Eşler arasındaki enerjiyi çok iyi yetişmiş bir kuantum veya yaşam koçu bunu görürü ve hisseder. Evlilik tanışma evlik öncesi evlilikler hakkında bilgiyi almayı düşünmedim. Onu ayrı bir makaleyle yanı şu balık altında “Evlilik Öncesi Hazırlık” olacaktır.

İsimlerin insan üzerinde bir ağırlığı vardır. Eşlerin isimler konusunda takıntıları varsa rahatlıkla isim değişikliğine gitme yoluna seçebilir. İsimlerde gizemli bir dünya vardır.

Gönüllerde kıvılcım yaratmanın zaman, zemin saati vardır. Eşler o eşref saatini bilmelidir.

Hiç kimsenin elinde sihirli bir değnek yoktur.Sihirli değnek saygı, sevgi, hoşgörü iklimini oluşturmaktan geçmektedir. Bazı etkinlikler ve faaliyetler eşruhumuzda büyük değişimlere neden olacaktır. Eşimizle birlikte yaşam tarzımızda yapacağımız yenilikler bize bir yeni enerji kazandıracaktır. Önemli olan bu enerjinin olumlu bir enerji olmasıdır.

Birlikte yemeğe çıkma, sinemaya, tiyatroya, müzik ve eğlence programlarına gitmek bize güzellikleri kazandıracaktır. Eşler zaman zaman birbirine hediye almalıdır. Özel günlerinde birbirini hatırlayacak değişiklikler yapmalıdır. Eşler giyim ve kumaş da birbirinin fikrini alarak giyinmelidir. Eşler yaşam boyu aynı yastığa baş koymaya inanırsa yaşam tatlı olur. Özü şu bir ben, bir sen birde çocuklarım felsefesi ruhumuzda yer etmelidir. Aynı değerlere inanmak ve yeşertmek eşruhumuzu ölümsüzleştirir.

Eşimizle birlikte zaman zaman yürüyüşe çıkmak ve el ele tutuşmak, doğada temiz hava solmak, temiz havada enerji toplamak, mutlu olmanın anahtar bilgilerini ve davranış biçimlerini çoğaltmak mümkündür.

Mutluluğun odak noktası;İstek+Kendini Sevmek+Evrensel Zekâyla İşbirliği +Karşısındaki İnsanı Sevmek+Hizmet = Mutluluk, mutluluğun binlerce tanımı olabilir bizim aklımıza ilk gelen bu oldu ve buraya yazdım.

“Aşk ve Duman Gizlenemez”( Kızılderli atasözü) biz bu aşka kuantum aşkı diyebiliriz.

Eşler el ele tutuşmalı çünkü enerji aktarımı söz konusudur. Burada tam yeri gelmişken eş kokusu almak önemlidir. Eşler bu kokuyu almak için sürekli birbirine sarılmayı ihmal etmemelidirler. Eşler zaman zaman birlikte meditasyon yapmalılar. Meditasyon aşk ve sevgi içerikli olursa eşler yeni baştan aşk yaşarlar.

Asıl olan şudur; biz nasıl biri olmak istiyorum; nasıl bir ilişki isterim, nasıl bir iletişim, nasıl bir samimiyet, birlikte nasıl yaşam, ideal eş nasıl olmalı, neye sahip olmak istiyoruz. Eş olmak için ne yapmak gerekiyor, birlikte ne gibi maceralar yaşamak istiyoruz, birlikte yaşayacağımız evimiz nasıl olmalı, eşimizle birlikte ne gibi plan ve projelerimiz olmalıdır. İyi eş olmak için hangi kitapları okumalıyız. Eşler olarak nasıl ve ne şekilde birbirimize destek sağlamalıyız vb.

