KARARI “DEVLET AKLI” VERECEK

Uluslararası ilişkilerde dengeyi gözetmek, stratejik hareket edebilmek, doğru dili kullanmak, ülkeye yönelik tehdit ve saldırılara karşı toplumu mobilize etmek, makul anlaşılır söylemlerle zinde ve teyakkuzda tutmak çok önemlidir. Buna diğer ülkelerden gelen destekleyici açıklamalar da eklendiğinde, muhatabınıza kolay lokma olmadığınız mesajını vermiş olursunuz.

Uluslararası ilişkilerde verdiğiniz her taviz başka tavizlerin serisine maruz kalmaktır.

Ekonomik ağırlık merkezinin batıdan doğuya kaydığı bir dönemde zamanın ruhunu ve güç dengelerini iyi okuyabilmek ve ona göre konumlanabilmek ülkelerin istikbali için son derece önemlidir.

Rusya ile aramız bozulduğunda ABD’ye yaklaşan, ABD ile ipler gerildiğinde dümeni Rusya’ya kıran, Avrupa Birliğinden umudu kesip Şangay 5’lisinden bahsetmek söylemde stratejik manevra amaçlı olsa da, pratikte savrulan bir Türkiye izlenimi veriyor.

ABD ile son günlerde yaşananlar “papaz krizi” olarak lanse edilse de olayın perde arkası İran’la alakalı.

Geçen haftaki yazımızda bu konuya değinmiştik.

Hâlâ Türkiye’yi Pentagon’a bağlı bir eyalet gibi gören ABD, Fetö yargısı ve darbesiyle yapamadığını, ekonomik yaptırımlarla, döviz kurundaki dalgalanmayla “aba altından sopa göstererek” tehdit ve şantajlarına devam ediyor.

İslam coğrafyasında direnişin ve dirilişin sembolü olan Türkiye, Amerika’dan bağımsız politikalar izlemeye başladığı bir dönemde cezalandırılmak isteniyor.

Peki, biz ne yapıyoruz?

Ne yapmamız gerekiyor?

Üç buçuk liraya aldığımız Doları yedi liraya bozdurarak mı vatanı kurtarıp vatansever olacağız?

Dolar, Euro yakarak mı?

İphone kırarak mı?

Hatalarımızla yüzleşmek yerine şov yapmakla meşgulüz.

Yarın Almanya’ya kızıp Mercedes’e balyozla mı dalacağız?

Fransa’dan aldığımız ilaçları, kimyasal maddeleri çöpe mi atacağız?

İtalyan kravatlarını dilek ağacına mı bağlayacağız?

Önümüzdeki süreçte Rusya ile problem yaşadığımızda S-400 füzelerini hava boşluğuna mı fırlatacağız?

Dükkan kiralarını dolar üzerinden alan, lüks arabasıyla, Malboro sigarasıyla cola içen vatandaş “Boykot çağrısına uydum, 700 Dolar bozdurdum” diyor.

Helal olsun!

Her neyse!

Artık “Devlet Aklının” devreye girip bir karar vermesi gerekiyor.

Ya 56 yıl daha bekleyip çözülme ve dağılma sürecine giren Avrupa Birliğine dahil olup küresel haraç sistemine entegre olacağız...

Ya simetri hastalığından, tek tip Müslüman anlayışından vazgeçip İslam Dünyasını birleştirici ve bütünleştirici bir rol üstleneceğiz...

Ya da Arap Birliğinin, Afrika Birliğinin, Avrupa Birliğinin olduğu bir dünyada Ekonomik ve Siyasi Türk Birliğini hayata geçireceğiz.

Ülkemizin yeniden medeniyetin merkezi, mazlumların hamisi, İslam’ın ve Müslümanların hadimi olması, bu üç alternatiften en zoruna talip olmakla olacağı muhakkak.

Kalın sağlıcakla...