HAYAT FELSEFEM; ÖNCE ÜLKEM!
İki ay boyunca ekranlarda, meydanlarda, afişlerde, billboardlarda, sosyal medyada, broşürlerde, kimi zaman sokakta, çarşıda, pazarda, bazen çat kapı karşımızda farklı siyasi partilerin ve adayların vaatlerini dinledik konuşmalarına kulak verdik.
Her zaman olduğu gibi bu seçimlerinde çok önemli olduğu bütün siyasiler tarafından vurgulandı. Bu öneme binaen, kimi insanlar izine gitmediler veya izinlerini yarıda kestiler.
Seçimler önemlidir.
Çünkü seçim, yalnızca sandığa bir kâğıt parçası atmaktan ibaret değildir.
Seçim ve oy, düşüncemiz demektir, dünya görüşümüz demektir, milli ve manevi değerlerimiz demektir, yerli ve milli şuur demektir.
Adaylar seçimleri kazanmadan önce, seçmenlerin gönlünü kazanmak için yoğun çaba sarf ettiler. Gece gündüz, iftarda sahurda, bayramda seyranda çalışmalarına devam ettiler.
Peki, bize ne vadettiler?
Oyunuzu bana verin size para dağıtacağım.
-Kredi kartı borçlarına af.
-Bütün sosyal yardımlara zam.
-İmar affı, vergi affı, prim affı.
-Milli bayramlarda burs.
-Dini bayramlarda ikramiye.
-Çay, kek bedava.
-İşsiz gençlere vatandaşlık maaşı.
-Çocuk bezinde KDV indirimi.
Vaatleri görüyorsunuz değil mi?
Toplumun ne halde olduğunu verilen vaatlere bakarak görebiliriz.
Üretimden, yatırımdan, istihdamdan, adaletten, muhabbetten, kardeşlikten, birlik ve beraberlikten bahseden pek yok.
Üretim, yatırım ve istihdam yapısının teknolojiye dayalı hale getirilmesinden de pek bahseden olmadı.
Propaganda sürecinde en çok dile getirilen ve ilgi gören maddi vaatlerin olduğunu gördük.
Manevi iklime dair bir şeyler söyleyen pek çıkmadı.
Sadece, bunlar gitmezse şöyle olur, onlar gelirse böyle olur.
Hâsılı kelâm!
Oyunuzu bize verin, gerisini merak etmeyin.
Kalın sağlıcakla…