Eşruhumun eşzamanı makaleme neden olan şey şudur, kuantum düşüncesiyle yaşama evet diyen yaşam koçu her konuyla ilgili olduğu gibi bu konuyla ilgili olmamasının imkânı yoktur. İnsan yaşamında eşlerin birlikte yaşam sürdürmesi vaaz geçilmez bir durumdur. Evliliği tercih etmeyenlerin sebeplerine bakmakta kuantum ve yaşam koçunun işidir. Günümüz dünyasında eşlerin sürekli tartışmalı bir yaşam içinde oldukları, bu tartışmalar sonunda ayrılıklar, ayrı yaşamalar ve boşanmalar had safhaya ulaşmıştır.

Boşanmalarla birlikte kadın işkenceler ve cinayetleri günümüzde her gün işlenmektedir. İnsanların yaşanan huzursuzlukların yüzünde evlerinden uzaklaştığı ve aile faciaların yaşandığı ve çocukların arada kaldığı ve perişan olduğu bir dünyada yaşamaktayız. Bu derece huzursuzluk ve sıkıntıların yaşandığı bir dünyada bu konuyla ilgili olmamak kuantum veya yaşam koçuna yakışık kalmaz diye düşünmekteyim. Tüm bu sıkıntıların olmaması için eşlerin sevgi, saygı, hoşgörü deryasında nefes alması, sevgi, saygı, hoşgörüyle bakmanın hâkim olduğu her yerde güzelliklerin yaşanacağını söylemek adına bunu söylemek mümkündür.

Bu sevgi okyanusunu tanımak ve kana kana içmek işimizi kolay kılacaktır. Nasıl bir dünya arzu etmekteyiz; eşlerin mutsuz olmadığı, aile faciaların yaşanmadığı, eşlerin birbirine sıkıntı yaşatmadığı, karşılıklı şiddetin olmadığı, özellikle kadına karşı şiddet cinayetlerin yaşanmadığı bir yaşam için eşruhumun eşzamanı diyoruz. Layık olduğumuz sevgi, saygı, hoşgörü bulmaya hazırsak, o sizin bir adım ötenizde ruhsal bütünlük oluşturmak adına kadın ve erkek enerjisinde buluşmak eşruhumun eşzamanı olarak görülmelidir. Mitolojideki eşruhların gerçeği de budur.

Daha önceki yazılarımda kuantum düşünce tekniği bireysel olarak bize neler kazandıracağını söylemiştim, burada bir tekrar yapacak olursam; kişinin hayatında çıkarmak istediği tüm olumsuzlukları, olumsuz düşünce ve fikirler olumlamaya dönüştürmek. Bağımlılıklarından arınma, oluşturmak istedikleri oluşturmak, kimlik yaşamının tamamını bolluk, bereket, sağlık, huzur ve güven içinde sağlamak. Kendini, ailesini, çocuklarını ve çevresini mutlu kılacak değişim ve yenilikler sağlamaktır. Yaşamını mutlu edecek güzellikleri yaşamak adına iyi niyet tohumu atmak ve yeşertmektir.

Kaynaklar:
Eşruhumun eşzamanı (R.şanal - Işık Elçi), NLP El kitabı (Harry Alber), Sınırsız güç ( Anthony Robbbins), Çekim yasası (Nil Gün),Marifetname(İbrahim Hakkı ), Felsefe Doktrinler sözlüğü( Prof. Dr. S.Hayri Bolay),Hak Dili Kur’an Dili(Elmalı Hamdi Yazır),Halvette 40 gün(Mıchaela Mihriban Özelsel), Kuantumla yaşamanın sırrı (FRANK j. kinslow),Evliliğe Hazırlık rehberi(Mustafa Topaloğlu), Çocuklarımızı neyi, ne zaman ve nasıl öğretmeliyiz(Ramazan Varol), Kimya-yı Sadet( İmamı Gazali),Gizemli Dünya (Dr.Adil Asımlı)17.01.2015 (“Kuantum Düşünce Merkezi”Sanal Okul - Mehmet Yılmaz)